AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK Toplantısı'na ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Liselere Geçiş Sistemine (LGS) ilişkin tartışmalarla ilgili, "Esasında yapılan açıklamalarla tümüyle ters yüz edilmesine rağmen bunların halen bir yalan siyaseti pozisyonunu koruduğunu görmek bize de bir kere daha geçmiş...

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Liselere Geçiş Sistemine ( Lgs ) ilişkin tartışmalarla ilgili, "Esasında yapılan açıklamalarla tümüyle ters yüz edilmesine rağmen bunların halen bir yalan siyaseti pozisyonunu koruduğunu görmek bize de bir kere daha geçmiş dönemlerde yapılan birtakım kampanyaları hatırlattı. Onun için bunların yalanlarını deşifre etmeye, bu yalan siyaseti ile mücadele etmeye devam edeceğiz." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezi önünde açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Sınavlarla, özellikle de LGS ile ilgili geçen hafta bir tartışma yaşandığını hatırlatan Çelik, muhalefet odakları tarafından yalan bilgi yayıldığını ve yalan siyaset çerçevesinde kampanya üretildiğini belirtti. Çelik, imam hatip okullarının haksız, şuursuz ve vahşi şekilde hedef alındığını söyledi.

Bunların yalanları tek tek ispat edilmesine rağmen yalan bilgiyi ve yalan siyasetini düzelten herhangi bir adım atılmadığını dile getiren Çelik, bunun bilinçli, hedef odaklı bir yalan siyaseti üretimi olduğunu kaydetti.

Vatandaşların üzerinde tereddüt oluşturmaya dönük kötü niyetli bir girişim olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:

"Esasında yapılan açıklamalarla tümüyle ters yüz edilmesine rağmen bunların halen bir yalan siyaseti pozisyonunu koruduğunu görmek bize de bir kere daha geçmiş dönemlerde yapılan birtakım kampanyaları hatırlattı. Onun için bunların yalanlarını deşifre etmeye, bu yalan siyaseti ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Özellikle de başarılı çocuklarımızın anne babalarının kimliklerinden ve mesleklerinden dolayı hedef gösterilmesi aslında bunu yapanların nasıl ayrımcı, nasıl vahşi bir zihniyet içerisinde olduğunu gösteriyor. Bu bizim açımızdan bir vahşet siyasetidir ve buna hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğimizi ifade etmek isterim."

"Türkiye terörle mücadelesi konusundaki kararlılığından vazgeçmiş değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın MYK'nın açılışında yaptığı konuşmada, Terörsüz Türkiye konusundaki hassasiyetin ve dikkatin parti tarafından aynen sürdürülmesine önem verdiğini ifade ettiğini belirten Çelik, çeşitli çevrelerden maksimalist ya da uç fikirler ortaya atılarak fesih ve silah bırakma süreci konusunda kafa karıştırmaya yönelik girişimlerde bulunulduğunu söyledi.

Çelik, "Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, 'Su tersine akmaz.' dedi Kızılcahamam'da. Ama su tersine akarsa da gereğini yaparız. Dolayısıyla Türkiye terörle mücadelesi konusundaki kararlılığından vazgeçmiş değildir. Bu konuda bütün birimler Türkiye'nin hukuk devletini, demokrasisini, cumhuriyetini ve vatandaşlarımızın güvenliğini korumak için tabii ki görev başındadırlar. Ama Türkiye'nin bir devlet politikası olarak yürürlüğe koyduğu Terörsüz Türkiye süreci de büyük bir hassasiyetle ve titizlikle yürütülecektir. Buranın enerjisinin yüksek tutulması ve burada sonuçlara ulaşılması için gereken hassasiyet AK Parti tarafından gösterilecektir. Cumhur İttifakı tarafından gösterilmektedir." diye konuştu.

