AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanımız devletin başıdır.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Cumhurbaşkanımız devletin başıdır. Cumhurbaşkanımızla görüşmek isteyen çok sayıda belediye başkanı oluyor, ilçeden, illerden olsun. Dolayısıyla devletin başı olarak mesaisinin el verdiği ölçüde Cumhurbaşkanımızın kapısı herkese açık." dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Göreve başlayacak ABD Başkanı Donald Trump'tan beklentiniz nedir?" sorusuna ilişkin Çelik, Erdoğan ve Trump'ın daha önce pek çok kez bir araya geldiğini ve aralarında sorunların çözümüne yönelik bir yöntem oluştuğunu söyledi.
Yeni dönemde Trump'tan beklentilerinin olduğunu anlatan Çelik, "Bunların başında Gazze'de ateşkesin sağlanması ve Gazze halkına dönük bu soykırımın durması var. Başkan Trump çevresinden yapılan açıklamalar, Putin ile görüşme şeklindeki bir planının devam ettiği... Biz Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın da bir an evvel bitmesi gerektiğini ifade ediyoruz." diye konuştu.
Çelik, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'li bir belediye başkanını AK Parti'ye davet ettiğini söyledi. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Sayın Özel'in konuşmasını dinledim, da Vinci şifresi gibi şifrelerle konuşuyor. Buna gerek yok, açık bir şekilde söylesin. 'Şu kişi geldi, şöyle ziyaret etti' diye. Onlara yakın bazı haber sitelerinde, 'Şu belediye başkanı, şu ilçe belediye başkanı geldi ve şöyle bir görüşme oldu' diye. O belediye başkanının ağzından da birtakım açıklamalar yapılıyor. Böyle şifreli konuşmaya gerek yok. Cumhurbaşkanımız devletin başıdır. Cumhurbaşkanımızla görüşmek isteyen çok sayıda belediye başkanı oluyor, ilçeden, illerden olsun. Dolayısıyla devletin başı olarak mesaisinin el verdiği ölçüde Cumhurbaşkanımızın kapısı herkese açık. Ortada illegal bir durum yok, komplo teorisine bağlanacak herhangi bir şey yok."
"Şehit ailelerimizi incitecek, herhangi bir adımın atılması söz konusu olmayacak"
Bir gazetecinin "Geçtiğimiz haftalarda DEM Parti heyetinin temasları oldu siyasi partilerle, Meclis Başkanıyla başlayarak sonrasında cezaevindeki eski HDP Eş Genel Başkanlarıyla görüşmeler gerçekleştirdiler. Yeniden İmralı'ya gidiş süreci beklentisi halihazırda var. Bu siyasilerle görüşülürken akıllarda olan sorulardan bir tanesi, bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı ile bir araya gelme ihtimallerinin olup olmadığı. Böyle bir planlama var mıdır? Yoksa sürecin biraz daha olgunlaşması mı bekleniyor?" şeklindeki sorusuna Çelik, terörsüz Türkiye hedefine ulaşmak için yapılan görüşmelerin önemli olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bu süreçteki tutumlarına dikkati çeken Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda yapılan görüşmelerde kullanılan dil ve yaklaşımdan memnuniyetini ifade ettiğini aktardı.
Bu süreçte geçmişte yaşanan sıkıntıların ve sabotajların etkisiz hale getirilmesi gerektiği konusunda yüksek bir hassasiyet bulunduğunu vurgulayan Çelik, herhangi bir taviz veya müzakerenin henüz yapılmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin bu konuda net bir irade ortaya koyduğunu dile getirdi.
AK Parti'nin, siyasi hayatı boyunca şehit ailelerinin ve gazilerin her zaman yanında olduğunu, şehitlerin fedakarlığını başlarının üstünde taşıdıklarını söyleyen Çelik, "Şehit ailelerimizi incitecek, şehit ailelerimizin maneviyatlarına zarar verecek, herhangi bir adımın atılması asla söz konusu olmayacaktır. Burada şehitlerimiz canlarını feda ettiler. Ülkemizin herhangi bir şekilde bir tehdit altında olmaması için, egemenliğimizin ve toprak bütünlüğümüzün korunması için biz bu mesaja sahip çıkacağımızı, son nefesimize kadar sahip çıkacağımızı ifade ettik." diye konuştu.
AK Parti'nin siyasi partilerle yaptığı görüşmelere de değinen Çelik, söz konusu görüşmenin nezaket içinde gerçekleştirildiğini belirtti. Çelik, bu süreçteki görüşme trafiği dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın dönemde bir görüşme planı bulunmadığını bildirdi.
