Ağrı Dağı'nda 37 Amfibi ve Sürüngen Türü Tespit Edildi

Ağrı Dağı'nda 37 Amfibi ve Sürüngen Türü Tespit Edildi
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ağrı Dağı'nın volkanik hareketlilik sonucu oluşan lav kayalıklarında, 37 amfibi ve sürüngen türü tespit edildi. Iğdır Üniversitesi'nden Dr. Bahadır Akman, bölgenin yaban hayatı açısından önemini vurguladı ve burada dünya üzerinde sadece Ağrı Dağı civarında bulunan iki türün var olduğunu belirtti.

Ağrı Dağı'nda volkanik hareketlilikten oluşan lav kayalıklarda, 37 amfibi ve sürüngen türü yaşıyor.

5 bin 137 metre yüksekliğe sahip Ağrı Dağı'nın etekleri, yaban hayvanlarının yanı sıra amfibi ve sürüngenlere de ev sahipliği yapıyor.

Dağda volkanik hareketlilik sonucu oluşan lav kayalıklar, birçok sürüngen tarafından yaşam alanı olarak kullanılıyor.

Uzun yıllardır bilim insanlarınca bölgede yapılan çalışmada, lav kayalıklarda 37 amfibi ve sürüngen türünün yaşadığı tespit edildi.

Iğdır Üniversitesi Yaban Hayatı Programı Dr. Öğr. Üyesi Bahadır Akman, AA muhabirine, bölgede bilim insanlarınca çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Dağın eteklerinin önemine değinen Akman, " Ağrı Dağı'nın etekleri zamanında volkanik aktivite sonucu lavların akıntısıyla oluşmuş bir habitat. Bu da amfibi ile sürüngenlere barınma ve sığınma anlamında çok fazla olanak sağlayan bir bölge." dedi.

"Dünyada sadece Ağrı Dağı civarında yaşayan 2 tür var"

Bölgenin böyle bir yapıya sahip olmasının yaban hayatı açısından son derece önemli olduğuna dikkati çeken Akman, "Türkiye'de çok farklı habitat ve ekolojik koşullar var, bunlardan biri de Ağrı Dağı. Üç ülkeye sınır olması nedeniyle de zengin bir bölgemiz. Burada 17 aileye ait 37 tür barınmakta. Bunların 4'ü amfibi, 2'si kaplumbağa, 15'i kertenkele, 16'sı da yılan türü." diye konuştu.

Akman, dünyada sadece Ağrı Dağı civarında yaşayan 2 türün olduğunu vurgulayarak, "Biri topbaş keleri, diğeri de Aras kertenkelesi. Ağrı Dağı ve civarında yer alan, özellikle kumluk bölgelerde dağılış göstermesiyle ayrı öneme sahip türlerimiz. Bu bölge yaklaşık 1800'lü yıllardan beri çalışılmakta ve günümüze gelen sayı da bu şekilde netleşmekte." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA / Hüseyin Yıldız - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title