AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan: "Umed, Umudun Tablosudur"
UMED Medya Akademisi sertifika programı, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, çok sayıda gazeteci ve genç iletişimcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
UMED Medya Akademisi sertifika programı, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği Başkanı Aslan Değirmenci, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, çok sayıda gazeteci ve genç iletişimcilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) tarafından KahramanKazan Belediyesi'nde gerçekleştirilen 8. UMED Medya Akademisi sertifika programına AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, çok sayıda gazeteci ve genç iletişimci katıldı.
Uzmanlar tarafından teoride ve pratikte eğitim verilen, yeni nesil iletişimci yetiştirme amacı taşıyan UMED 8. Medya Okulu Sertifika Töreni için bir araya geldiklerini ifade eden AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Bu güzide STK'mız Uluslararası Medya Enformasyon Derneği'mize, bu önemli programları yaptıkları ve devamlı hale getirdikleri için UMED Başkanı Sayın Aslan Değirmenci nezdinde tüm UMED Yönetimini ve mensuplarını yürekten tebrik ediyorum. UMED, umudun tablosudur. Klasik devlet işleri, yol, altyapı, su, köprü, çevre ve şehircilik yatırımları elbette hepsi çok kıymetli; ama bir o kadar kıymetli olan vatandaşlarımıza, gençlerimize, kardeşlerimize yönelik eğitim, nitelikli faaliyet ve kalıcı etkinlikler en değerlisi" diye konuştu.
Turan, basın özgürlüğü üzerinden yapılan ters propagandayı deşifre etti
"Türkiye son 17 yıldır temel hak ve özgürlükler konusunda, sosyal, siyasal ve ekonomi alanında önemli reformlar gerçekleştirdi. Özgürlüklerin, demokratik hakların, bir zümre elinde değil tüm millet elinde olmasında büyük mesafe katetti" diyen Bülent Turan, "Ancak buna rağmen basın özgürlüğü konusunda Türkiye'yi hadsiz bir şekilde yıpratma peşinde olanlar var. Ülkemiz üzerinde büyük operasyonlar ve olumsuz algı çalışmaları var. Burada PKK ve FETÖ gibi her türlü terör örgütlerine ev sahipliği yapan bazı AB ülkeleri desteğiyle, "basın mensupları hapishanede tartışmasını" gündeme getirmeye, özgürlüklerinin kısıtlandığını söylemeye çalışıyorlar. Devlete ve millete karşı çeşitli kirli senaryoların içinde yer alan, sözüm ona kendilerini gazeteci diye tanımlayan kişiler, yargılama sonucu cezaevindeler. Bugün suç işleyen biri hangi mesleki kimliği taşıyorsa, yargılanmayacak mı?" diye sordu.
Turan sözlerini şu şekilde sürdürdü: "FETÖ, PKK iltisakından cezaevinde olanlar, sanki ifade hürriyetinden dolayı cezaevindeymiş gibi bir algı oluşturuluyor. Cezaevinde öğretmen de savcı da doktor da var. Meslek değil suç konusu fiildir asılolan. Bu algıdan dolayı ülkemiz özellikle yurt dışında büyük bedel ödüyor. Kolluk güçlerinin hataları varsa, ki zaman zaman hukukun zorlandığı alanlar oluyor, tabi daha hassas olalım, evrensel ilkeleri asla ihmal etmeyelim. Ama terörle ilişkisi olanların da basın diye ortalıkta dolaşmasının iyi niyetten uzak olduğunu biliyoruz. Ülkemizde 135 gazetecinin cezaevinde olduğu algısını yapanlar, büyük bir haksızlık ve yanılgı içerisindeler. Bu kişiler, az önce ifade ettiğim gibi FETÖ, PKK iltisakı ve başka çok ağır suçlardan dolayı ceza evindeler. Hatta silahla kasten yaralamak suçundan dolayı içeride olan da var."
İşte Batı Medyasının Karnesi
Konuşmasında Batı medyasını da eleştiren Turan, "Her fırsatta bizi eleştiren sözde demokrat ülkelere bakıyoruz. İslamofobyanın en üst seviyesini yaşıyorlar. Irkçılık öyle. Giyim kuşama müdahale var. Ama maalesef Türkiye gündem.Türkiye'ye sıklıkla eleştiri yapan ülkeler arasında Fransa, Almanya, İngiltere, İsveç, İspanya, Hollanda ve ABD gibi kendilerini özgürlük cenneti gören bu ülkelerde sınırsız basın özgürlüğü ne durumda hep birlikte bakalım.
Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığı iddiasında bulunan Almanya'da, bırakın devlet sırlarını ifşa etmeyi Alman Gizli Servisi'ne (BND) atıfta bulunmak bile tutuklanma için yeterli bir neden.