"Suriye'de yeni bir dönem başladı. Yönetimde lider olarak Ahmed Şara bulunuyor. Kendisinin Türkiye'yi ziyaret edeceğine ilişkin iddialar bulunuyor. Böyle bir planlama var mı?" sorusuna Çelik, "Tabii ki bu ilişkiler çerçevesinde onların bir mesaisi var, bizim bir mesaimiz var. Bir ortak nokta, bir ortak tarih ileriki zamanda bir ziyaret tabii ki mümkün olacaktır ama şu anda yakın zamanla ilgili bir planlama henüz hayata geçmedi." yanıtını verdi.
"Sünni de bizim canımız, Alevi de bizim canımız"
Bir gazetecinin, "CHP Genel Başkanı Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beşşar Esed'e yönelik sözlerini 'mezhepsel bir ima' olarak yorumlamıştı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu Çelik, "AK Parti kurulduğundan beri bu siyasi hareketin içerisindeyim. Siyasi tarihi de yakından takip etmeye çalışıyorum. Bizim bütün bir siyasi tarihimizde bu mezhepçilik meselesinin siyasi alandaki tartışmalara sokulmaması ile ilgili ciddi bir hassasiyet var. Bu konuda ciddi bir birikimimiz var ve ben bunun son derece kıymetli olduğunu düşünüyorum. Herhangi bir şekilde mezhep meseleleri, siyasi tartışmaların ve siyasi mücadelelerin parçası haline getirilmedi." şeklinde yanıtladı.
Bunun ilk defa siyasi literatüre sokulmasının 14-28 Mayıs seçimlerinden önce "altılı masa" tarafından yapıldığını söyleyen Çelik, Kemal Kılıçdaroğlu'nun altılı masadan çıktığı bir gün attığı twitte kendisini nitelendirerek "Alevi" dediğini aktardı.
Altılı masadan birilerinin de çıkıp buna pas atmak için "Sünni" dediğini aktaran Çelik, "O zaman da söyledim. Siyasi tartışmaların ve siyasi mücadelelerin mezhep kimlikleri üzerinden tanımlanması son derece tehlikelidir ve sakıncalıdır. Bu işe girilmemesi gerekir. Sünni de bizim canımız, Alevi de bizim canımız. Herhangi bir vatandaşımıza baktığımız zaman onun mezhebini aklımıza getiriyorsak bu zaten utanç verici bir şeydir. Biz vatandaşlarımızın etnik kökenine, mezhebine bakmayız. Aynı milletin parçalarıyız." diye konuştu.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun mezhep meselelerini bu şekilde gündeme getirmesi, altılı masadan başkalarının da bu işin içine girmesinin siyasetin içerisine mezhep temalı tartışmaların sokulması bakımından son derece yanlış ve sakıncalı olduğunu kaydetti.
İnsanların kimliklerine sahip çıkmasının iyi bir şey olduğunu ancak kimlikçiliğin kötü olduğunu ifade eden Çelik, "Mezhep tartışmasını siyasi tartışmanın parçası haline getiren ilk kişi CHP'nin önceki Genel Başkanıdır ve altılı masanın diğer üyeleridir. Sayın Özgür Özel'in bu konuda söyleyecek bir sözü varsa önce oraya söylemelidir. Cumhurbaşkanımız her zaman bu tartışmaların, mezhep tartışmalarının üzerinde bir siyaset gütmüştür. Bu çizgisini de en güçlü şekilde, en yüksek şekilde kamuya da alenen ifade etmiştir." dedi.
"Siyasette bir yıl çok kısa, bir gün çok uzundur"
"Sayın Cumhurbaşkanı önceki gün Şanlıurfa ziyareti sırasında sanatçı İbrahim Tatlıses ile yaşadığı diyalog sonrasında Sayın Cumhurbaşkanının adaylığı kamuoyunda yeniden konuşulmaya başlandı. Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı bugünkü toplantıda gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
"Yani tabii Cumhurbaşkanımızla yol yürüyenler olarak bu bizim gündemimizde. Bunun orada gündeme gelmesinden de büyük bir memnuniyet duyduk. Bu şekilde bağlanmasından da memnuniyet duyduk. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımıza Sayın İbrahim Tatlıses'in sorduğu soruyu biz de aynı şekilde cevaplıyoruz. 'Siz varsanız biz de varız' diyoruz. Formüle bakarız. Siyasette bir yıl çok kısa, bir gün çok uzundur. Onu konuşuruz. Önemli olan milletimizin, vatandaşımızın istemesidir. Millet iradesinin bu şekilde tecelli etmesidir. Etrafımızda gelişen olaylara bakınca Sayın Cumhurbaşkanımızın hem birikimi hem siyasi dirayetinin sadece ülkemiz için de değil bölgemiz için ne kadar kıymetli olduğu her vesileyle görülmektedir. İnşallah en hayırlı şekilde bu süreçleri yürütürüz."
(Bitti)