AFAD'dan "Afet riskini anlamak" paneli -Vedat Gürgen
Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD), Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu toplantısı kapsamında "Afet riskini anlamak" konulu panel düzenledi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi ( Afad ), Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu toplantısı kapsamında "Afet riskini anlamak" konulu panel düzenledi.
Afad Başkanı Güllüoğlu moderatörlüğünde, AFAD Başkanlığı Kongre Salonu'nda gerçekleştirilen panele, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ve AKUT Derneği Başkanı Recep Şalcı konuşmacı olarak katıldı.
TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, panelde yaptığı konuşmada, dünyada kamu yayıncılığının önemli bir alan olduğunu, bir kamu yayıncısı olan TRT'nin de güvenir bilgi almak ve bilgiye anında ulaşmak için etkisini arttırarak sürdürdüğünü belirtti.
TRT'nin 3 EBA TV ile birlikte 17 televizyon kanalı, 16 radyo istasyonu olduğu bilgisini paylaşan Eren, "Bunlarla yayın yapıyoruz. Şimdi dijitalde, yani sosyal medya ve diğer mecralarda da yayınlar yapıyoruz." dedi.
Medya çeşitliliği içinde vatandaşların sağlıklı bilgiye ulaşmasının önem kazandığına dikkati çeken Eren, şöyle konuştu:
"Biz de TRT olarak bunu anlarda yapmaya çalışıyoruz. Afet riskleriyle ilgili bizim üç ana katmanımız var, üç aşamada bunu değerlendiriyoruz: Birincisi TRT olarak kamuoyunu bilinçlendirebilmek, ikincisi afet anlarında yayıncılık, üçüncüsü de afet anlarında yayınımızın kesintisiz devam etmesini sağlayacak kendi eylem planımız. Acil bir durumda tüm televizyonların veya iletişim araçlarının kesildiği bir durumda ülkede sağlıklı bir şekilde iletişim kurmak ve düzeni sağlamak iyice zorlaşıyor."
"Kamuoyunu bilinçlendirme" konusunun TRT'nin yıllık planlarında da yer aldığını ifade eden Eren, TRT'nin tüm kanallarında bu konuda çeşitli içeriğe sahip programların yapıldığını söyledi.
Türkiye'de haber seyretmeyen bir kesim olduğuna dikkati çeken Eren, şunları kaydetti:
"Bu kesime de eğlence içerikleriyle ulaşmaya çalışıyoruz. Mesela 80'ler dizimizde acil durumlarda neler yapılması gerektiğine dair bilgi veriyoruz. TRT'nin verdiği bu mesajlar, içeriklerle amacımız Türkiye'deki kültürün değişimine, dönüşümüne katkı sağlamak. 1999 yılından beri birileri televizyonda deprem anında ne yapacağımıza dair bilgiler verdi ancak risklerin azaltılması noktasında, kentsel dönüşüm noktasında, diğer alanlarda genel bir kültür değişimine ihtiyaç var. Bu da kolay olmuyor, nesil geçmesi gerekiyor. Başka içerikler de üretiyoruz. Mesela AFAD'ın Bangladeş'te bir hastanesi var, TRT olarak orada belgesel çekiyoruz. Afet anlarında yayıncılık diğer önemli konu. Biz Elazığ depreminde ilk canlı yayın yapan medya kanalıydık. Aralıksız 2 yıldır en çok izlenen haber kanalı TRT Haber oldu. Özellikle afet anlarında herkes devlet kanalına ekranı çeviriyor. Çünkü oradan gelen bilgi daha sağlıklı. Devlet büyüklerimiz oradan mesajlar veriyor. Türkiye genelinde binlerce vericimiz var. Biz afet anlarında kesintisiz yayınlarımızın devam edebilmesi için birçok plan yapıyoruz."
Afet anlarında ulaşımı sağlamak için radyolar üzerinden de alternatif planlar hazırladıklarını belirten Eren, radyolardan bu tür yayınları sürdüklerini anlattı.
Eren, TRT'nin risk alanında uzman bir ekibe sahip olduğunu ifade etti.
"264 riskli alanda çalışma yapıyoruz"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Vedat Gürgen ise 1894'te meydana gelen depremle bugün meydana gelen depremin raporları arasında çok büyük bir fark olmadığını, her raporda "niteliksiz binalar"ı da içeren benzer konulardan bahsettiklerini belirtti.
Türkiye'de binaların sadece depremler dolayısıyla yıkılmadığını belirten Gürgen, dere yataklarına yapılan binaların da yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Kentsel dönüşüm alanında yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi veren Gürgen, şöyle konuştu:
"Kentsel dönüşüm çerçevesinde 650 bin bağımsız bölümü yıktık. Bu baktığınız zaman alınmış iyi bir yol ama halen yetersiz. Bu konuyla ilgili şu anda 264 riskli alanda çalışma yapıyoruz. Aynı zamanda belediyelerin yürüttüğü projeler var. Hızlı bir şekilde dönüşümler devam ediyor ama bu dönüşümler devam ederken ne yazıkki bir yandan da Adıyaman'da Kahta'da kayma riskli olan yerlerde yeni binalar yapıyoruz. Bir taraftan rakamları düşürürken bir taraftan da rakamları kendi elimizle arttırıyoruz."
"Bu yılın ilk altı ayındaki afetler küresel ekonomiye 75 milyar dolar hasar verdi"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da afet risklerini ekonomik açıdan ele aldığı konuşmasında, "Doğal afetlerin önüne geçmek mümkün değil ama bunlara harcanan kaynaklar ülkelerin gelişmesini, büyümesini ve daha ileri gitmesini derinden etkiliyor. Dünyada bu yılın ilk 6 ayında 207 doğal afet oldu ve bu afetlerin küresel ekonomiye verdiği hasar 75 milyar dolar." ifadelerini kullandı.
Baran, bu yıl ekonomiye en fazla zarar veren afetin Hindistan'da yaşanan fırtına olduğunu belirterek, bu fırtınanın 133 kişinin ölümüne, ekonomide de 15 milyar dolarlık bir kayba neden olduğunu söyledi.
Türkiye'de afetleri önlemek için önemli tedbirlerin aldığına dikkati çeken Baran, bunlardan birinin de Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) olduğunu belirtti.
İklim değişikliği ve küresel ısınmanın doğal afetlerin sayısını ve ölçeğini sürekli arttırdığını belirten Baran, afetlerin ekonomiye verdiği zararlara ilişkin örnekler verdi.