AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK Toplantısına ilişkin basın toplantısı düzenledi: (2)

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bizim bütün çalışmalarımız, PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla feshi ve silah bırakması, silahlarını teslim etmesi şeklindeki bir süreçtir.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bizim bütün çalışmalarımız, PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla feshi ve silah bırakması, silahlarını teslim etmesi şeklindeki bir süreçtir." dedi.
Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezi önünde açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Filistin ve Gazze konusunu yakından takip ettiklerini belirten Çelik, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Gazze'yi işgal etme konusunda cesaretlendirenlerin bunun sonuçlarının çok kötü olacağını da bilmeleri gerektiğini söyledi.
Çelik, "Şimdiye kadar bütün soykırım suçları işlenmişken yapılması gereken tek şey, hem bölgenin geleceği açısından hem insanlığın geleceği açısından Netanyahu'nun başında olduğu bu katliam şebekesinin durdurulması ve yargı önüne çıkarılmasıdır. Bunların soykırım suçundan Nazilerin yaptığı gibi hesap vermesidir. Bunun dışında bunları cesaretlendiren herkes daha da ileri gitmiş birtakım Nazi eylemleriyle yüzleşmek zorunda kalacaklar." dedi.
Bazı ülkelerin eylül ayında Filistin'i tanıyacaklarını ifade etmelerinin son derece kıymetli bir adım olduğunu dile getiren Çelik, bu yöndeki küresel dalganın yükselmesinden büyük bir memnuniyet duyacaklarını ifade etti.
"Oradaki hareketliliği de görüyoruz"
Bir basın mensubunun, "Önceki gün Suriye'de bir köye saldırı düzenlendi. YPG'nin silah bırakmamasını süreç için bir engel olarak görüyor musunuz? YPG'nin bu saldırgan tutumu devam ederse Terörsüz Türkiye sürecinin belli bir süre sonra önünün tıkanacağı konusunda birtakım endişeler var. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Çelik, Terörsüz Türkiye süreci ilk başladığında da terör örgütü PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla silah bırakması gerektiğini dile getirdiklerini anımsattı.
Aynı şekilde silahlı grupların yanı sıra illegal yapılanmaların da feshedilmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim Terörsüz Türkiye'den anladığımız budur. Bu prensiplere yani bütün şube ve uzantılarıyla silah bırakmasına ya da illegal yapılanmalarının da feshedilmesine dönük bu yaklaşıma dair birtakım şerhler düşüldüğünü, bunlara birtakım bu çevrelerden itirazlar geldiğini, Suriye'de yapılan bazı konuşmalardan görüyoruz. Ama bizim prensibimiz ve tutumumuz açıktır. Oradaki hareketliliği de görüyoruz. SDG denilen PKK yapılanmasıyla oradaki hükümet arasında bir yıl içinde gerçekleşecek bir eylem planı vardı ve oradaki o silahlı gruplar tek silahlı gücün Suriye ordusu olması temelinde silahlarını bırakacaklar, o yapıya teslim olacaklardı. Irak'ta farklı bir model, Suriye'de farklı bir model ortaya çıkacaktı. Onlar da Suriye ordusuna entegre olacaklardı."
Çelik, çeşitli gelişmeleri bahane ederek bunun başka bir mecraya götürülmeye çalışıldığını, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve milli egemenliğine aykırı birtakım yaklaşımların ortaya koyulmaya çalışıldığını, bazı fırsatçılıklar yapılarak başka hareketliliklerin ortaya koyulmaya çalışıldığını gördüklerini dile getirdi.
Bu durumun kabul etmeyecekleri bir şey olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"Terörsüz Türkiye derken aynı zamanda bu, terörsüz bölge hedefi için de bir ilham kaynağı olacaktır. Ayrıca, bu terör gruplarının Suriye için önerdiği ya da Irak için önerdiği modellerin oradaki Kürt'e de Arap'a da Türkmen'e de bir faydası yoktur. Bunlar daha önceleri emperyalist odaklarca dillendirilmiş, tamamını elde edemedikleri ülkelerin belli bölgelerine hükmetme, tırnak içinde 'çökme' şeklindeki siyasi projelerin, bu emperyalist projelerin terör örgütleri vasıtasıyla hayata geçirilmesinden ibarettir. Orada bu sürece karşı olan yaklaşımları da görüyoruz. Ama biz odağımızı kaybetmiyoruz. Bizim bütün çalışmalarımız, PKK'nın bütün şube ve uzantılarıyla ve illegal yapılarıyla feshi ve silah bırakması, silahlarını teslim etmesi şeklindeki bir süreçtir."
"Sürecin sabote edilmesine o şekilde müsaade etmeyiz"
Çelik, Suriye meselesini çok yakından takip ettiklerinin altını çizerek, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit eden pozisyonların korunması ya da güncellenmesine dair adımları hassasiyetle takip ettiğimizin bilinmesini isteriz. Her birini gayet iyi bir şekilde biliyoruz. Orada esas olan, Suriye hükümetiyle SDG denilen yapı arasındaki bu bahsettiğimiz anlaşmanın bir an evvel hayata geçmesidir. O zaman zaten bir sorun kalmayacaktır. Ama şimdi Süveyda bölgesinden bu SDG'nin olduğu bölgeye kadar koridor açma, oralarda farklı bir alan oluşturma talepleri aslında emperyalist ve Siyonist talepler bunlar. SDG adına yapılan açıklamalarda işte 'yerel yönetim modeli, Suriye'de özerk modeller' gibi kamufle edilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Hassasiyetle takip ettiğimiz bir konudur. Tabii ki bu bahsettiğim toprak bütünlüğü ve milli egemenliği çerçevesindeki Suriye'yi bölme girişimlerine ya da Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine, PKK terör örgütünün silah bırakması ve kendini feshetmesine dair sürecin sabote edilmesine müsaade etmeyiz. Gereğini yaparız."
"TSK ya da yargıyı vesayet amaçları için araç olarak kullanma geleneğine sahipler"
Çelik, CHP'nin Yüksek Askeri Şura kararlarıyla ortaya çıkan komuta kademesiyle ilgili sözlerini takip ettiklerini belirterek, "Burada bir kere daha görüyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi, şunu bir türlü anlayamıyor, bu artık genetik bir problem haline gelmiş; Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) ya da yargıyı kendi vesayet amaçları için bir araç olarak kullanma geleneğine sahipler. Bunu sürekli olarak talep ediyorlar." diye konuştu.
"Silahlı Kuvvetlerin anayasaya sadakati bu bahsettiğiniz zihniyeti rahatsız eden bir şey." diyen Çelik, Genelkurmay Başkanının da diğer kuvvet komutanlarının da bu göreve gelinceye kadar bütün kademelerde görev yapmış, askeri nitelikleri tartışılmaz ve yüksek derecede nitelikli askerler olduklarını vurguladı.
CHP'lilerin, TSK komuta kademesinde yapılan atamaları objektiflik ve siyasi bir tercih olma açısından değerlendirdiklerine işaret eden Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Cumhurbaşkanlığı makamı, başkomutanlık makamıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde herhangi bir askeri yetkiliye verdikleri yetkiyi Sayın Cumhurbaşkanımızın kullanamayacağını düşünüyorlar. Bu da esasında kafalarındaki devlet ve hükümet ayrımı, atanmış ve seçilmiş ayrımı açısından eski, o arızalı zihniyete yine tekabül ediyor. Sonuç olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri çalışmalarını yapar, bunlar sonra başkomutan olarak, cumhurbaşkanı olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilir, Yüksek Askeri Şura'da bu kararlar alınır ve bu kararlar yüzde 100'lük bir meşruiyetle hayata geçirilir."
TSK komuta kademesindeki komutanların dünya askerlik skalasındaki niteliklerinden ve kabiliyetlerinden gurur duyduklarını ifade eden Çelik, TSK'nın son yıllarda tarihinin en büyük operasyonlarına, en büyük faaliyetlerine imza attığına dikkati çekti.
Emekliye ayrılan komutanlara emeklerinden dolayı teşekkür eden ve yeni görevlerine atanan komutanlara başarı dileyen Çelik, "Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisinin özellikle yeni Genelkurmay Başkanımız ve Kara Kuvvetleri Komutanımız hakkındaki sözlerinin hiçbir siyasi geçerliliği yok, hukuki geçerliliği yok, askeri geçerliliği yok. Eski Cumhuriyet Halk Partisi hastalıklarının nüksetmesinin bir neticesi olarak o cümleleri kuruyorlar. Bizim için yok hükmündedir." dedi.
