AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar (1)
COŞKUN ERGÜL - AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, bundan sonra Meclis çalışmalarına başörtüsü ile katılacağını belirterek, "Hac'da söz verdik, tövbe ettik, sözümüzü yer...
COŞKUN ERGÜL - AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, bundan sonra Meclis çalışmalarına başörtüsü ile katılacağını belirterek, " Hac'da söz verdik, tövbe ettik, sözümüzü yerine getiriyoruz. Orada bizi tekrar formatlıyorlar. Geçmişi hatırlamıyorsun, silmişsin, bitmiş" dedi.
Kaçar, Hac dönüşü Ankara'daki evinin kapılarını AA'ya açtı.
Eşi Serkan Kaçar ile 5 yaşındaki oğlu Hüseyin Erdem ve 4 yaşındaki Ahmet Necati ile yaşadığı evde sorularımızı yanıtlayan Kaçar, Hac'dan getirdiği zemzem suyu ve hurma ikram etti.
Kaçar, "Hac'da başörtüsüne girdiniz. Bundan sonra Meclis çalışmalarına başörtüsü ile mi katılacaksınız?" sorusuna, "Kesinlikle böyle devam edeceğim. Hacca gidip oradaki atmosferi soluyup da tekrar gelip açmak çok zor" yanıtını verdi.
Kaçar, şöyle konuştu:
"Hac yaşanır, orası anlatılmaz. Gidip görmeden, yaşamadan ifade etmek çok zor. Medine'ye gidiyorsunuz, Peygamber efendimizin huzuruna çıkıyorsunuz. Bambaşka bir dünya. Dili ve rengi ne olursa olsun orada herkes aynı şeyi konuşuyor, 'Allahu Ekber' diyor, orası muhteşem bir yer. Orada tek dil olduk. Oraya çıkıyorsun, tövbe ediyorsun, Peygamber efendimizin huzurunda ona söz veriyorsun. 'Senin ehlibeytine yakışır bir şekilde, onları örnek alarak bundan sonra yaşayacağım' diyorsun. Oradan Allah'ın evine, Kabe'ye gittik. O bizi huzuruna kabul etti, kendi çağırdı. Çağrılmadan gidilmez deniliyor.
Benim hacca gidişim hiç planda, programda olmayan bir gidişti. Gülay hanım, 'gidelim' deyince birlikte gittik. Bana ilk söylediğinde 'pazar günü Cenevre'ye gideceğim, bütün programımı ona göre hazırladım' dedim. Gülay hanım da bunun üzerine, 'Bırak Cenevre'yi ne yapacaksın orada, biz Kabe'ye gidelim' dedi. Teklifi benim için çok cazip bir teklifti. Ben de bunun üzerine eşim Serkan'ı aradım ve 'ne diyorsun?' dedim. O da 'gözün arkada kalmasın, git tabiki, mukayese edilir mi?' dedi. Allah razı olsun, onun verdiği destekle de gitme kararı aldım. Perşembe günü akşam konuştuk, cuma günü herşeyi hazırladık, pazar günü yolcuyduk. Allah'ın huzuruna çıkıyorsun ve orada da diyorsun; 'Sen teksin, büyüksün, senin huzuruna geldim, affeyle, bundan sonra senin emirlerine uyacağım' diye söz veriyorsun. Bunun aksi yönde devam etmek çok zor, olmaz. Orada söz verdik, tövbe ettik, buraya geldik, sözümüzü yerine getiriyoruz."
-"Resetlendik geldik"
Kaçar, "Hac'dan sonra gelip burada başörtüsünden çıkmak zor olurdu" sözleri üzerine, "Çok zor olurdu. Daha önceki halimi hatırlamıyorum bile. Orada bizi tekrar formatlıyorlar, resetlendik geldik. Geçmişe dair hiç bir şey hatırlamıyorum. Şu anda bile bazen, 'ay saçım mı gözüküyor' diye elim kafama gidiyor, ama düşününce önceden hepsi açıktı. Ama orayı hatırlamıyorsun, silmişsin, bitmiş" dedi.
"Yeni bir hayat başlıyor gibi mi?" sorusu üzerine Kaçar, "Evet aynen öyle ve bu da çok kolay oluyor. Yeni hayatımı çok kolay benimsedim ve da bundan dolayı çok mutluyum. Bazen bana 'dik otur Sevde, şöyle yap Sevde' derlerdi. Daha önce kendime güvenim daha azdı, ama şimdi kendime daha çok güvendiğimi hissediyorum" sözlerini sarfetti.
AK Parti'li Kaçar, üzerindeki kıyafetin yeni olmadığını, her zaman Meclis'te giydiği kıyafeti olduğunu belirterek, "(başörtüsünü göstererek) Bu boynuma taktığım fularımdı, bunu aldım başıma taktım. Ama bunu başıma takarak bütün oldum. O maneviyatı, gücü hissediyorum, eksiğim oymuş benim, tamamlandığımı hissediyorum, çok mutluyum. Ancak ben bu eksikliğimi daha önce bilmiyormuşum, farkında değilmişim" diye konuştu.
