Haberler

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin herhangi bir şekilde HTŞ'nin hareketliliğinin arkasında olduğuna dair bütün söylemlerin yanlış olduğunu belirterek, "Burada HTŞ, Suriye'nin iç dinamikleri çerçevesinde ve İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ihlallere...

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin herhangi bir şekilde HTŞ'nin hareketliliğinin arkasında olduğuna dair bütün söylemlerin yanlış olduğunu belirterek, "Burada HTŞ, Suriye'nin iç dinamikleri çerçevesinde ve İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ihlallere karşı olarak harekete geçtiği andan itibaren bizim bütün inisiyatifimiz Suriye'de kan dökülmesinin önüne geçmeye çalışmak oldu." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Suriye'nin, Gazze'deki olaylar başta olmak üzere hem bölgesel barışın hem de küresel barışın en önemli gündem maddesini oluşturduğunu söyleyen Çelik, kurumların, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahada olduğunu, MİT'in çalışmalarını orada sürdürdüğünü, polislerin sınır bölgelerinde görev başında bulunduğunu aktardı.

Çelik, "Bizim bütün arzumuz, Suriye'nin herhangi bir yerinde olmak zorunluluğumuzun ortadan kalkması, terör örgütlerinin ortadan kalkması ve 'Suriye Suriyelilerindir' şiarının hem milli egemenlik bakımından hem de toprak bütünlüğü bakımından tam olarak hayata geçmesidir. Onun için birincisi Suriye'nin milli egemenliği, ikincisi Suriye'nin toprak bütünlüğü, asla vazgeçilmez olan geleceği inşa etmeye dönük temel ilkeler olacaktır." diye konuştu.

Yeni yönetimin şu ana kadar olumlu mesajlar verdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Bu zor şartlar altında, savaş koşullarında bütün bu zulümler ortaya çıkarken hukuka bağlılık ilkesinden bahsetmeleri ve yeni dönemde suçluların cezalandırılmasının mahkemeler yoluyla olacağına dair vurgu yapmaları çok önemlidir. Anayasayı ortadan kaldırmıyorlar, anayasal düzene karşı bir tutumları yok. Anayasayı gözden geçirelim, BAAS rejiminin, zulüm rejiminin meşruiyet aracı olan anayasayı gözden geçirerek bütün Suriye halkını temsil edecek demokratik hale getirelim şeklinde bir irade var. Dünyanın bunu iyi okuması gerekmektedir. Kuşkusuz bu anayasa, 'Suriye Suriyelilerindir, Suriye'yi sadece Suriyeliler yönetir' ilkesine bağlılığın siyasi hukuki zemini olacaktır."

"Girişimlerimizi sürdürdük"

Bazı odakların HTŞ'nin hareketliğinin arkasında Türkiye'nin olduğunu doğrudan ya da dolaylı olarak ifade eden açıklamalarını gördüklerine işaret eden Çelik, "Bizim herhangi bir şekilde HTŞ'nin hareketliliğinin arkasında olduğumuza dair bütün bu söylemler yanlıştır. Burada HTŞ, Suriye'nin iç dinamikleri çerçevesinde ve İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ihlallere karşı olarak harekete geçtiği andan itibaren bizim bütün inisiyatifimiz Suriye'de kan dökülmesinin önüne geçmeye çalışmak oldu." dedi.

Ömer Çelik, şu açıklamalarda bulundu:

"Biz sadece bu süreç gerçekleşirken daha fazla kan dökülmemesi için girişimlerde bulunduk ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde sonuca ulaşması için her alanda, sahada da diplomasi alanında da girişimlerimizi sürdürdük.

Suriye, Suriyeliler tarafından yönetilen, milli egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulan, müstakil olarak hareket eden bir devlet olarak yoluna devam etmelidir. Hiç kimsenin sahası, hiç kimsenin aracı ya da hiç kimsenin bölge politikalarına dönük siyasi manivelası haline gelmemelidir."

