Aile İçi Şiddetle Mücadelede Hukuk Klinikleri" Projesi
Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı ve Ankara Üniversitesi Rektörlüğünce geliştirilen "Aile İçi Şiddetle Mücadelede Hukuk Klinikleri" projesi ile adalet hizmetlerinden yeterince yararlanamayan, dezavantajlı ve korumasız vatandaşlara hukuki destek sağlanacak.
Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı ve Ankara Üniversitesi Rektörlüğünce geliştirilen "Aile İçi Şiddetle Mücadelede Hukuk Klinikleri" projesi ile adalet hizmetlerinden yeterince yararlanamayan, dezavantajlı ve korumasız vatandaşlara hukuki destek sağlanacak.
Projenin açılışı için Adalet Sarayı Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Adalet Bakanlığı Müsteşarı Basri Bağcı, projenin dezavantajlı grupların adalete erişimi noktasında açığı kapatmada avantaj sağlayacağına, hukuk fakültesi öğrencilerinin adliyelerin içine girmesinin önemli olduğuna değindi.
"Hukukta yaşanan sorunlar, adalette yaşanan sorunlar hukuk eğitimi ile başlıyor. Hukuk eğitiminin sağlam standartlara kavuşturulması gerekir" diyen Bağcı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin Türkiye'de birçok hukuk fakültesinin doğumuna vesile olduğunu kaydetti. Bağcı, şöyle konuştu:
"Doğum o kadar arttı ki doğum kontrolüne ihtiyaç var. Şimdi yüzü aşkın ruhsat alınan yer biliyorum. Bunlardan 60-70 tanesi fiili olarak çalışmasını devam ettiriyor. Bir nevi hukukçu enflasyonu ile neredeyse karşılaşmak üzereyiz. Tabii bu ilk önce kalite noktasında bazı sorunları karşımıza getiriyor. Bunun önlenmesi lazım, belki avukatlık mesleğine girişte bir sınav getirilmesi, bir bariyer olarak söz konusu. Yetiştirdiğimiz hukukçuların da erdem sahibi olması gerekir. Bu erdemli hukukçuların da erken zamanda tesbit edilmesi lazım."
"Öğrenciler, kalıcı, kullanabilir hukuk eğitimi alacaklar"
Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Alpaslan Azapağası da hukuk kliniklerinin dünyada çok sayıdaki hukuk fakültesi tarafından kabul gördüğünü belirtti.
Azapağası, "Öğrenciler, kalıcı, kullanabilir hukuk eğitimi alacaklar. Bu metotta elde edilen bilgiler öğrencilerde kalıcı oluyor. Aile içi şiddeti pilot olarak seçtik. Aile içi şiddet, dünyada artık küresel bir salgın haline gelmiş. Türkiye'de her gün kadın cinayetleri oluyor, problemler oluyor. Hukuk fakültesi öğrencileri klinik yaparsa daha sonra avukat, hakim olduklarında buna daha farklı bakarlar. Aile içi şiddet, tek bir kurumun üstesinden gelebileceği bir şey değil, toplumun genelini ilgilendiriyor" diye konuştu.
Projenin, hukuk fakültesi öğrencilerinin eğitimlerinin bir parçası olacağını belirten Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak da "Proje, çaresiz ve korumasız kimselerle, adalet hizmetlerinden yeterince ve doğru şekilde yararlanamayan vatandaşlara hukuki destek, sorunlarının çözümü, işlerinin takibi, hukuktan yararlanmalarına katkı ve imkan sağlayacak" dedi.
Kadına ve aile bireylerine yönelik şiddetin hem kentsel hem de kırsal alanda toplumu doğrudan etkileyen bir problem olduğunu belirten Başsavcı Kodalak, şunları kaydetti:
"Kadına ve aile bireylerine yönelik şiddet, yaygın ve büyük bir sorun olarak yargıya yansımaktadır. Aile içi şiddetle mücadele konusunda etkin sonuçlar alabilmek için 2011'de Türkiye'de ilk pilot uygulama olarak başsavcılığımız bünyesinde Aile İçi Şiddet Suçları Soruşturma Bürosu kuruldu. Bu büro, yapılan kanun tasarıları için de yol gösterici oldu ve önemli çalışmalarda bulunuldu. Bunun yanı sıra Ankara Barosu tarafından uygulanan ve gönüllülük esasına dayanan Gelincik Projesi de avukatlarımızın aile içi şiddet suçlarında aktif rol almalarını sağlamıştır. Bu sosyal yaranın sarılmasında takdire şayan çalışmalar sergilemişlerdir."
"Hukuk kliniklerinin kurulması çok önemli"
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ise hukuk kliniklerinin öğrencilerin gelişimine katkısının büyük olduğunu, şimdilik seçmeli olan bu dersin üniversitede zorunlu ders olarak öğrencilere verilmesini istedi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arzu Oğuz da hukuk kliniklerinin geçen yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıktığını, Türkiye'de ise ihmal edildiğini öne sürerek, "Üniversitelerdeki mevcut sorunun giderilmesi için hukuk kliniklerinin kurulması çok önemli. Türkiye'de yeni yeni açılmakta olan klinikler, öğrencilerin gelişmesine katkı sağlayacak" ifadelerini kullandı.
Kadına şiddetin önlenmesinde hukukçulara önemli bir görev düştüğünü ifade eden Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülriz Uygur da kadına yönelik şiddet sorununu bilen hukukçular vasıtasıyla aile içi şiddetin yenilebileceğini belirtti.
Aile içi şiddetin azalmasında "Hukuk eğitimini eğer düzgün verirsek, topluma hukuk vasıtasıyla kadına ve ev içi şiddete hiçbir şekilde müsamaha edilmeyecektir" yaklaşımının egemen olacağına inandıklarını kaydeden Uygur, şunları ifade etti:
"Bu yola çıktığımızda Ankara Barosu ve Ankara Adliyesinde görevli aile mahkemesi hakimleri bize önemli destekler verdi. Bizim amacımız, hukuk eğitiminde ve hukuk alanında erdemli hukukçular yetiştirmekti. Erdem sahibi olmak hukukçu kimliğinin en büyük özelliğidir. Erdem sahibi olmazsa bir hukukçu, sorunları çözemez. Hukuk klinikleri burada çok önemlidir. Hukuk klinikleri, erdemli hukukçular yetiştirerek toplumun dezavantajlı kesiminin hukuki ihtiyaçlarını karşılayacaktır."
Hukuk fakültesi öğrencilerinin, teorik eğitimin yanında uygulama da yapması gerektiğini bildiren Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran, öğrenciler tarafından rehabilitasyon hizmeti de verilen mağdurlara adaletin yanlarında olmasının güven verdiğini ifade etti.
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Lale İncesu ise Gelincik Projesinde, alanında uzman 350 gönüllü avukat görev aldığını söyledi.
İncesu, sivil toplum örgütleriyle çözüm odaklı olarak çalıştıklarını belirterek, "Kadına şiddetin önlenmesinde en önemli konu koordineli çalışmaktır. Toplumda şiddetin önlenmesi, farkındalığın yaratılması için sivil toplum örgütleri, liseler, üniversiteler, bakanlıklarla çalışmalar yapıyoruz" dedi.