AK Parti Kürtleri Yeniden Kazanabilecek mi?
AK Parti'yi ve Kürt sorununu yakından izleyen uzmanlar, AK Parti'nin Kürt oylarını geri almak için nasıl bir çaba içine girdiğini ve bu çabaların sonuç verip vermeyeceğini değerlendirdi.
AKP'nin tek başına iktidar olamamasının nedeni ciddi sayıda Kürt seçmenin AKP'yi terk edip HDP'ye oy vermesiydi. 1 Kasım seçimleri öncesinde AK Parti Kürt oylarını geri almak için nasıl bir çaba içine girdi? Bu çabalar sonuç verir mi? Al Jazeera, bu soruları AKP'yi ve Kürt sorununu yakından izleyen isimlere sordu.
SON 4 YILDA 12-13 PUANLIK KAYIP
2011 Genel Seçimi'nde Güneydoğu'da AK Parti'nin oyu yüzde 45'in üzerindeydi. 2014'teki yerel seçimle birlikte bu oran düşmeye başladı ve 2015'te düşüş çok büyük oldu. Kümülatif oylara bakıldığında iktidar partisi Güneydoğu'da yüzde 33'e düştü. Yani son dört yılda 12-13 puanlık bir kayıp söz konusu. Bu düşüşler nedeniyle AK Parti de ciddi sayıda milletvekili kaybetti. AK Parti'nin kaybettiği milletvekilliklerinin tamamını HDP aldı.
ESKİ GÜCÜNE KAVUŞMA İHTİMALİ UZAK
AK parti ve Kürt siyasetini yakından izleyen isimler, 1 Kasım'da AK Parti'nin Güneydoğu'da tekrar eski gücüne kavuşması ihtimalini uzak görüyorlar.
Al Jazeera, "AK Parti neden kaybetti? 1 Kasım'da kaybını telafi edebilir mi?" sorularını uzmanlara sordu.
VAHAP COŞKUN: AK PARTİ CAZİBE MERKEZİ HALİNE GELEMEDİ
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Vahap Coşkun, AK Parti'nin Kürtlerin oyunu kaybetmesinde AK Parti'nin Rojova politikasının önemli rol oynadığı görüşünde:
"Benim görebildiğim kadarıyla oy kaybının nedenleri arasında Rojova politikası önemli rol oynadı. Bunu telâfi etmek için PYD ile ilişkileri geliştirmek için adım atabilirdi, maalesef şu ana dek bu yapılmış değil. Hatta AK Parti daha sert bir söylem benimsiyor. IŞİD, Kobani'ye saldırdığında, AK Parti 'Suriye'deki Kürtler bizim kardeşimizdir, onlara yapılan bu saldırıyı kabul etmeyiz, onları korumak için elimizden geleni yaparız' deseydi, bu kadar oy kaybetmezdi. Diğer önemli bir sebep de 'Çözüm sürecinden vazgeçtik' söylemleri oldu. Oysa çözüm sürecinin sona ermesinde, akamete uğramasında, sadece hükümetin hataları olduğu kanaatinde değilim; PKK'nın da büyük hataları var. Özellikle Cumhurbaşkanı'nın kullandığı "masa yoktu" "Kürt meselesi yoktur" söylemi, çözüm sürecinin hükümet tarafından yıkıldığı, hükümetin istemediği şeklinde algının güçlenmesine neden oldu. Bunu tamir edecek bir pozisyona da hükümet hiç girmedi."
Coşkun'a göre, AK Parti 7 Haziran'dan sonra Kobani'nin inşası için adımlar atıp, PYD ile ilişkilerini geliştirebilirdi ama bunları yapmadı.
Coşkun, 1 Kasım'da da AK Parti'nin Kürtler için cazibe merkezi olmayacağı görüşünde:
"PKK'nın başlatmış olduğu çatışmalı dönem, şehirlerde hendekler kazılması ve öz yönetim ilân edilmesi gibi PKK pratikleri daha önce Ak Parti'ye oy verip de 7 Haziran'da HDP'ye oy veren seçmende ciddi manada rahatsızlık oluşturdu. Fakat AK Parti bu rahatsızlığı kendine çekecek bir cazibe merkezine dönüşmedi. Eğer AK Parti bazı adımları atabilseydi, PKK'nın son dönem pratiklerinden rahatsız olan seçmenlerin oyunu alabilirdi, fakat AKP şu ana kadar böyle bir çaba içine girmedi."
MÜFİT YÜKSEL: GÜNEYDOĞU'DA KIRILGAN BİR ORTAM VAR
Sosyolog yazar Müfit Yüksel ise AK Parti'nin Kürtlerin oyunu almak için bazı adımlar attığını ancak bazı gelişmelerin bu adımları gölgelediğini söyledi:
"Benim gözlediğim kadarıyla, PKK'nın bölgedeki şehir gerillası gücünün kırılmasına yönelik -ki alınan HDP oylarında şehir gerillasının rolü var – çalışmalar yapıldı. Bazı yerlerde aday listeleri yenilendi. Bu gelişmeler HDP'nin bölgedeki oylarını yüzde 2 buçuk oranında düşürmüştü. Polis aracının arkasına bağlanan cesedin sürüklenmesi, Ankara'daki patlama oyları HDP lehine değiştirmiş olabilir. Bu olaylardan sonra ne değişim gösterdi doğrusu bilmiyorum. Bu olaylar toplumsal psikoloji ile alâkalı olaylar durumları tersine çevirebilir. Kırılgan bir ortam var orada."