Çelik, 14-28 Mayıs seçimlerinden önce Türkiye'de misafir edilen Suriyelilerle, sığınmacılarla ilgili yoğun bir gündem olduğuna değinerek, en zor koşullarda, siyasetin en sıcak tartışmalarının olduğu zamanlarda bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ilkelerden ve insani tavrından hiçbir şekilde vazgeçmediğini, Türkiye'nin tarihin doğru tarafında durması için liderlik ettiğini vurguladı.

"Kilit bir noktadır"

Batılı ülkelerin mesajlarını yakından takip ettiklerini belirten Çelik, bazı ülkelerin bugün Suriye'yle dayanışma gösterilmesi konusunda birtakım şerhe düştüklerini, rezervler ve dipnotlar koyduklarını gördüklerini söyledi.

Suriye'de şartların belli olduğunu, oradaki insanların normal hayata dönmek, medeni bir hayatın içerisinde yer almak için büyük gayret sarf ettiklerini dile getiren Çelik, bunun için Suriye'de demokrasinin, anayasal düzeninin yerleşmesine, Suriye'nin milli iradesinin doğru mekanizmalarla devam etmesine dönük destek içerisinde olunması gerektiğini ifade etti.

Çelik, "Bugün uluslararası toplumun, Batılı ülkelerin, bölge ülkelerinin yapması gereken tek şey, Suriye'ye yardımcı olmaktır. Bu bölge barışı için kilit bir noktadır. Ayrıca Suriye dosyasının doğru bir yere gitmesi için de kilit bir noktadır." dedi.

Ömer Çelik, "Suriye içerisindeki topluluklar hangi mezheptense, hangi etnik topluluktansa, nerede oturuyorsa onların kadim yerlerinin, onlara ait olması gerekir. Başkaları tarafından gasbedilmiş bu bölgelerin onlara verilmesi gerekir ve terör meselesinin tamamen temizlenmesi gerekir." diye konuştu.

Bazı Batılı ülkelerin, Suriye'yi bir DEAŞ kreşi gibi kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Sırf PKK, YPG terör örgütünü, DEAŞ'lıları hapishanede tutuyor, onlara bekçilik yapıyor diye bir terör örgütünü başka terör örgütüyle kontrol etme gibisinden bir mantığın hem sürdürülebilir olmadığını hem de başka komplikasyonlara yol açacağını ve açmakta olduğunu çeşitli ülkelerde kullanılan bu yöntemin nelere yol açtığını o ülkelerde bölgesel barışı bozmaktan küresel barışı bozmaya kadar çok büyük facialara imza attığını tekrar hatırlamak gerekir. O yüzden DEAŞ meselesinin çözümü, orada herkes elini taşın altına koyacak. Kendi ülkesinden tutuklu varsa alacak. Sırf bunun için PKK terör örgütünün orada desteklenmesi demek terör örgütlerine karşı terör örgütleri üzerinden iş yapmak gibisinden ilkel ve gayrimeşru bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın sona ermesi gerekiyor."

"Gayrimeşru bir işgaldir"

İsrail'in, Şam'a epey yakın mesafeye gelerek oralarda yerleşim yerleri kuracağını, askerlerinin kış üstlenmesine geçtiğini söyleyen Çelik, "O yerleşim yerleriyle teşvik verileceğine dair hükümet kararı alındı. Bu gayrimeşru bir işgaldir. Bugün İsrail'in orada gerçekleştirdiği eylemlerin kesinlikle güvenlikle ilgisi yoktur. Bu başka egemen ülkenin toprağını işgaldir. Bu işgale göz yumanlar, Suriye'de bu işgal sonucunda ortaya çıkacak birtakım reaksiyonlarla yüzleşmek zorunda kalırlar." diye konuştu.

Suriye'de devletin çökmediğini, 1974 Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması'nın yürürlükte olduğunu belirten Çelik, Suriye'de rejimin çöktüğünü, devletin ve rejimin başka bir şey olduğunu, dolayısıyla İsrail'in bütün eylemlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etti.

