Taşkesenlioğlu'nun boşanma aşamasındaki eşi Ünsal Ban'ın ifadesi! Peker'le FaceTime'da ne konuştuğunu bir bir anlattı
AK Partili vekil Zehra Taşkesenlioğlu'nun evdeki görüntülerini Sedat Peker'e vermekle suçlanan boşanma aşamasındaki eşi Ünsal Ban, dün serbest bırakıldı. Ban ifadesinde, "Peker'in attığı bir tweet huzurumuzu bozdu. Peker'i tanımıyordum, kendisi beni görüntülü aradı. Ona 'Büyük vebal alıyorsunuz, bu birçok insanı üzen bir durum' dedim. Peker ise 'Bu bilgilerin doğru olduğuna inanıyorum, o yüzden bu tweet'i kaldırmayacağım' dedi." ifadelerini kullandı.
Suç örgütü liderliğinden hüküm giyen Sedat Peker ; eski Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, kardeşi AK Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu, Eski Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı ile ilgili bir rüşvet sarmalı olduğuna ilişkin iddialarda bulunmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatırken Sedat Peker'in boşanma aşamasındaki eşi Ünsal Ban'ın çektiği Zehra Taşkesenlioğlu'nun evdeki görüntülerini paylaşması ise olay yarattı.
GÖRÜNTÜLERİ PEKER'E VEREN BAN KAÇARKEN YAKALANMIŞTI
Taşkesenlioğlu'nun evdeki görüntülerini Sedat Peker'e vermesi nedeniyle hakkında gözaltı kararı çıkarılan Ünsal Ban, Muğla'da yakalandı. Ban'ın şoförünün eşi ve baldızının evdeki evrakları yakmaya çalıştıkları sırada yakayı ele verdikleri öğrenildi.
SERBEST BIRAKILDI
Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp Büro Amirliğindeki işlemleri tamamlanan Ban ve beraberindeki 3 şüpheli, dün sağlık kontrolü için hastaneye götürüldü. Adliyeye getirilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdikten sonra sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Şüpheli Ban "konutu terk etmeme", diğer şüpheliler ise farklı adli kontrol şartı hükümleri uygulanarak serbest bırakıldı. Ünsal Ban'ın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasının hemen ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz etti. Sunulan itiraz dilekçesinde, Ünsal Ban hakkında 29 Ağustos'ta gözaltı kararı verildiği ancak ikametgahında bulunmayan şüphelinin yurt dışına kaçmaya çalışırken Muğla'da yakalandığına dikkat çekildi. Ban'ın kaçma şüphesinin devam ettiği, bu aşamada adli kontrol şartında bulunan hükümlerin yetersiz kalacağı vurgulanan dilekçede, şüphelinin yeniden tutuklanması talep edildi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Öte yandan Ünsal Ban'ın Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliğinde verdiği ifade ortaya çıktı.Savunmasında Sedat Peker'i tanımadığını belirten Ban, " Sedat Peker'in (Deli Çavuş) isimli Twitter sayfasında beni, eşimi ve Ali Fuat'ı eleştiren bir tweet vardı. Bu tweet'ten sonra aile huzurumuz bozuldu, 2 gün sonra da eşim bana bıçakla saldırdı" açıklamasını yaptı.
"KARIM BANA BIÇAKLA SALDIRDI"
Taşkesenlioğlu'nun devamında yaptıklarını da anlatan Ünsal Ban şunları söyledi: "Sabah 7 gibi yatak odasındaydım. Eşim bıçak ile yatak odasına girdi. 'Seni öldüreceğim' dedi. Telefonumu aldı. Balkondan telefonumu aşağıya attı. Ben bu sırada aşağıya koştum o da koştu ve telefonu aldı. Tekrar mutfağa koştu ikinci bıçağı da eline aldı. İki bıçağı da benim karnıma dayayarak 'Seni öldüreceğim' dedi. Ben de 'Öldür o zaman' dedim. Sağ ve sol kolumda hafif çizikler meydana geldi. Can havliyle yukarı çıktı. Ben de bu esnada eşime 'Sakinleş seni çekiyorum' dedim. Kendisini çektiğimden haberdardı. Nedeni de 'Artık seni ve kendimi öldüreceğim' demesiydi. Yatak odasının kapısı hala kırıktır. Çünkü yatak odasının kapısını 3-4 saat kilitlemiştir. Beni 3-4 gün daha ölümle tehdit etti. Ben aile huzurumuzun toparlanabilmesi amacıyla sürekli Deli Çavuş isimli hesaba ulaşmaya çalışarak tweetin kaldırılmasını istedim.
