Ahıska Türkleri ailelerini savaşın ortasından çıkaran Türkiye'ye minnettar

Rusya'nın Ukrayna'ya savaş açmasının ardından Dışişleri Bakanlığının organizasyonuyla tahliye edilerek Erzincan'daki evlerine dönen Ahıska Türkleri, kendilerini kurtaran Türkiye'ye minnet duyuyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 2015 yılında Ukrayna'dan getirilen ve Erzincan'ın Üzümlü ilçesine yerleştirilen Ahıska Türklerinden bazıları, zaman zaman iş için geçici süreyle Ukrayna'ya gitti.

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla yaşadıkları kentlerde mahsur kalan ve Dışişleri Bakanlığının organizasyonuyla tahliye edilen Ahıska Türkleri, Üzümlü ilçesindeki evlerine dönmenin ve akrabalarına kavuşmanın sevincini yaşıyor.

Ukrayna'dan eşi ve çocukları ile getirilen 54 yaşındaki Mehmet Ali Reşit, AA muhabirine, savaş bölgesinde çok sıkıntı çektiklerini söyledi.

"Burada evimiz, her şeyimiz var. Allah razı olsun"

Günlerce ailesi ile sığınakta kaldığını anlatan Reşit, şöyle konuştu:

"Sığınaklarda oturuyorduk ve bombalar nedeniyle çocuklarla dışarıya çıkamıyorduk. Marketlerde ekmek yoktu, çok zor günler yaşadık. Sağ olsun Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bizleri oradan çıkarıp getirdi. Burada evimiz, her şeyimiz var. Allah razı olsun. Savaş bölgesinde yemeklerimizi sığınakta yapıp yiyorduk. Orada da sadece patates yiyebildik. Çocukları yatırıyorduk, biz oturuyorduk. Sığınakta nöbetleşe yatıyorduk."

Anne Güneş Reşit ise patlama seslerinden çok korktuklarını ifade etti.

Marketlerde alacak bir şey olmadığını dile getiren Reşit, "Yapacak başka bir şey olmadığı için patates yemeği yapıp yiyorduk. Sığınakta çocuklar yer döşeğinde yatıyordu. Yer olmadığı için biz de küçük bir yerde oturuyorduk." dedi.

Eşi Ukrayna'da kalan ve 3 çocuğu ile Türkiye'ye getirilen 32 yaşındaki Şeker Aslanova da akşam patlama seslerinden sığınakta dahi uyuyamadıklarını belirtti.

Marketlerin kapalı olması nedeniyle yiyecek konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını aktaran Aslanova, "Olası bir durumda çocukları gizlemek için geceleri yatmıyorduk. Sığınak karanlıktı, karanlıkta oturuyorduk. Çocuklar her patlamada çok korkuyordu. 'Korkmayın, geçecek daha olmayacak.' deyip çocukları sakinleştiriyorduk." ifadesini kullandı.