AİHM'in Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi Davasıyla İlgili Hükümete Verdiği Süre Bugün Doluyor.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesiyle ilgili açtığı davada hükümetin görüşünü sunması için verdiği süre bugün sona eriyor. Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Biz AİHM’e yazılı olarak müzakereye açık olduğumuzu bildirdik, hükümet ne bildirdi bilmiyoruz, bizimle herhangi bir iletişimleri olmadı. AİHM bu aşamadan sonra hükümetten savunma isteyecek” dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesiyle ilgili açtığı davada hükümetin görüşünü sunması için verdiği süre bugün sona eriyor. Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Biz AİHM'e yazılı olarak müzakereye açık olduğumuzu bildirdik, hükümet ne bildirdi bilmiyoruz, bizimle herhangi bir iletişimleri olmadı. AİHM bu aşamadan sonra hükümetten savunma isteyecek" dedi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapılan Cumhurbaşkanlığı yerleşkesiyle ile ilgili açtığı davada iç hukuk yollarını tüketilmesinin ardından 2015 yılın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurmuştu. Şube ve Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan adına yapılan başvuruda AİHM, dava öncesinde taraflara 'dostane çözüm önerisi'nde bulunmuş ve konuyla ilgili görüşlerini istemişti.
AİHM'in görüşlerin iletilmesi için verdiği süre bugün doluyor. Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Şube Başkanı Karakuş Candan, şunları belirtti:
"Atatürk Orman Çiftliği davası, AİHM filitrasyonundan geçti ve hükümetin savunmasının alınmasından önce AİHM, 'Taraflar müzakere etsin ve yargılama süreci başlamadan bu durum çözülsün' çağrısını yaptı ve 22 Temmuz'a kadar süre verdi. Biz AİHM'e yazılı olarak müzakereye açık olduğumuzu bildirdik, hükümet ne bildirdi bilmiyoruz, bizimle herhangi bir iletişimleri olmadı. AİHM bu aşamadan sonra hükümetten savunma isteyecek. AİHM'in taraflara müzakere sürecinde ilettiği soruları cevaplandırdık. Cevabımızda Atatürk Orman Çiftliği dava süreçlerinde yargı kararlarının hiçleştirildiğini ve evrensel hukuk kurallarının ihlal edildiğini ifade ettik. Dileriz ki hükümet adil yargılanma hakkını savunur, 2014 yılında uygulamadığı yürütmeyi durdurma kararını uygular. O günden bugüne geçen süreci de tazmin eder."
AİHM, hükümete ve Oda'ya görüşlerini sunmak üzere şu soruları sordu:
"1- Sözleşmenin 6. maddesinin 1. bendi, takip edilen davada geçerli şekilde uygulanabilir mi? İlk olarak, Anayasa Mahkemesi, davayı actiopopularis olarak değerlendirerek kişisel mağduriyet nedeniyle bireysel başvuruyu reddederken, idare mahkemelerinin başvurucuların dava açma konusunda menfaatlerini teslim etmesi durumunda başvurucuların medeni hak ve yükümlülükleri açısından söz konusu davayla bağları var mıdır?
2- İş bu davada idare mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararlarına uyulmaması, dava sürecine esas yönünden doğrudan bir etki yaratarak başvurucuların adil yargılanma haklarını, hatta bu yargılamalarda incelenen davalarını somut olarak sınırlandırmış mıdır? 6. Maddenin 1. bendinin burada geçerli olduğu varsayılarak; yerel ve/veya merkezi idarelerin, başvurucuların talebi üzerine idare mahkemelerince verilen yürütmenin durdurulması kararını uygulamadığı sürece başvurucular anılan hüküm uyarınca mahkemeye başvurabilirler mi?"