"AK PARTİ BATI'DAKİ MHP OYLARINA YÖNELDİ"
Yüksel, AK Parti'nin Kürt oylarından daha çok Batı'daki MHP oylarını düşürme tercihine yöneldiği görüşünde:
"AK Parti daha çok Batı'daki MHP oylarına yöneldi. MHP'nin oylarını düşürme tercihine yöneldi. 'MHP'nin oyları düşerse Kürt sorununun varyantlarına daha kolay eğilebiliriz' diyorlar. Oysa bunun yerine PKK'yı dışlayıcı, Kürt sorununu ve Kürt halkını sahiplenici bir politika geliştirebilirdi. Daha açık söylemek gerekirse AKP, 2007 ayarlarına
dönmeliydi."
FARUK ACAR: KÜRTLER "NE VARSA BİZDE VAR" ALGISINA DÖNDÜ
Kamuoyu Araştırma şirketi Andy-Ar'ın sahibi Faruk Acar ise AK Parti'nin, HDP'ye bakışını değiştirerek hata yaptığını söylüyor:
"AK Parti, 7 Haziran öncesinde Kürt siyasetinin Türkiye'de var olmasını destekleyen bir pozisyonda bulundu. Yaklaşık 3-4 yıl boyunca, çözüm sürecinde HDP'yi aktör haline getirdi, çözüm süreci ortağı yaptı. 7 Haziran'da da bu sonuç çıktı. 7 Haziran sonrasında Kürtlerde şöyle bir algı oluştu: Biz yıllardır AK Parti'ye oy verdik iyiydik, HDP'ye verdik kötü olduk şeklinde bir algıya yol açtı. AK Parti, 'Her ne kadar bizden oy geçişi olsa da, biz kaybetmiş gibi görünsek de, Kürt siyasetinin güçlenmesi, gerek Kürt siyasetindeki PKK vesayetinin, gerekse PKK meşruiyetinin bitmesi, TBMM'de Kürt siyasetinin temsil edilmesi gerek diye bir vurguda bulunabilirdi. AK Parti kucaklayan, durumu okumaya çalışan bir çaba içine girebilirdi. AK Parti, bazı yerlerde milletvekili değişimine gitti ama artık iş işten geçti gibi bir algı doğdu. Olay artık farklı bir boyuta yerleşti."
Acar'a göre, AK Parti Kürt oylarının kendisine dönüş ihtimalini de kaçırdı:
"AK Parti, Kürtlerin HDP tarafından da temsil edildiğini vurgusunu kabul etseydi, seçim sonuçlarını tanıyan bir yaklaşım gösterseydi, PKK'nın başlattığı eylemlerin ardından seçmende HDP'ye bir mesafe olabilirdi. HDP, PKK eylemlerini "ama"lı değerlendirince AK Parti'ye bir dönüş olabilirdi. Bu dönüş olmadı, çünkü AK parti kucaklayan bir parti olmadı. "Yerli vekil", "milli vekil" tartışması da bu kopukluğu derinleştirdi. Kürtler şu anda 'Ne varsa biz de var' algısına döndü. 'AK Parti 7 Haziran sonrasında bana nereden kolay oy gelir?' diye düşündü, MHP tabanı daha kolay ve cazip geldi, o da milliyetçi söyleme yöneldi."
AVNİ ÖZGÜREL: BİR MİKTAR KÜRT OYU AK PARTİ'YE DÖNEBİLİR
Gazeteci Avni Özgürel, 7 Haziran sonrasında AK Parti'nin olumlu adımlar attığını, kendisine bir miktar Kürt oyunun dönme ihtimali olduğunu söylüyor:
"7 Haziran'a giderken AK Parti'de Kürtleri cezbedecek hiçbir liste vitrin düzenlemesi yoktu. İstanbul'da bir tane Kürt aday vardı, o da Mehmet Metiner'di. 1 Kasım seçimleri için AK parti liste düzenlemesi yaptı. Ben 7 Haziran'dan sonra PKK'ye yönelik operasyonların, AK Parti'nin lehine olduğu kantindeyim. Eğer operasyonlar kısa kesilseydi, AK Parti'nin aleyhine olurdu, örgüt kazanmış gibi bir hava oluşurdu. Örgüt ağır kayıp verdiğini kendisi de kabul ediyor. PKK'nın kurtarılmış bölge gibi kent savaşları, halkı canından bezdirdi. Ben bu durumun HDP aleyhine, AK Parti lehine olabileceğini düşünüyorum. AK Parti lehine demem, AK Parti'ye oy verilecek anlamına gelmez. Örgüt baskısı ve korkusu nedeniyle AK Parti'ye oy vermeyebilirler ama HDP'yi memnun edecek oy da çıkmayabilir."
Özgürel, AK Parti'nin daha fazla adım atabileceğini ama çatışma ortamı nedeniyle bunların önünün kesildiğini düşünüyor:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önceki söylemi 'Türkiye'de Kürt sorunu yok şeklindeydi', 7 Haziran'dan sonra HDP'yi PKK'ya çevirdi. Kürt sorunu yoktur söylemi 'Çözüm sürecini buzdolabından çıkartırız' söylemine dönüştü. Ben bu sözün insanlarda, 'Nasılsa AK Partili bir hükümet olacak orada tekrardan bazı şeyleri geriye çevirmek ümidi var' yargısını oluşturduğunu düşünüyorum. AK Parti'nin 7 Haziran'dan sonra yapabilecekleri vardı ama şiddet dalgası, şehit cenazeleri yapılabileceklerin de önünü kesti. AK Parti'ye Kürt oylarından dönüş olur ama büyük miktarlarda olmaz." (Kaynak: Al Jazeera)