Akademisyenlerin "Terör Örgütü Propagandası" Davasına İstinaftan İlk Onama

"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriye imza attığı gerekçesiyle yargılandığı davada, "PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan verilen 1 yıl 3 ay hapse mahkum edilen akademisyen Zübeyde Füsun Üstel'in cezası onandı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, "Bu suça ortak olmayacağız" adlı bildiriye imza atarak terör örgütü propagandası yaptığı gerekçesiyle İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesince 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan Üstel'in avukatınca yapılan istinaf başvurusunu karara bağladı.

Ceza Dairesinin kararında, yerel mahkemenin verdiği kararda usule ve esasa ilişkin herhangi aykırılığın bulunmadığı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından da değerlendirmenin yerinde olduğu belirtildi.

Sanığa verilen cezanın kanuni bağlamda uygulandığı belirtilen ceza dairesinin kararında, bu nedenle sanık Üstel'in avukatınca ileri sürülen nedenlerin yerinde görülmeyerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği kaydedildi.

Ceza dairesinin oy çokluğu ile aldığı karar kapsamında, sanık Üstel'in cezası kesinleşmiş oldu.

Bu hükmün, "terör örgütü propagandası" suçundan yargılanan akademisyenlere yönelik ilk onama kararı olduğu öğrenildi

"Bildirinin, PKK'nın yayınladığı bildirilerden farkı yok"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, bazı akademisyenlerin imzaladıkları bildiriye ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, sanıkların içinde bulunduğu bin 128 kişi tarafından 11 Ocak 2016'da "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı "PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi" yayınlandığı, bununla terör örgütünün alenen propagandasının yapıldığı kaydedilmişti.

Bu bildiriyi imzalayan Galatasaray Üniversitesinden Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel'in de "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 1 yıl 6 aydan, 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi 4 Nisan 2018'de karara bağladığı davada, sanık Üstel'i "PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı. Heyet, sanık Üstel'in pişmanlık göstermediği gerekçesiyle cezanın ertelenmesine yer olmadığına hükmetmişti.

Davanın gerekçeli kararında, söz konusu bildiri metinlerinin ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırı hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği, metnin öz itibarıyla PKK'nın yayınladığı bildirilerden bir farkının olmadığı belirtilmişti.

Söz konusu metnin, insan haklarını savunmayıp, insan haklarını ihlal den PKK'nın müdafaasını ve propagandasını yaptığı kaydedilen gerekçeli kararda, bildiri başlığının "katliam", "işkence" ve "sürgün" gibi kelime veya kavramların bilinçli olarak seçilerek özellikle metin içerisinde kullanıldığı ifade edilmişti.

Gerekçeli kararda, akademisyenlerin de bunların anlam itibarıyla yaptıkları çağrışımların farkında oldukları, bölgede yaşanan olayların sorumlusu ve faili olan PKK/KCK'nın cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı ifadelerin teşvik edildiği kaydedilmişti.

Metnin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin terör eylemleri karşısında tedbir almasını önlemeye yönelik olduğu, ülkede kaos yaratmayı amaçlayan mesajlar taşıdığı ve buna yönelik hedefler içerdiği aktarılan gerekçeli kararda, sanık Üstel'in eyleminin de terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru göstererek, övecek ya da bu yöntemlere başvurması teşvik edecek mahiyette olduğu gerekçesiyle "PKK/KCK terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan cezalandırılmasına karar verildiği bildirilmişti.