"SEDAT PEKER'İ TANIMIYORDUM, KENDİSİ BENİ ARADI"
Belli bir süre sonra FaceTime üzerinden +1 ile başlayan tanımadığım bir numara tarafından sesli FaceTime ile arandım. Telefondaki kişi Sedat Peker olduğunu söyledi. Yüzde 80 civarında sesi benzettim. Ben durumu anlattım. Aile huzurumun bozulduğunu eşim ile boşanma yoluna gittiğimi anlattım. Kendisi 'Bu bilgilerin doğru olduğuna inanıyorum, o yüzden bu tweet'i kaldırmayacağım' dedi. Ama ben kaldırılması için DM'den yazmaya iletişim kurmaya çalıştım. Ancak bir 10-15 gün süre geçtikten sonra beni görüntülü olarak FaceTime'dan aradı. Kendisine durumu tekrar anlattım. Kendisi de olayların Zehra Hanımın benimle evlenmediği dönemdeki olaylar olduğunu anlattı. Aralarında WhatsApp yazışmaları olduğunu ve yine bir şey yapmayacağını ifade etti. Son görüşmede, 'Büyük bir vebal alıyorsunuz, bu birçok insanı üzen bir durum' dedim yine zorladım. Fakat yine bir netice elde edemedim. Benim tek amacım o tweet'in silinmesiydi.
"O VİDEOYU BEN PAYLAŞMADIM"
Ben videoyu kaydettiğimi kabul ediyorum. Ancak bu videoyu kesinlikle ben yaymadım. Eşim telefonu attıktan 2 gün sonra telefonumu değiştirerek yeni telefonumu başka bir markadan kullanmaya başladım. Yeni telefonum ile eski telefonumdaki bilgileri aktarmaya çalıştım. Bu aktarma işini yapmaya çalışırken WİFİ'den bağlanıyordum. Bazı resimleri mail olarak atmaya çalıştım. Çok vakit almasından sonra bu işlemlerden vazgeçtim. Tek güvenlik zafiyeti bu olabilir. Bu işlemden dolayı birileri bu bilgileri ele geçirmiş olabilir. Eşim bana maddi ve manevi 70 milyon TL'lik boşanma davası açtı. Ben bu bilgiyi sadece telefonuma gelen bilgilendirme mesajı ile öğrendim. Tarafıma atılan iftiralara tepki olarak hesabımdan söz konusu tweet'leri attım. Ben bunları yaymadım, hiç kimseye vermedim. Deli Çavuş ya da herhangi bir başka hesap ile de bu bilgileri ve videoyu kesinlikle paylaşmadım. Ben hiçbir örgüte üye değilim. Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme veya üye olma suçunu da kabul etmiyorum. Benim ne örgütle ne Sedat Peker ile bir alakam yoktur. Akademisyen olarak yıllardır görev yapmaktayım.
"KAÇMAYACAKTIM, BODRUM'A GİDECEKTİM"
Basında kaçmaya çalışırken yakalandığım servis edilmiştir. Kaçacak olsam elimde yeşil pasaportum ve diplomatik pasaportum vardır. Ben öyle bir şey yapacak olsam Ankara'da veya İstanbul'da uçağa biner ve dünyanın her yerine gidebilirdim. Birçok ülkeye vizem vardır. Kaçmak gibi bir niyetim asla olmadı. Kaçacak olsam yanımda bu kadar az para bulunmazdı. Kaptan ile yaptığımız yol güzergahı planına göre Turgut Reis ve Bodrum'da botla gezecektik. Oradan da araba ile İzmir'e gidecektim. İzmir'de yanımdaki arkadaşım Yaşar'ın evi vardı. En son olarak da oraya gitmeyi planlamıştık. Kesinlikle kaçmak gibi bir niyetim yoktu. Kaçacak olsam pasaport müdürlüğünden izin başvurusu yapmazdım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suçsuzum, serbest bırakılmayı talep ederim."
Kaynak: ODA TV