Çelik, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak odaklarının, terör örgütünün feshi, silahların bırakılması, imha edilmesi, yakılması sürecinin gerçekleşmesi, Terörsüz Türkiye ile birlikte terörsüz bölge hedefine de ulaşacak bir tutumun, bir ilham kaynağının ortaya çıkması olduğuna işaret etti.

Terörsüz bölge denildiğinde bunun en iyi örneklerinden birinin Süveyda'da yaşanan olay olduğunu anımsatan Çelik, Suriye Dürzileri ile Lübnan Dürzilerini hiçbir şekilde temsil etmeyen Hicri adlı bir şahsın, doğrudan bir terör örgütü gibi hareket ederek hem bölgedeki etnik ve mezhebi unsurları hem de Suriye'nin toprak bütünlüğü ile milli egemenliğini hedef aldığını ifade etti.

Çelik, "Peki derdi mezhep mi? Hayır değil. İşte bahsettiğimiz terör örgütlerini ya da teröre dönük olarak birtakım elverişli oluşumları kendi vekalet savaşlarının parçası olarak güçlerin ortaya koyduğu eylemlerden, senaryolardan bir tanesi. İstiyoruz ki bu bütün bölgeden kalksın. Öncelikle Terörsüz Türkiye hedefi gerçekleşsin, arkasından da burada aynı şekilde terörsüz bölge de söz konusu olsun." şeklinde konuştu.

Çeşitli zamanlarda yapılan bazı açıklamalar çerçevesinde Terörsüz Türkiye sürecine yönelik haksız eleştiriler, birtakım yanlış bilgi yayanlar ve yalan siyaseti olarak tanımlanan pek çok tutum olduğuna dikkati çeken Çelik, bunların hepsine yeri geldiğinde cevap verebileceklerini ancak şu anda odaklarının, fesih, silah bırakma, silahların yakılması ve teslim edilmesi sürecinin sağlıklı şekilde yürütülmesi olduğunu kaydetti.

"Kamp, çalışma zemini olarak gelecek günlere ışık tutacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kızılcahamam'da bir kamp gerçekleştirdiğini hatırlatan Çelik, kampın birinci gününde bir stratejik çalıştay yapıldığını söyledi.

Gelecek dönemin siyasetini belirlemek amacıyla, bütün birimlerden katılımla yuvarlak masa toplantıları ve çalıştaylar şeklinde tüm siyasi konuların gözden geçirildiğini aktaran Çelik, bu çalışmaların Genel Sekreterlik tarafından notlar haline getirilerek Genel Başkana sunulduğunu belirtti.

Genel Başkan Erdoğan'ın, bu notların gereğinin ilgili birimlerce yerine getirilmesi için MYK'ya talimat verdiğini aktaran Çelik, Kızılcahamam kampında alınan kararları siyasete yansıtma çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti. Çelik, kampın gelecek döneme yönelik bir referans ve çalışma zemini olarak değerlendirildiğini kaydetti.

AR-GE Başkanlığı tarafından eğitim çalışmalarının devam ettiğini, ağustos ayını boş geçirmeyeceklerini anlatan Çelik, Teşkilat Başkanlığı tarafından "Türkiye Buluşmaları" adı altında kapsamlı toplantılar yapıldığını dile getirdi.

"Meclis Başkanımız günler içerisinde bunu hayata geçirecek"

Çelik, açıklamasının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Terörsüz Türkiye konusunda meclisteki komisyonun ne zaman kurulacağı ve komisyonun üye sayısına ilişkin soru üzerine Çelik, "Meclis Başkanımızın takdirinde ama zannediyorum Meclis Başkanımız yani haftalar demeyeyim, günler içerisinde bunu hayata geçirecek şekilde biliyorsunuz bir siyasi ziyaret trafiği yapıyor. Burada Meclis Başkanımızın da hassasiyeti bunun kapsayıcı bir şekilde Türkiye'nin bütün unsurlarının, bütün dinamiklerinin, bütün siyasi temsillerinin burada kendisini gösterdiği bir şekilde yer almasıdır. Sayısı, vesairesi Meclis Başkanlığı çalışma yaptırıyor. Bir de tabii bu komisyonun kendine has özellikleri olacak. Onu da hep Meclis gelenekleri içerisinde konumlandırılması Meclis Başkanlığı tarafından yapılacaktır." yanıtını verdi.

