AK Parti Sözcüsü Çelik: "Sırrı Süreyya Önder'in tahliyesi yargının iç işleyişi"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkındaki tahliye kararının yargının iç işleyişi olduğunu belirterek, "Yargı mensuplarını kendi işlerini yapma konusunda siyasi bir müdahaleden uzak bir şekilde değerlendirirsek yargı işliyor.
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkındaki tahliye kararının yargının iç işleyişi olduğunu belirterek, "Yargı mensuplarını kendi işlerini yapma konusunda siyasi bir müdahaleden uzak bir şekilde değerlendirirsek yargı işliyor. Su yatağında akıyor ve netice itibarıyla da kendi yönünü buluyor." dedi.
Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile ilgili tahliye kararının yargı kararı olduğunu, dolayısıyla siyasetçilerin bu konuda söyleyeceği çok şeyi olmayacağını ifade etti.
Anayasa Mahkemesinin oy birliği ile karar vererek konuyu ilgili mahkemeye tebliğ ettiğini ve bunun da hukukun kendi içinde bir gelişme olduğunu kaydeden Çelik, "Herhangi bir tutuklama ya da herhangi bir işlem gerçekleştiği zaman hemen belli çevreler ve özellikle Cumhuriyet Halk Partisi çevresi 'Bunu hükümet yaptırdı' diye sunuyor fakat bir tahliye ya da benzeri bir karar söz konusu olduğunda da bu yargının iç işleyişi olarak gözüküyor." şeklinde konuştu.
"Yargının bütün işlerine siyasi perspektifle müdahale etmek gibi yaklaşımlar olmadığı müddetçe zaten yargı kendi içinde işliyor." diyen Çelik, şöyle devam etti:
"Burada esas olan şu, hükümeti eleştirmek gayesiyle sürekli olarak yargının içini kurcalamaya çalışan bir muhalefet anlayışı var. Yani kuvvetler ayrılığı prensibi nasıl daha iyi olsun, kuvvetler ayrılığı prensibinin işlemesiyle ilgili eleştirileri varsa nasıl daha iyi olsun diye bunları tabii ki dinleriz. Hukuk devletinin teminatı kuvvetler ayrılığı prensibidir.
Kendi mantığı ve kendi gelenekleri içinde işliyor."
HDP'li Önder'e tahliye kararı
Çelik, Türk yargısının geçmiş dönemlerde çok önemli sınavlar verdiğini hatırlatarak, "İlk defa yargı Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimine karşı tarihindeki en güçlü direnişi gösterdi. Geçmişte darbe olduğu zaman Anayasa Mahkemesi başkanları gider, en önce darbecileri selamlardı. O gece HSYK başta olmak üzere bütün yargı mensupları son derece güçlü bir direniş sergiledi ve ilk andan itibaren darbecileri tutuklayarak bu işin üzerine gittiler." ifadelerini kullandı.
Terör örgütlerine karşı son yıllarda verilen mücadeleye dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin çok yönlü olarak terörle mücadele ettiği için yasalar ve yasaların uygulanması konusunda terör ve düşünce hürriyeti arasındaki alanın titizlikle korunması konusunda önemli bir yargı geleneği var. Dünyada pek çok ülkede olmayan bir deneyime sahip. Yargı mensuplarını kendi işlerini yapma konusunda siyasi bir müdahaleden uzak bir şekilde değerlendirirsek yargı işliyor, su yatağında akıyor ve netice itibarıyla da kendi yönünü buluyor. Bu tartışmaları bu şekilde değerlendirmek lazım."
"Daha çok duyarlılık üretmek durumundayız"
Çelik, "4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü" dolayısıyla hayvanlara karşı uygulanan kötü muameleyi de eleştirerek, "Varoluş bir bütündür. Dünya hayatında beraber yolculuk yaptığımız kader arkadaşlarımız var. Hayvanlar, bitkiler ve soluduğumuz oksijen böyle. İnsan, varoluşun bütünlüğünü bozduğu andan itibaren aslında kendi iç bütünlüğünü de bozmuş oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sivil toplum örgütlerine hayvan haklarına yönelik çalışmalarından dolayı teşekkür eden Çelik, şöyle konuştu:
"Toplumun bilinçlenmesine çok büyük katkı sağladılar. Yıllar içinde çok büyük mesafe alınmasını sağladılar. Siyasetçiler de buna kulak vererek, insani, vicdani ve siyasi bir yaklaşım göstererek, bu duyarlılığı görmezden gelmediklerini göstermiş oldular."
Çelik, İslam ve Anadolu medeniyetinin hayvanları koruma konusunda birçok örneği bünyesinde barındırdığına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hayvan hastanesini ilk inşa eden bir millet olarak bununla gurur duyuyoruz. Kuşu ölen bir çocuğa taziyeye giden bir peygamberin ümmeti olmakla gurur duyuyoruz. Bütün bunlar bizim tarihi referanslarımız. Bugün de daha çok duyarlılık üretmek durumundayız."
Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bütün devlet kurumlarına gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi için talimat verdiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Hayvan Hakları Komisyonunun hazırlıkları ortada ve bu, dinamik bir süreç. Bir kere düzenleme yaptıktan sonra meseleyi çözemiyorsunuz. Kültürel, ahlaki ve eğitimle ilgili boyutu var. Çocukların bu bilinçle yetiştirilmesi ile ilgili boyutu var. Çeşitli kötü örneklere dönük olarak kamuoyunun hassasiyetinin yüksek olması da önemli. Bu bizim AK Parti'nin MYK'sinde ve MKYK'sinde gündeme gelen bir konu. Cumhurbaşkanımız ve bütün arkadaşlarımız aynı hassasiyeti paylaşıyorlar."
AK Parti'nin Kızılcahamam kampı
AK Parti'nin Kızılcahamam'da yapacağı "29. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı"na ilişkin bilgi veren Çelik, kampın AK Parti'nin en önemli geleneklerinden biri olduğuna dikkati çekti.
Çelik, ailelerle yaklaşık bin 500 kişiye yakın katılım olacağını ifade ederek, "Adalet, demokratikleşme, iç ve dış politika ile ekonomi meseleleri kapsamlı bir şekilde, en geniş platformda masaya yatırılıp tartışılmış olacak." şeklinde konuştu.
"AK Parti açısından bir siyasi beyin fırtınası söz konusu olacak." diyen Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"İleri demokrasi dediğimiz iradeyi koruyoruz. Önümüzdeki dönemlerde AK Parti'nin imza atacağı reformların ne olacağına dair de birtakım fikirlerin berraklaşması bu kamplar neticesinde de gerçekleşiyor. Meclis açıldı ve bir bakıma yeni siyaset sezonu açılmış oldu. Kampımızı hemen bunun başında yapıyor oluşumuz da yeni dönemde neler yağacağımıza ilişkin ajandamızın oluşması ve siyasi yol haritamızın oluşması bakımından yol gösterici olacak."