Adana'da 2 Polis Memurunun Şehit Edilmesine İlişkin Dava

Adana'da 2 polis memurunu şehit ettikleri iddiasıyla tutuklanan ve terör örgütü PKK mensubu oldukları ileri sürülen 4 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklardan Bedri Kavak geldi. Yaşı küçük olduğu için Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi'nde tutulan Y.B. de SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı. Ödemiş T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan diğer sanıklar Vedat Bayram ve Serhat Güzel ise duruşmaya katılmak istemedi.

Tanık Ergin B. duruşmada, sanıklardan Y.B'nin hem amcasının oğlu hem de kayınbiraderi olduğunu belirterek, "Kendisi 2 yıl önce Kurban Bayramı'nda ailesiyle tartışıp evden ayrıldı. Ailesi kayıp ilanı vermedi. Terör örgütüne katılıp katılmadığına dair bilgiye sahip olamadık. Y.B'nin Adana'ya geldiğini duymadık. Gülbahçesi'ndeki HDP temsilciliği civarında gezdiğini duymadım." dedi.

Diğer tanık Mirari B. de sanıklardan Y.B'nin ablası olduğunu söyleyerek, "Kardeşimin terör örgütüne karıştığını düşünmedik. Zaten kayıp ilanı da vermedik. Adana'ya gelse yanıma uğrardı, haberimiz olurdu." ifadesini kullandı.

Sanık Y.B. de tanık ifadelerine karşılık bir diyeceğinin olmadığını, sosyal medya hesabı kullanmadığını, paylaşımların kendine ait olmadığını, kim tarafından yapıldığını da bilmediğini söyledi.

Sanık Bedri Kavak da eski savunmalarını tekrarlayarak tahliyesini istedi.

Mahkeme heyeti, sanık Bedri Kavak'ın yurt dışı yasağı konulması ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Mahkeme başkanı, bu karara muhalif oldu.

Diğer tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, sanıklarla avukatlarının esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı erteledi.

Şehit Mehmet Ali Arslan Polis Merkezinde görevli polis memurları Süleyman Çakır (39), Bircan İlhanlı (48) ve İsa Doğan (53), geçen yıl 28 Eylül'de Özel Güney Hastanesinin oto parkından ana yola çıktıkları sırada silahlı saldırıya uğramış, Çakır ve İlhanlı şehit olmuş, Doğan ise saldırıdan yara almadan kurtulmuştu.

Olay sonrası tutuklanan sanıkların, "Kişiyi, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, mala zarar vermek, terör örgütünün propagandasını yapmak, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet etmek" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 48'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istemiyle dava açılmıştı.