Meclis Başkanı'nın bu çerçevede çok değerli ve kapsamlı bir çalışma yaptırdığının altını çizen Çelik, esas olanın Meclis'te temsil edilen herkesin komisyonda gelip fikirlerini söylemesi olduğunu kaydetti.

Çelik, Meclis'in herhangi bir zeminini meşru kabul etmemenin aslında siyasi parti olmanın ve siyasetin mantığına aykırı olduğunu vurguladı.

Birtakım marjinal fikirler söz konusu olduğunu, bu marjinal fikirlerin belli partilere çağrı yaptığına işaret eden Çelik, şöyle devam etti:

"Diyorlar ki, 'Bu komisyonu reddedin. Çünkü bu komisyonun amacı şu şekilde gayrimeşrudur' diye. Aslında bunların hepsi bahsettiğim şekilde siyasetin doğasına aykırı ve bunlar aslında siyaseti güçlendiren değil, siyasetsizleşmeyi pekiştiren, siyasetsizleşmenin zemininden konuşan fikirler. Esası nedir? Bir memleketin meselelerinin konuşulacağı, buraya dönük olarak herhangi bir meselenin kabullerinin ve itirazlarının ortaya koyulacağı yer yüce Meclis'tir. Yüce Meclis, en zor zamanlarda bile bu görevini yerine getirmiştir. Türkiye'nin bir meselesiyle ilgili bir konu konuşulacakken buna destek veren de orada olacak, itiraz eden de orada olacak. Bu şekilde olduğu zaman ancak bu anlamlı bir şekilde siyasetin hakkı verilmiş olur. Siyasi parti olmanın hakkı verilmiş olur. Yani bir siyasi partinin bu kadar büyük bir meselede 'Ben bu zeminin dışında kalıyorum.' demesine yönelik yapılan çağrıları doğrusu son derece apolitik, siyasetin zeminini zayıflatmaya dönük, Türkiye'de sivil siyasetin gücünü zayıflatmaya dönük bir yaklaşım olarak görüyorum. Bunlar, aslında siyaset üzerinde vesayet kurmaya çalışanların kullandığı dilin bugün güncellenmiş halidir. Yani 'şu parti oraya girmesin, bu parti oraya girmesin, bu mekanizmanın parçası olmasın demek' aslında siyasetin zeminini ortadan kaldırmak, siyasete meşru olmayan bir misyon atfetmektir."

"Biz sivil siyasetin gücüne inanıyoruz"

Parlamentonun konuşmak ve tartışmak için olduğunu dile getiren Çelik, "Bu tip büyük meselelerde, bunlar Türkiye'nin meselesidir, herkesin bu meselenin parçası olarak elini taşın altına koyması, sorumluluk üstlenmesi, varsa desteğini, varsa itirazını açık ve net bir dille, kimse kimseyi suçlamadan, vatandaşımızın önünde, yüce Meclis'in kayıtları içerisinde ifade etmesi son derece kıymetli olur." ifadelerini kullandı.

Çelik, daha ortada bir tartışma yokken tartışmayı siyaset, fikir temelinde, siyaset üretimi temelinden yapmayıp "ihanet" benzeri kelimelerle yaftalamaya çalışmanın da aslında siyaseti zayıflatmak olduğuna dikkati çekerek, "Biz sivil siyasetin, demokrasinin, cumhuriyetin gücüne inanıyoruz. O sebeple orada komisyon dahil olmak üzere en geniş zeminde bunun konuşulmasının son derece anlamlı, değerli olduğunu düşünüyoruz. Bu sürece destek veren, anlamlı, içerikli bir şekilde itirazlarını ortaya koyan herkesin fikri önemlidir." diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Merve Yıldızalp - Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title