AK Parti TBMM Grup Toplantısı
"Kalbinde millet, ülke, insan sevgisi olmayanlar, milletimizin kutsal değerlerinden nasibini alamayanlar, onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini küçültürler, kendilerini alçaltırlar."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
"Kalbinde millet, ülke, insan sevgisi olmayanlar, milletimizin kutsal değerlerinden nasibini alamayanlar, onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini küçültürler, kendilerini alçaltırlar. Bu ülkeye şehitlerimiz sayesinde alçaklar uğramadı, Allah'ın izniyle, şehitlerimizin fedakarlığıyla, İstiklal Marşımızın en güzel şekilde ifade ettiği yüreklerdeki sarsılmaz imanla hiçbir zaman da alçaklar uğrayamayacak" dedi.
Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, geçen hafta içinde, 92 yıl önce 12 Mart 1921'de, Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı İstiklal Marşı'nın TBMM'de milli marş olarak kabul edildiğini ifade etti.
İlk Meclisin Antalya Mebusu Hamdullah Suphi Tanrıöver'in "seçim size aittir" diyerek İstiklal Marşı'nın tamamını dönemin mebuslarına okuduğunu anlatan Erdoğan, daha ilk mısra olan "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak" mısrasının ardından Genel Kurul'da şiddetli alkış koptuğunu, her kıtasının alkışlarla kesildiğini, bazı kıtaların ardından "inşallah" sedalarının yükseldiğini anlattı. Erdoğan'ın "son mısradan sonra Meclis şiiri dakikalarca ayakta alkışlamıştır" demesi üzerine milletvekilleri ve seyirciler ayağa kalkarak alkışladı. Kendisi de alkışlayan Başbakan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlamlı yıl dönümüne binaen burada İstiklal Marşımızın sadece son 4 kıtasını okumak istiyorum. Bu son 4 kıtayı birilerinin özellikle birilerinin özellikle anlamasını istiyorum. Geçtiğimiz günler içinde terörle mücadele eden şehitlerimiz için 'Türk askeri boşuna öldü' diyen bazı kendi bilmezlerin, bazı densizlerin bu milletin manifestosu olan, 76 milyonun ortak hissiyatını yansıtan bu dört kıtayı özellikle dinlemelerini arzu ediyorum. Zira vatanı, toprağı, namusu, şerefi, dini için toprağa düşen her Müslüman asker bizim inancımızda şehittir. Onlar peygamberlikten sonra en büyük mertebeye ulaşmış, Kuran -ı Kerim'in ifadesiyle ölü olmayan dirilerdir. Kalbinde millet, ülke, insan sevgisi olmayanlar, milletimizin kutsal değerlerinden nasibini alamayanlar, onların boşuna öldüğü iddiasıyla ancak kendilerini küçültürler, kendilerini alçaltırlar. Bu ülkeye şehitlerimiz sayesinde alçaklar uğramadı, Allah'ın izniyle, şehitlerimizin fedakarlığıyla, İstiklal Marşımızın en güzel şekilde ifade ettiği yüreklerdeki sarsılmaz imanla hiçbir zaman da alçaklar uğrayamayacaklar."
Milletvekilleri ve dinleyiciler, İstiklal Marşı'nın son dört kıtasını okuyan Erdoğan'a "hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal" dizesine ayağa kalkarak eşlik etti ve kendisini uzun süre alkışladı. Erdoğan da milletvekilleriyle birlikte alkışlara katıldı.
Erdoğan, "Mehmet Akif Ersoy'u, böyle muhteşem mısralar yazdığı, bu aziz millete böyle muhteşem bir marş miras bıraktığı için tekrar rahmetle, minnetle yad ediyorum. Bu marşı kabul eden, bu marşın hissiyatını yüreğinde hisseden, bu marşı coşkusuyla Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare ederek zaferle buluşturan TBMM heyetini de rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Allah bu ülkeye, bu millete inşallah tekrar, Akif'in ifadesiyle İstiklal Marşı yazmayı gerektirecek şartlar göstermesin diye dua ediyorum. Gerek ilk Meclis'teki, gerek Kurtuluş Savaşı ruhuna milletçe sahip çıkarak ülkemizi, Türkiye'yi büyüterek inşallah 2023'te ilk 10 ülke arasına sokarak Marşımızı da istiklalimizi de istikbalimizi de son nefesimize kadar koruyacağımıza bir kez de burada milletin huzurunda söz veriyoruz" ifadelerini kullandı.
-Tam gün için yeni düzenleme-
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve doktorlarla buluşacağı programa rahatsızlığı sebebiyle katılamadığını belirten Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun toplantıya katılarak plan ve yol haritasının orada devam ettiğini kaydetti.