"Yargı, elindeki dosyaya, bilgilere göre işlemini yapıyor"
Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin görevine iade edilmesinin anımsatılıp, yürütülen operasyonların "CHP'li belediyeleri ele geçirmek amacı taşıdığı" yönündeki iddiaların sorulması üzerine Çelik, şöyle konuştu:
"Tabii o siyasi tartışmayı onlar o şekilde sürdürüyor. Ama biz de onlara şu soruyu sormuştuk, 'Peki, bu kadar yolsuzluk iddiası var. CHP Genel Başkanı çıksın, desin ki 'Bu yolsuzlukların hiçbiri yok ve ben bunlara kefilim.' Bunu diyebiliyor mu? Nihayetinde yargının yürüttüğü konular. Demek ki yargı, elindeki dosyaya, bilgilere göre işlemini yapıyor. Yeri geldiği zaman mevzuatımız çerçevesinde görevden alınması gereken görevden alınıyor, göreve iade edilmesi gereken göreve iade ediliyor, görevine devam ettirilen de görevine devam ettiriliyor. Dolayısıyla bu meseleyi onların başından beri siyasi bir tartışmaya, AK Parti ile CHP arasında bir meseleye dönüştürmeye çalıştığını görüyoruz ama bunun zemini ve dayanağı yok."
Çelik, AK Parti'nin 24'üncü kuruluş yıl dönümünün yaklaştığının hatırlatılması üzerine, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla kutlama programı düzenleneceğini bildirdi.
AK Parti'nin hep 18 yaşında olduğunu söyleyen Çelik, kutlama programının olduğu gün il başkanları toplantısını da yapacaklarını duyurdu.
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yakın zamanda Ukrayna'ya bir ziyaretinin planlanmadığını da söyledi.
"Bir üstünlük iddiasında bulunmamalarını tavsiye ederiz"
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in, "hava ve deniz gücü itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden daha üstün olduklarına" dair açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine Çelik, her zaman Yunanistan ile bütün sorunları masada çözmeye yönelik ifadeler kullandıklarını hatırlattı.
Türkiye diplomasiden yana tutumunu korumaya devam ettikçe Yunanistan'dan yanlış birtakım açıklamalar geldiğini dile getiren Çelik, "Bizim Yunanistan'a önerimiz, sorunları masada el sıkışarak çözme şeklindeki diplomatik tutumu devam ettirmek. Türkiye'nin burada bir çekincesi yok. Yani herhangi bir Yunanistan yetkilisinin, Türkiye'ye dönük bir çatışma cümlesi kurması absürt bir yaklaşım olur. Türkiye ile Yunanistan arasında askeri bir mukayese yapıp, bundan bir üstünlük çıkarmasını da kimse ciddiye almaz." diye konuştu.
Türkiye'nin barışın ve diplomasinin tarafında olduğunu ifade eden Çelik, "Tabii ki Türkiye'nin, kendi çıkarlarını, milli güvenliğini korumak için yüksek askeri kapasitesiyle, kabiliyetleriyle hem masada hem sahada sonuç alacak gücü var. O çerçevede bakıldığında yani Türkiye ile böyle bir askeri mukayeseye girerek işte Kıbrıs'a müdahale gibi ya da bahsettiğiniz çerçevedeki yaklaşımlar gibi bir şeye girilmemesini tavsiye ederiz. O bakımdan Yunanistan'dan yapılan bu açıklamalar, doğru açıklamalar değil." dedi.
Yunanistan hükümetlerinin, iç siyaset ile dış politikaya dönük yapılacak açıklamaları birbirine karıştırma alışkanlığı edindiğine belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Biz her zaman masa kurulsun, masada konuşalım, meseleleri el sıkışarak çözelim diyoruz. Bu da kimseden korktuğumuz, çekindiğimiz için değil, doğru olan bu olduğu için böyle söylüyoruz. O sebeple hiçbir şekilde kendilerine Türkiye ile ilgili bir askeri mukayese yapıp, bir üstünlük iddiasında bulunmamalarını tavsiye ederiz. Zaten öyle bir iddiayı hiç kimse de ciddiye almaz."
(Bitti)