Adnan Oktar Grubuna Yönelik İşkence Davasında Zaman Aşımı Talebi
Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu 10'u polis 11 sanığın yargılandığı davada, "işkence" suçundan 10 sanık hakkında açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi, sanık Özer Altunyuva'ya ise "yalan tanıklık" suçundan 4 yıla...
Eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu 10'u polis 11 sanığın yargılandığı davada, "işkence" suçundan 10 sanık hakkında açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesi, sanık Özer Altunyuva'ya ise "yalan tanıklık" suçundan 4 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davanın 27. duruşmasına, tutuksuz sanık Metin Rakioğlu katıldı. Duruşmaya gelmeyen sanıklar Adil Serdar Saçan, Bülent Kurt ve Selahattin Kıraç'ı avukat Serkan Saçan, sanık Özer Altunyuva'yı ise avukat Can Aydın temsil etti.
Davanın müdahillerinden B.A, Halil Hilmi Müftüoğlu ve Hasan Basri Güner'in avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Gözaltına alındıktan sonra şikayetinden vazgeçti
Duruşmada söz alan davanın müdahillerinden B.A'nın avukatı, Adnan Oktar grubuna yönelik son soruşturmada gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan müvekkilinin, şikayetinden vazgeçtiğini söyleyerek, davadan feragatlarına karar verilmesini talep etti.
Dosyaya bununla ilgili dilekçe sunduğunu belirten avukat, dilekçesinde, "Müvekkilinin Adnan Oktar grubundan 2014 yılında ayrıldığı, baskı gördüğü için bugüne kadar konuşmadığı, gruba yapılan son operasyonla birlikte konuşma kararı aldığı, Adnan Oktar grubuyla birlikte örgütsel saiklerle hareket ettiği için şikayetçi olduğunu kabul ettiği ve bu nedenle şikayetinden vazgeçtiği" şeklinde ifadeler kullandı.
Savcılık mütalaası
Esasa ilişkin görüşü sorulan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Türker Volkan, hazırladığı mütalaayı okudu.
Mütalaada, sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Erdoğan, Metin Rakipoğlu, Semir Günaydın, Vedat Mercan, Serdal Akça, Osman Köprü, Ahmet Erdoğan, Bülent Kurt ve Selahattin Kıraç'ın, "işkence" suçuyla ilgili eylem tarihlerinin 12-18 Kasım 1999 olarak belirlendiği kaydedilirken, suç tarihi itibarıyla eski Türk Ceza Kanunu'ndaki ilgili maddenin lehe sayıldığı, davanın zaman aşımı süresine tabi olduğu ve suç tarihinden duruşma tarihine kadar zaman aşımının dolduğu dile getirildi.
Sanıklardan Adil Serdar Saçan hakkındaki, "resmi belgede sahtecilik, iftira ve suç delillerini yok etme" suçlamalarına yönelik, mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunamadığı belirtilen mütalaada, sanıklardan Özer Altunyuva'nın ise askeri savcılıkça yürütülen bir soruşturma kapsamında soruşturma konusu belgedeki imzanın kendisine ait olmadığı beyanında bulunmasına rağmen bilirkişi raporuna göre imzanın kendisine ait olduğunun tespit edilmesi nedeniyle "yalan tanıklık" suçunu işlediği ifade edildi.
Mütalaada, Adil Serdar Saçan'ın da aralarında bulunduğu 10 sanık hakkında "işkence" suçundan açılan davanın zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine, Adil Serdar Saçan'ın ayrıca "resmi belgede sahtecilik, iftira ve suç delillerini yok etme" suçlarından beraatine ve sanık Özer Altunyuva'nın ise "yalan tanıklık" suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Beyanı sorulan müdahiller Halil Hilmi Müftüoğlu ve Hasan Basri Güner'in avukatı, mütalaanın hatalarla dolu olduğunu ve mütalaaya katılmadıklarını savunarak, süre talebinde bulundu. Sanık avukatları ise mütalaaya katıldıklarını bildirdi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, mütalaaya cevap için süre vererek duruşmayı 19 Eylül'e erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, mağdur ve müştekilerin, kamuoyunda "Adnan Hocacılar" olarak bilinen gruba yönelik çalışmalar sonucunda 12 Kasım 1999'da gözaltına alındıklarını ve suçlamaları kabul etmeleri için kötü muameleye maruz bırakıldıklarını bildirdikleri belirtiliyor.
Soruşturmada verilen takipsizlik kararının Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kaldırıldığı bildirilen iddianamede, bu nedenle dava açma zorunluluğu doğduğu kaydediliyor.
İddianamede, söz konusu tarihte Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli sanıkların, 27 kişi için ayrı ayrı olmak üzere 3 ila 12 yıl arasında hapis cezası öngören ve "işkence yapma" suçunu düzenleyen TCK'nin 94. maddesi uyarınca cezalandırılmaları isteniyor.
Birleşen iddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Adil Serdar Saçan "sanık", Hasan Basri Güner ve Ceyhun Gökdoğan "şikayetçi", Deniz Kuvvetleri Komutanlığı "ihbarcı" olarak yer alıyor.
İddianamede, şikayetçi Hasan Basri Güner'in 12-18 Kasım 1999 arasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sanık Adil Serdar Saçan'ın şube müdürü olduğu dönemde gözaltına alındığı, gözaltı süresince işkence gördüğü iddiasıyla İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Saçan ve diğer polisler hakkında kamu davası açıldığı hatırlatılıyor.
Olay tarihinde vatani görevini yapan şikayetçinin gözaltı sonrası serbest bırakılınca askeri birliğine teslim olduğu anlatılan iddianamede, şikayetçinin gözaltındaki kötü muameleden ötürü hastalanıp, Kasımpaşa Askeri Hastanesi'ne sevkinin yapıldığı, muayenesi sonucunda Hasan Basri Güner'e 15 gün istirahat raporu verildiği kaydediliyor.
İddianamede, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen "işkence" davasında raporun mahkemece orijinali istendiğinde, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı'nın iddianamesi ile "hakikate muhalif resmi evrak tanzim etmek" suçundan hakkında dava açılan Hastane Başhekimi Şerafettin Özer tarafından Güner'in hastanede tedavi görmediğine dair yazı düzenlendiği belirtiliyor.
Saçan'ın Ergenekon davasında sanık olarak yargılanırken dosyaya giren dinleme tutanaklarından yakın arkadaşı ve başhekim Özer'in akrabası olan M.V'yi devreye koyarak, başhekimden bu şekilde gerçeğe aykırı bir yazı alınmasını sağladığı öne sürülen iddianamede, şikayetçi hakkındaki sağlık raporunun bağlı olduğu Zonguldak Askerlik Şubesi'nden teminine çalışıldığı kaydediliyor.
Araştırmada askeri dosyanın kayıp olduğunun tespit edildiği bildirilen iddianamede, sanık Adil Serdar Saçan'ın daha önce Zonguldak Askerlik Şubesi'ni ziyaret ettiğinin belirlendiği aktarılıyor.
İddianamede, Askeri Hastane Başhekimi Şerafettin Özer ve 4 sanık hakkında kamu davası açıldığı, sanık Adil Serdar Saçan'ın sivil olması nedeniyle dosyasının "görevsizlik" kararı verilerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildiği belirtiliyor. Şerafettin Özer tarafından resmi yazının yazılmasında sanık Saçan'ın "azmettirme" suçunu işlediği aktarılan iddianamede, Saçan'ın "resmi belgede sahtecilik", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "iftira" suçlarından 4 yıl 9 aydan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.