Tüm ağlık çalışanlarının Tıp Bayramı'nı kutlayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tıp Camiamızdaki üniversite hocalarımızı çok yakından ilgilendiren bir düzenlemeyi burada hem sağlık camiamızla hem aziz milletimizle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi son iki yılda tam gün mesai uygulamasını kararlılıkla sürdürüyoruz. Gerek halkımız gerek sağlık çalışanlarımız bu uygulamayı büyük oranda benimsemiş, uyum sağlamış durumdadır. Süreç içinde ortaya çıkan ihtiyaçları,aksamaları tespit ettik. Bu ihtiyaçları karşılamak, bu aksaklıkları gidermek için de bazı adımları attık, atıyoruz. Yine bazı aksamalar olabilir bunları da şüphesiz ki süreç içinde gidereceğiz. Yapacağımız yasal bir düzenlemeyle üniversite hocalarımız mesailerinin bitiminde makul bir bedelle vatandaşlarımıza hizmet verebilecekler. Hocalarımıza muayene olmaları durumunda vatandaşlarımız, Sağlık Uygulama Tebliği'ndeki bedel kadar bir ücret ödeyecekler. Örneğin üniversitede muayene fiyatı 55 lira, mesai sonrası öğretim üyesine muayene olan vatandaşımız üniversite hesabına 55 lira ödeyecek. Bu ücretin bir kısmı hastayı tedavi eden öğretim üyesinin, bir kısmı da kurumun hesabına aktarılabilecek. Bu düzenlemenin de öğretim üyelerimize, vatandaşlarımıza, üniversitelerimize hayırlı olmasını diliyorum"
-"Atılması gereken adımlar atılacak"-
Erdoğan, geçen hafta içinde biri Almanya biri de Ankara'da olmak üzere iki acı haber aldıklarını hatırlatarak, Almanya'da şehrinde Türklerin yaşadığı bir binada çıkan yangın sonucu bir anne ve 7 çocuğun yaşamını yitirdiğini ifade etti.
İlk andan itibaren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun görevlendirmek suretiyle Almanya'daki törenlere katıldığın anlatan Erdoğan, tahsis edilen uçakla cenazelerin önce İstanbul'a, daha sonra yine özel uçakla Afyonkarahisar'a nakledildiğini kaydetti.
Ankara'da Altındağ ilçesinde çıkan yangınla 700'e yakın esnafın bulunduğu Yunus Emre Halk Çarşısı'nın kullanılamaz hale geldiğini hatırlatan Erdoğan, "Can kaybının olmaması tesellimiz. Yunus Emre Halk Çarşısı esnafına da gerek Altındağ, gerek Büyükşehir, valimizin koordinesinde yaptığı çalışmalarla süratle adımlar atıldı ve yeni süreçte yapılması gereken neyse bunu da hükümetimiz yerine getirecek ve atılması gereken adımlar atılacaktır" dedi.
İnsanlık tarihine kara leke olarak kazılan Halepçe katliamının 25. yıl dönümünün Türkiye ve Irak başta olmak üzere bölge ülkelerinde anıldığını vurgulayan Erdoğan, "25 yıl önce Halepçe kasabasına yapılan kimyasal saldırı neticesinde binlerce masum sivil, özellikle de masum kadınlar, masum çocuklar insanlık dışı şekilde katledildi. 25. yıl dönümünde Halepçe katliamında şehit edilen binlerce kardeşimizi de rahmetle anıyorum, insanlığa yönelik bu saldırıyı asla unutmayacağımızı, buna benzer insanlık dışı saldırıların yaşanmaması için her zaman mücadele edeceğimizi de hatırlatmak istiyorum" diye konuştu.
-"Ortadoğu, acılar coğrafyası oldu"
Ortadoğu'nun, Kerbela faciasından itibaren sık sık bu tür katliamların yaşandığı acılar coğrafyası olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Kerbela'dan ders çıkarılması gerekirken Kerbela'daki acı ibret olması gerekirken yüzyıllar boyunca bu acı tekrar tekrar yaşandı. Sadeci son 30-35 yılda Sabra ve Şatilla'da, Hama'da, Halepçe'de, Altınköprü'de arkasında binlerce masum cansız bırakan büyük katliamlara şahit olduk. Tıpkı Kerbela gibi ne yazık ki son dönemde yaşadığımız bu katliamlardan da ibret alınmadı. Art arda yaşanan bu katliamlar BM başta olmak üzere uluslararası çevrelerin dikkatlerini ne yazık ki celbetmedi. Şu anda yine bu bölgede benzeri bir katliam yaşanıyor. 3 gün önce 15 Mart'ta komşumuz Suriye'deki olaylar iki yılını doldurdu. İki yıllık süreçte Suriye'de 70 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yaklaşık 250 bin kişinin tutuklu ya da kayıp olmak suretiyle akıbetleri bilinmiyor. İşkencede ölenlerin sayısı binlerle ifade edeliyor. Yine bu süreçte 280 bini ülkemizde olmak üzere yaklaşık bin milyon kişi ülkesini terk ederek komşu ülkelere sığındı. Ülke içinde yer değiştirenlerle birlikte evlerinden, yerlerinden olanların sayısı 2 milyonu çok ama çok aştı."
(Sürecek)
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM