Aıds, İnsanlığı Tehdit Ediyor
Günümüzde Kesin Tedavisi Olmayan Acquired Immune Deficiency Syndrome (Aıds) (Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu), Türkiye'de Bin 921, Dünyada 39.5 Milyon Kişiyi Hastalığın Pençesine Aldı.
Günümüzde kesin tedavisi olmayan Acquired Immune Deficiency Syndrome (AIDS) (Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu), Türkiye'de bin 921, dünyada 39.5 milyon kişiyi hastalığın pençesine aldı.
Bulaşıcı ve ölümcül bir hastalık olan AIDS, insan sağlığını tehdit ediyor. HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) adı verilen bir virüs, insanın bağışıklık sistemini bozarak, vücudun normalde dirençli olduğu birçok hastalığa karşı kendini koruyamamasına sebep oluyor. 2006 yılı verilerine göre tüm dünyada, 39.5 milyon HIV taşıyıcısı, 4.3 milyon yeni HIV vakası, 2.9 milyon AIDS'e bağlı ölüm gerçekleşirken, sadece 2006 yılında dünyada günde 11 bin yeni HIV vakası ortaya çıktı. Türkiye'de ise 1985-2006
yılları arasında 1921 HIV (+), 623 AIDS hastası tespit edildi. AIDS Virusu (HIV) bir insana bulaştıktan sonra hastalık belirtileri hemen ortaya çıkmıyor. Bu dönemdeki kişiye taşıyıcı deniyor ve bu kişi virüsü taşıyıp bulaştırıyor. Ortalama 10 yıl veya daha sonra hastalık belirtileri başlıyor, HIV virüsü ile enfekte kişi herhangi bir belirti göstermeyip sağlıklı görünebiliyor, hastalığı bulaştırmaya devam ediyor.
1 Aralık Dünya AIDS Günü münasebetiyle hastalık ve tedavisi hakkında bilgi veren Samsun Sağlık İl Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, hastalığın belirtilerinin tekrarlayan ateş ve gece terlemesi, nedeni belirsiz hızlı kilo kaybı, boyun, koltuk altı ve kasık lenf bezlerinin şişmesi, sürekli yorgunluk, bir aydan fazla süren kronik ishal, iştah azlığı, tekrarlayan zona, kronik generalize herpes (uçuk), ağızda kandidiazis (mantar), deride değişiklikler, nedensiz kanamalar, geçmeyen öksürük veya nefes darlığı,
herhangi bir hastalıkta vücudun tedaviye cevap vermemesi olduğunu söyledi.
AIDS virüsünün tek bir hastalık tablosu oluşturmadığına dikkat çeken Kasapoğlu, kişinin kendi kendine tanı koymasının mümkün olmadığını, kesin tanının kan testleri ile konduğunu, HIV bulaşmasıyla ilgili kuşkulu bir durum varsa ELİZA testi yapılması gerektiğini, kuşkulu cinsel ilişki veya kan bulaşmasından sonra en az 2 ay geçmeden kan testinin doğru sonuç vermeyeceğini, temastan sonra 3. ve 6. aylarda kan testi sonucunun HIV yönünden olumsuz ise virüs yüzde 95 bulaşmamış olarak değerlendirildiğini
vurguladı.
AIDS'in 3 yolla bulaştığını belirten Kasapoğlu, "Cinsel ilişki yoluyla bulaşma en önemli bulaş yoludur. Bulaş için AIDS hastası veya HIV enfekte kişi ile yapılan tek bir cinsel temas yeterli olabilmektedir. Kadın-erkek arasındaki heteroseksüel ilişkilerde ve iki erkek ya da iki kadın arasındaki homoseksüel ilişkilerde bulaşabilir. Rektal ilişki ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklar HIV enfeksiyonu bulaşma riskini arttırmaktadır. Birden fazla partneri olmak, eşcinsellik, hayatını fuhuşla kazanmak, iyi
tanımadığı kişilerle cinsel ilişkiye girmek cinsel bulaşma açısından riskli davranışlardır. Kan yoluyla; HIV ile enfekte kan ve kan ürünleri, organ nakli, kanla bulaşık delici ve kesici aletlerin kullanımı jilet, tıraş bıçağı, ustura, manikür, pedikür aletleri, kulak delme, piercing, dövme, tattoaj, akupunktur, sterilize edilmemiş enjektör ve diğer cerrahi aletler ile bulaşabilir. Uyuşturucu madde kullananlar ortak enjektör kullanımı nedeniyle HIV riski taşırlar. Anneden bebeğe bulaş HIV ile enfekte gebe,
hamilelik sırasında plasenta yoluyla, doğum sırasında vajinal sıvılarla ve doğumdan sonra anne sütüyle bebeğe enfeksiyonu bulaştırabilir" dedi.
"AIDS'in kesin tedavisi yoktur" diyen Kasapoğlu, AIDS'ten korunma yolları hakkında şu bilgileri verdi: "Bugün için AZT (Azidothymidine = Retrovir = Zidovudine) isimli antiviral ilaç kullanımı ile yalnızca hastalık belirtilerinin ortaya çıkışı geciktirilmektedir. İlerleyen hastalık ölümle sonuçlanmaktadır. Henüz AIDS'ten koruyucu bir aşı bulunamamıştır. Cinsel yolla bulaşmayı önlemek için cinsel ilişki sırasında kondom kullanmak, tek eşlilik, riskli gruplarla cinsel ilişkiden kaçınmak, alkol, uyuşturucu
ve benzeri kullanımının cinsel eş seçmede ve gerekli önlemleri almada doğru karar vermeyi önleyebileceği unutulmamalıdır. Kan ve kan ürünleri naklinde kontrolsüz kan asla kullanılmamalıdır. Ortak kullanılan enjektörler virüsün yayılmasında en yaygın yollardan biridir. Uyuşturuculardan uzak durulmalıdır. Kanla bulaşık araç-gereçlerin kullanılabileceği yerlerden sakınılmalıdır (Dövme ve kulak delme dükkanları gibi). Başkalarının iğne, şırınga ve kesici aletleri kullanılmamalıdır. Riskli davranışlar söz konusu
ise gebe kalmadan önce test yaptırıp, HIV'in negatif olduğuna emin olunmalıdır."
Kasapoğlu, şüpheli durumlarda mutlaka kan testi yaptırılmasının bulaşma ve tedavi sürecinde çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.
(MD-SA-MEF-Y)