AK Parti Beyannamesi Muhalefeti Güçlendirir mi?
AK Parti'nin 1 Kasım beyannamesindeki vaatler muhalefetin elini mi güçlendirecek? Uzmanlar bu soruya farklı yanıtlar veriyor.
AK Parti, 7 Haziran'daki seçim öncesi muhalefetin özellikle emekli, asgari ücretli ve köylüye yönelik vaatlerine karşılık "Kaynağı nereden bulacaksınız?" diye sormuştu. 13 yıllık iktidarı boyunca da gündemi belirleyen parti olarak niteleniyordu. Şimdi ise muhalefet ilk kez AK Parti'nin vaatlerini de etkilemiş görünüyor.
Peki bu durumda AK Parti'nin vaatleri esadında muhalefetin elini mi güçlendirecek?
Uzmanlar bu soruya farklı yanıtlar veriyor.
"İKTİDAR MUHALEFETİN PEŞİNDEN GİDİYOR"
FOX TV Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt, AK Parti'nin 1 Kasım beyannamesini, "CHP'nin ekonomik vaatlerinin AK Parti tercümesi" olarak değerlendiriyor. AK Parti'nin, "Kaynak nerede?" çıkışını da anımsatan Bozkurt sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Şimdi aynı soruyu AK Parti'ye sormak lazım. Ayrıca 13 yıllık tek başına iktidardan sonra 'Tüm sorunları çözeceğim' demek çok inandırıcı durmuyor. Bir iktidar partisi ilk kez bir muhalefetin vaatlerinin peşinden gidiyor. Eskiden iktidar bir şey söyler, muhalefet peşinden giderdi. Şimdi tersi oldu."
"İNCE İŞÇİLİKLE ÇALIŞILMIŞ BİR BEYANNAME"
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Ekonomi Araştırmacısı Sadık Ünay ise Sedat Bozkurt'a katılmıyor.
7 Haziran beyannamesindeki en büyük problemin, son 13 yılın hikayesinin anlatılması olduğunu belirtiyor Ünay. "Bu kez, tek tek farklı özellikteki gelir gruplarına yönelik spesifik vaatler var. Bu açıdan bakıldığında ince işçilikle çalışılmış bir beyanname olduğunu görüyoruz" diyor.
Sadım Ünay, AK Parti'nin 13 yıldır iktidarında "mali disipline verdiği önemle uzun yıllar ülkeyi yönetme kabiliyetini gösteren bir parti" olduğunun altını çiziyor.
Vaatlerine bakıldığında kredibilitesinin muhalefetinkilerden daha fazla olduğu kanaatinde:
"Vaatler veren bu üslup daha doğru ve vaatlerde popülizmden uzak durulmuş. Emeklilerle ilgili aylık 100 liralık artışa baktığımızda mali disiplinden çok fazla kopulmamış. Ucuz mazot gibi maliyet hesabının çok daha zor olacağı mali alanlara girilmemiş. Bir tek asgari ücretin maliyeti belki gündeme gelebilir. Yine de ihtiyatlı, mali disiplini tamamen sarsacak bir şey değil. Muhalefetten gelecek her türlü vaadin bir şekilde karşılığı var beyannamede."
Muhalefetin vaatlerinin peşinden gidilmediğini, ekonomik vaatlerin "genel bir trend" olduğunu vurguluyor Ünay. "Şu an Türkiye'deki seçmen, ekonomik vaat bekliyor" diye konuşuyor.
"GETİRİSİ GÖTÜRÜSÜNDEN ÇOK OLUR"
A&G Araştırma Şirketi sahibi Adil Gür ise iktidar partisi olmanın avantajları olduğunu savunuyor. AK Parti'ye karşı, "Verebiliyordun da geçmişte niye vermedin?" diyenler olacağını belirten Gür'e göre, yine de bu söylemin "AK Parti'ye getirisi, götürüsünden daha çok olur."
Bu vaatlerin, CHP ve MHP'ye ideolojik nedenlerle oy veren seçmeni etkilemeyeceğini belirten Gür, "Sadece geçmişte AK Parti'ye oy verip son seçimde başka partiye oy verenleri ikna etmeyi kolaylaştırır" diye konuşuyor.
Bir diğer araştırma şirketi GENAR'ın başkanı İhsan Aktaş ise AK Parti'nin beyannamesini "radikal politikadan biraz daha vaatler politikasına dönüş" olarak tespit nitelendiriyor. Aktaş, seçime kadar bu konuların çok konuşulacağını düşüncesinde.
"BİRAZ SIKINTI ÇIKABİLİR"
Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi, ekonomist Yrd. Doç. Dr. Çağdaş Şirin'e göre ise güvenlik ve ekonomi birbirinden bağımsız değil. Bu nedenle ekonominin seçmenin tercihlerinde önemli faktör olduğunu belirten Şirin, AKP'nin 1 Kasım beyannamesinin de bunu doğruladığını söylüyor.
AKP'nin bu kez CHP'nin gündem oluşturduğu taleplere benzer taleplerle geldiği tespitini yapan Şirin, "7 Haziran'da HDP ve MHP'nin ekonomik vaatleri CHP vaatlerine benzeşiyordu. Bu kervana AK Parti de katılmış görünüyor" diyor.
Şirin, AKP'nin muhalefete yüklendiği "kaynak" meselesinin ise AKP'ye biraz sıkıntı çıkaracağını düşünüyor ama AKP'nin buna karşılık olarak, "Biz iktidardayız yapabiliriz" gibi bir savunmaya gireceğini öngörüyor.
"Bu durum, muhalefetin vaatlerini öne çıkarır ve elini güçlendirir mi?" şeklindeki soruya Şirin, şu yanıtı veriyor:
"AK Parti vereceğini açıkladı ama bu mesele konuşulurken CHP kelimesi bir kere bile olsa sohbetlerde geçecektir. CHP sayesinde oldu algısı olabilir."
Ekonomist Çağdaş Şirin, AKP'nin 2011 seçim beyannamesini tek tek incelediğini, o beyannamede 80'e yakın vaat olduğunu söylüyor.
Şirin, "2011-2015 arasına baktığımızda bunlardan ancak 10-15'i hedefe ulaşabilmişti. O anlamda her parti, beyannamelerindeki vaatleri temkinli açıklamalı" diyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİNE AZALAN VURGU
AK Parti, 7 Haziran seçimlerine giderken öne çıkardığı vaatlerinden biri de Başkanlık Sistemiydi. 1 Kasım beyannamesinde ise bunun daha gerilere itildiği görülüyor.
SETA'dan Sadık Ünay da bunu doğruluyor ve 1 Kasım seçimlerinde Başkanlık Sisteminin taşıyıcı unsur olmayacağı tespitini yapıyor.
7 Haziran'da tüm tartışmanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan üzerinden döndüğünü aktaran Ünay, şunları kaydediyor:
"Bütün var olan olumsuzlukların ona fatura edilmesi gibi bir durum ortaya çıkıyordu. AK Parti'nin tek konuya odaklanarak yapmak istediklerini anlatamaması zaten dezavantaj olur. Bunun görüldüğü stratejik bir yaklaşım görüyorum bu kez."
GENAR Başkanı İhsan Aktaş da başkanlık vurgusunun "kampanyanın merkezine oturtulmadığı" yorumlarını destekliyor.
Aktaş, beyannamedeki en önemli vurguyu ise çözüm sürecinin kaldırılmaması olarak görüyor. (Kaynak: BBC Türkçe)