TÜM KATEGORİLER
Adliyede buruk ceza
CEZAEVLERİNDE iyi halli görülen hükümlülerin topluma kazandırılması amacıyla çıkarılan Denetimli Serbestlik Yasası kapsamında cezalarının son bölümünü çekerken meslek sahibi yapılan hükümlülerden bir bölümü, okullardan sonra adliyeyi de boyadı.
Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürü Leyla Karaküllah, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Gümüş ile görüşerek, önceki yıllarda Avcılar'da 6, geçen yaz mevsiminde de Esenyurt'ta 8 ayrı okulu boyayan hükümlülerin adliye binasını boyamasını sağladı. Ellerine daha önce boya fırçası bile almayan yaklaşık 25 hükümlü, Halk Eğitimi Merkezi'ndeki boyacılık kursunu tamamlayarak sertifika alırken, okulların ardından yıllar önce yargılanıp ceza aldıkları adli kurumlardan birisini pırıl pırıl hale getirdi. Adliyenin her köşesini boyayan hükümlülerden Turan Aslan, "Kalan cezamı bu şekilde tamamlıyorum. Hem bir meslek sahibi olmak, hem topluma faydalı olabilmek için şu şekilde cezamızı çekiyoruz" dedi. Adliye binasındaki nezareti sıvayarak boyayan hükümlülerden Aslan, şunları söyledi:
"İlk buraya girdiğimde nasıl anlatayım, kötü hissettim kendimi. Zamanında ben de burada kaldığımı biliyorum, hatırlıyorum. Çok kötü bir şey. Yani 'Keşke olmasaymış' diyorum ama şimdi girip çıktığım yere hizmet ediyorum. Acayip bir duygu. Anlatamıyorum da bir yandan. Burada oturdum. Zamanında ben de girdim, çıktım. Şimdi burayı tamir ediyorum, hizmet ediyorum. Bir yandan iyi bir şey yapıyorum. En azından bir faydam oluyor. Allah hiç kimseyi buralara düşürmesin. Olmuş artık. Hatırlamak da istemiyorum buraları. 'Bir daha da Allah kimseyi düşürmesin' diyorum. Çok kötü bir duygu. Kendi kendime soruyorum. Nasıl oldu da böyle bir yere, duruma düştüm diye. Şimdi bu nezarethaneyi hem onarıyorum, hem boyuyorum. Diyorum ki, demek ki cahilmişiz ki, buraları görmüşüz. Görmez olaydık. Görmek de istemiyorduk ama ne bileyim bir yanda kader mi, bir yanda ceza mı? Aklımız başımıza geliyor, bu da bize bir vesile oluyor. En azından hizmet ediyorum, şimdi topluma faydalı oyuyoruz. Müdürümüz, arkadaşlarımız olsun hepimiz canla başla çalışıyoruz. Kalan cezamızı da bu şekilde elimizden gelen en iyisini yapıyoruz. Bundan sonra cezam biterse bir mesleğim oldu. Ben daha önce hayatımda ne bir fırça aldım, ne alçı yapmasını bilirdim. Şimdi hepsini öğrendim. Güzel bir şekilde yapıyorum. Diplomamla inşallah güzel bir iş bulacağım. Bundan sonra hayatıma bu şekilde devam edeceğim."
Hükümlülerden Necmettin Özbaş ise, yıllar sonra bir adliye binasına gelerek burayı boyayarak çektikleri cezanın karşılığını topluma verdiklerini söyledi. Özbaş, "Vallahi kendimi burada tuhaf hissettim. Yıllar sonra aynı yere gelince insan kendisini tuhaf hissediyor. Yaptığım işten memnunum" diye konuştu.Hükümlü, Arslan Demir de geçmişte yaptıkları yanlış işlerin bedelini ödediklerini vurgularken, "Vatanımıza milletimize faydalı oluyorsak ne mutlu bize. İnşallah bundan sonraki hayatımızı düzenli geçiririz. Bu tür şeylere gelmeyiz, bu durumlara düşmeyiz. Devletimiz yine sağolsun, var olsun yine bizi en azından dışarıda çalıştırıyor, evimizde barkımızda çoluk-çocuğumuzun yanındayız. Çalışıyorsak da zevkle yapıyoruz bu işi" dedi.Esenyurt'ta 8 okulda fırça sallayan hükümlülerden Cenk Ataman, "Bu adliyede yargılanmadım. Sonuçta başka bir adliye de olsa burası hukuk yeri. Genel olarak tabii ki kimse düşmesin. Bu bir ceza katlanma yöntemi. Denetimli Serbestliğin gösterdiği çabayı bizi topluma kazandırmaya yönelik görüyoruz. Böyle bir kurumu boyamak öncelikle devlete sonra kendimize karşılık bir sorumluluk görüyoruz. Hem maddi hem manevi olarak büyük bir kazanç burayı boyamak. Gurur duyuyoruz. Vesile olanlara da teşekkür ediyoruz" diye konuştu.Küçükçekmece Adliyesi'nin boya işinin tamamlanmasından sonra hükümlüleri kabul ederek onlara teşekkür eden Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Gümüş, boya yaparken hizmete devam edilebilmesinin çok önemli olduğunu, bunu hükümlülerin üstün çabası ile gerçekleştirdiklerini söyledi. Gümüş, hükümlülerin cezalarını en kısa sürede bitirmeleri ve edindikleri deneyim ve işi yeni yaşamlarında uygulayarak mutlu bir yaşam sürdürmelerini diledi.- İstanbul