-"Meclis muhabirlerine çok dua ettim"
Kaçar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Meclis muhabirlerine ve size Hac'da çok dua ettim. Nasıl dua ettim diyeceksiniz? Sizinle 1 Ekim'den önce konuşmuştuk. O zaman ben, 'Her Müslüman kadının hayalidir ama şu anda benim için öyle bir şey yok, kapanmayacağım' demiştim. Siz de 'gelecekte düşünüyor musunuz?' demiştiniz. Ben de 'Öyle bir şey olursa Hacca gider öyle kapanırım' demiştim. Böyle bir sohbetimiz olmuştu. Bu süreçte benim size ve diğer arkadaşlara verdiğim cevaplar, beni iç hasaplaşmaya çekti, ondan sonra bunalıma girdim. Evin içinde oturamıyorum, kalkamıyorum, dünya üstüme geliyor sanki.
İnanan, Allah'tan korkan bir insanın, O'nun emirlerini yerine getirmek isteyen bir insanın, bile bile bir şeyi 'ben yapmayacağım' demesi, bana çok ağır geldi. Bu azabı öyle bir yaşadım ki Allah'ım o vicdan azabımı duydu, üzüntümü duydu ve beni çağırdı diyorum. Gittiğimde de zaten o rahatlığı ve huzuru hissettim. Sizin sayenizde kendime kavuştum. Her tavaftan ve namazdan sonra Meclis'teki muhabir arkadaşlara dua ettim ve şimdi de namazlardan sonra dua ediyorum, kendimi hasaplaşmaya çekip, doğru yolu bulmama, böyle bir karar almama sebep oldukları için."
-"Rahat geçecektir"
"Başörtülü bir şekilde Genel Kurul ve komisyon çalışmalarına katılacaksınız. Meclis tarihinde bu ilk kez olacak. Başörtülü bir şekilde çalışmalara nasıl katılacaksınız, kendinizi hazır hissediyor musunuz?" sorusuna, "Onları hiç düşünmedim, aslında bu çok geç kalmış bir şey. Zaten öyle bir yasak da yok. Bize nasip oldu. Rahat geçecektir. Nasıl gireceğim, nasıl çıkacağım diye düşünmedim" karşılığını verdi.
Kaçar, "Genel Kurul'da size karşı olumsuz bir tavır olması durumunda ne yapacaksınız?" sorusunu yanıtlarken, "Bu süreçte öyle bir şey olacağımı zannetmiyorum, ters bir şey yapacaklarına inanmıyorum ama herkes her düşüncesinde özgürdür. Kimi insan başımı kapatmamı tenkit edebilir, kimisi de çok mutlu olabilir. Herkesin birbirini hoşgörü ile karşılaması lazım. İnancımıza, kararlarımıza saygı göstermemiz gerekir. O şekilde olacağını düşünüyorum. Ufak tefek eleştiriler olursa da biz onlara gülümseyeceğiz" dedi.
"1999'da Merve Kavakçı'nın Genel Kurul Salonu'nda protesto edildiğinin" anımsatılması üzerine Kaçar, "O bizim geçmişteki utanç sayfamız, tamamen kötü ve olmaması gereken bir hatıra" değerlendirmesinde bulundu.
-"Böyle bir camianın temsilcisi neden Meclis'te olmasın"
Kaçar, şu anda kamuda ve üniversitelerde başörtüsü sorunu olmadığını ifade ederek, "Türkiye'nin yüzde 54'ü kadın ve bunların da yüzde 70'i kapalı. Neden böyle bir camianın temsilcisi Meclis'te olmasın, bu onların en doğal hakkı" diye konuştu.
Başta milletvekilleri olmak üzere, vatandaşların tebrik için kendisini aradığını kaydeden Kaçar, "Sabahleyin 07.30'da telefonum çaldı, yetişemedim ama daha sonra önemlidir diye ben aradım. Yaşlı bir teyze telefona çıktı, 'hayırdır teyze, hastan mı var?' dedim. 'Televizyonda seni başın kapalı gördüm, çok duygulandım' dedi ve ağlamaya başladı. O ağlayınca ben de ağlamaya başladım, telefonda ağlaşıp kapattık. Bunlar güzel ve daha çok güç veren tepkiler" dedi.
Sevde Bayazıt Kaçar, eşinin ve çocuklarının tepkisinin nasıl olduğunun sorulması üzerine, düşüncesini ilk açtığında eşinin çok memnun olduğunu ve "Güle güle git, çocukları hiç merak etme" dediğini anlattı. Çocuklarının kendisini çok garipsemediğini ifade eden Kaçar, oğlunun kendisine "anne çok güzelsin" dediğini ve bunun da kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
"Daha önce başınızı kapatmış mıydınız?" sorusuna Kaçar, "Ortaokul zamanında din eğitimi alırken kapanırdım ama onun dışında olmadı" yanıtını verdi. Kaçar, daha önceleri zaman zaman evde iş ya da mutfakta yemek yaparken geleneksel yazmalarla başını kapattığını sözlerine ekledi.