"Bütün silahlı unsurların Suriye'yi terk etmesi gerekiyor"

Bir diğer konunun Fırat'ın doğusu, PKK, YPG, PYD meselesi olduğuna dikkati çeken Çelik, Suriye halkının iradesi ortaya çıktıktan sonra herhangi bir terör örgütünün, herhangi şekilde bir bölgeyi kontrol etmesinin düşünülemez olduğunu söyledi.

Suriye'yi uydu devlet yapmak üzere faaliyet gösteren pek çok odak olduğunun altını çizen Çelik, şunları kaydetti:

"PKK üzerinden herhangi bir siyasi proje peşinde koşanların, Esad rejiminin akıbetinden net bir şekilde fotoğrafı görüp, bu projeleri sonlandırmaları gerekir. Bütün silahlı unsurların Suriye'yi terk etmesi gerekiyor. Burada hem biz hem Suriye Geçici Yönetimi, Suriye'deki Kürt kardeşlerimizle PKK terör örgütü arasında net bir ayrım yapıyoruz. Suriye'de, Türkmenler, Araplar, Kürtler beraber yaşayacak. Onlar Suriye'nin kadim halklarıdır ama oradaki terör örgütlerinin, orada herhangi bir şekilde yeri yoktur."

Sorular

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Çelik, MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Suriye ziyaretine ilişkin soru üzerine, şunları söyledi:

"Türkiye'nin içinde bazı çevreler ve Türkiye'nin dışında bazı odaklar, MİT Başkanımız İbrahim Bey'in, 'bir terör örgütü olarak tanımlanan HTŞ lideriyle niye görüştüğünü' ifade ediyorlar. Neyin ne olduğuna dair etiketi, sahadaki durum belirliyor. Düne kadar birilerinin gözünde Esad rejimi, kabili muhatap bir rejimdi ama bugün Esad rejimi yok. O zamana kadar da HTŞ bir terör örgütü olarak adlandırılıyordu. Bugün ise Suriye halkının büyük çoğunluğu tarafından desteklenen, Suriye'nin özgür geleceğine imza atan güçlerden biri olarak görülüyor. MİT Başkanımızın, burada gidip de HTŞ lideriyle görüşmesi, Suriye halkının iradesine duyulan saygı çerçevesinde bundan sonraki süreçte desteğimizi ifade etmek için yapılacak çalışmalarla ilgilidir."

Ömer Çelik, "MİT Başkanımızın, HTŞ lideriyle görüşmesini eleştirenlerin zihni ve dünyası Baas dünyasında kalmış. Öyle bir dünya yok. O dünya bitti, gitti. Bugün Suriye halkının meşru kabul ettiği güçler, bizim için de meşrudur." dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, Suriye'yle ilgili açıklamalarına yönelik soru üzerine de Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı çıkıp çıkmadığının delili, 'men dakka dukka' dediği Esad'ın bugün ne halde olduğudur. Sayın Cumhurbaşkanımızın haklı çıktığının delili, bugün Suriye halkının Esad'ın gidişinden sonra, bu kutlamalar sırasında şükran duygularını ifade etmek için sadece Türk bayrağını dalgalandırmalarında ve Türk bayrağını taşımalarında görülür. Sayın Cumhurbaşkanımız, bu sürecin her aşamasında haklı çıkmıştır." diye konuştu.

Saadet Partili Mustafa Kamalak'ın, Suriye'ye ilişkin yaptığı açıklamasının sorulması üzerine Çelik, söz konusu ifadelerin Suriye halkının iradesine karşı saygısızlık olduğunu belirterek, "Suriyeliler, bu kadar mücadeleyi Siyonizm kazansın diye mi verdiler? Bugün Suriye meydanlarında yapılan kutlama Siyonizm ile ilgili mi? Saadet Partisinin meseleye nereden baktığı belli değil. Şimdiye kadar ortaya koydukları çerçevenin ne Suriye ile ne Türkiye'nin politikalarıyla alakası var. Sadece Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na karşıtlık üzerinden bir şey kuruyorlar." ifadelerini kullandı.

(Bitti)

Kaynak: AA / Merve Yıldızalp - Güncel
title
Close