Almanya'da yayın yapan Cicero adlı siyasi bir dergide BND'nin e-postalarına atıfta bulunarak bir makale yazan Bruno Schirra isimli gazeteci tutuklandı. Bu kadarla yetinmeyen Alman yargısı aynı gerekçeyle 17 gazeteciyi daha gözaltına aldı ve 2 yıl boyunca tutuklu yargıladı.
Yine her yerde ifade özgürlüğünün beşiği olduğu iddia edilen Almanya'da solcu bir internet platformu olan linksunten.indymedia.org kapatıldı. İçeriğinde şiddet çağrılarının bulunduğu iddia edilen site için dönemin İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere yasağa ilişkin "aşırıcılık ile mücadele sürdürülecek" diyor. Bu çok eski değil 2 yıl önce olan bir hadise.
Almanya'nın basına yönelik uyguladığı sansür ve baskı bu kadarla da sınırlı değil. Almanya ile Meksika arasındaki yasa dışı silah ticaretini haber yapan 5 gazeteci hakkında dava açıldı. Dava gerekçesi ise, "basın yayın kanununu ihlal" etmek olarak gösterildi. Patlayıcı firmasındaki gizli belgeleri ifşa ettikleri iddia edilen Thomas M. ile Martin M. İsimli iki kişi ise tutuklandı. ABD'de daha önce CIA çalışanı Edward Snowden'ın Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'na ait belgeleri sızdırdığı dünyaca ünlü Guardian Gazetesi'nin polislerce basılarak bilgisayar disklerinin zor kullanılarak imha edildiğini hep birlikte görmedik mi? Fransa'nın Rennes şehrinde 2 yıl önce yaşanan protestoları görüntüleyen bir gazetecinin kaydettiği fotoğraflar polisler tarafından silindi. Polisler aynı gösteride, France 3 kameramanını da tartakladı. Hatırlayın 2 yıl önce İsveç'te, "15 Temmuz-Kanlı Darbenin Perde Arkası" paneli iptal edilerek Türk gazetecilerin konuşmalarına izin verilmedi.Onlar yapınca kamu yararı, ulusal güvenlik; bizde olunca basın hürriyeti ayaklar altında oluyor. Sorun artık karşılarında "yes sir" demeyen, kendi haklı yürüyüşünde emin adımlar atan bir ülke olması" şeklinde konuştu.
Ertürk: 15 Temmuz işgal girişiminde medyamız milletimizin yanında durdu
Törende konuşan Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ise,
"İletişim çağındayız. İletişimin ve medyanın öneminin farkındayız. Bu farkındalıkla UMED ailesi ve genç iletişimcilerimizle birlikte olmak bizleri mutlu ediyor. Bugüne kadar sayısız medya ve sinema akademisi açarak, genç iletişimci arkadaşlarımızı sahaya hazırlayan, yaklaşık 90 öğrencimize istihdam, yüzlercesine staj imkanı sağlayan Uluslararası Medya Enformasyon Derneği yöneticilerine ve gönüllü eğitimcilerine yürekten teşekkür ediyorum" dedi.
"Medyanın önemi büyük. Medyanın öneminin ne denli büyük olduğunu hain 15 Temmuz işgal girişiminde hepimiz gördük" diyen Ertürk, "Küresel terör şebekesi FETÖ'nün bütün imkan ve kabiliyetlerini kullanarak denediği kanlı darbe girişimine milletimizle beraber en önde yer alarak direnen ve püskürtülmesine yol açan bu ülkenin ilke sahibi, onurlu basın emekçileridir. İlk günden bu yana görev yerlerini ve alanları terk etmeyerek, sancağı bırakmayanlara omuz verenler de şerefli medya mensuplarıdır. Hepsini selamlıyorum. Hak, adalet, dürüstlük, kardeşlik ve özgürlüğü en önde savunan, teröristlerin karşısına tüm bedeniyle dikilen basın emekçilerimize huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
Birgül: Yolculuğumuzun adı medeniyet yolculuğu
UMED adına sunum yapan Ergül Birgül ise, "UMED ailesi olarak bu bizim 8. Akademimiz, 9. Akademimiz ise devam ediyor. Ay sonunda ise 2. Sinema akademimiz başlıyor.
Tüm akademilerimizde eğitimleri ücretsiz olarak verdik, çok değerli hocalarımızın özverili çalışmaları sonucunda bir akademimizin daha sonuna geldik" dedi.
Birgül, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "UMED ailesi olarak Medeniyetimizin değerlerini ortaya çıkarıp; özgün, modelleri, düşünceleri, eserleri insanlığın hizmetine sunmak için çıktığımız yolda kısa sürede büyük mesafeler aldık. Biz bu yolculuğumuzun adına medeniyet yolculuğu diyoruz. Sanal sınırları aşıp medeniyet buluşmasını sağlayana kadar devam edeceğiz." - ANKARA