Haberler

Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Arıkan: Sarin Gazı İddiaları Türkiye'nin Uluslararası İtibarını...

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Arıkan, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in TBMM'de ve Rus televizyonunda gündeme taşıdığı sarin gazıyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını, söz konusu iddialarla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakmak ve insanlık suçu işlemiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıldığını bildirdi.

Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Arıkan, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in TBMM'de ve Rus televizyonunda gündeme taşıdığı sarin gazıyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığını, söz konusu iddialarla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakmak ve insanlık suçu işlemiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıldığını bildirdi.

Başsavcı Vekili Mehmet Arıkan, CHP'li Eren Erdem'in TBMM'de ve Rus televizyonuna verdiği söyleşide dile getirdiği iddialara yazılı bir açıklama ile yanıt verdi. İstihbarat birimleri tarafından Adana Emniyet Müdürlüğü'ne 15 Mayıs 2013'de El Kaide terör örgütüyle bağlantılı olduğu düşünülen yabancı uyruklu bir kişinin, Hatay'a gelip bazı şahıslarla görüşerek bir kısım kimyasal maddeleri temin etmeye çalıştığı yönünde ihbarda bulunulduğunu hatırlatan Arıkan, soruşturma hakkında şu bilgileri verdi:

"Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 16 Mayıs 2013'de soruşturmaya başlanmıştır. Teknik takip ve iletişimin tespiti çalışmalarında; yabancı uyruklu şüphelinin, diğer şüpheliler ile irtibata geçerek temin etmeye çalıştığı 6 çeşit kimyasal maddeden, alınıp satılması yasak olan 2 çeşit kimyasal maddenin piyasadan temin edilebilmesi mümkün olmadığından, bu maddelerin İstanbul'da faaliyet gösteren ve hakkında kamu davası açılan şahıstan gayrimeşru yollardan temin edilmeye çalışıldığı anlaşılmıştır. Şüpheliler tarafından bu maddelerin temini ile ilgili fikri sorulan ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilen Çukurova Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan şahsın, bu 6 çeşit kimyasal maddelerin uygun bir ortamda ve şekilde bir araya getirilmesinden kimyasal silah oluşturulabileceği, bu maddeleri arayan yabancı uyruklu kişinin kötü niyetli olabileceği yönünde uyarılarına rağmen, haklarında kamu davası açılan şahıslar tarafından sadece para kazanmak amacıyla araştırmaya devam edildiği tespit edilmiştir.

YABANCI UYRUKLU ŞÜPHELİ TUTUKLU

Bu kapsamda 28 Mayıs 2013'de yapılan operasyon sırasında gözaltına alınan 13 şüpheliden 7'si serbest bırakılmış, tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilen 6 şüpheliden 5'i tutuklanmış, 1 şüpheli ise adli kontrol kararı ile serbest bırakılmıştır.

Daha sonra toplanan delillerin değerlendirilmesi sonucunda, yabancı uyruklu şüpheli dışındaki diğer şüphelilerin mahkemece tahliyelerine karar verildiği anlaşılmıştır. İddianamenin düzenlendiği 22 Temmuz 2013'de sadece yabancı uyruklu şüpheli tutuklu olarak kalmış ve dava tutuklu olarak açılmıştır. Soruşturma sırasında şüphelilerin, temin etmeye çalıştığı kimyasal maddelerden herhangi birinin numunesini dahi temin edemedikleri anlaşılmış, yapılan aramalarda da el ile çizilmiş bazı düzenek ve krokiler, az miktarda antifriz ve belgeler dışında herhangi bir kimyasal madde ele geçirilememiştir.

KAMU DAVASI DEVAM EDİYOR

Buna rağmen şüpheliler arasındaki telefon görüşmeleri ve aramalarda ele geçirilen kısıtlı sayıdaki delillerin, kamu davasının açılması için yeterli olduğu düşünülerek yabancı uyruklu şüpheli hakkında 'Silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçlarından, diğer 5 şüpheli hakkında ise 'Silahlı terör örgütlerine silah sağlamaya teşebbüs' suçundan kamu davası açılmıştır. Açılan kamu davasının yargılaması halen Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ettiği, duruşmasının 29 Aralık 2015'e ertelendiği yapılan incelemeden anlaşılmıştır."

BEKİR BOZDAĞ O DÖNEM ADALET BAKANI DEĞİLDİ

Başsavcı Vekili Mehmet Arıkan, açıklamasında dönemin Adalet Bakanı olarak sözü edilen Bekir Bozdağ'ın o tarihte Adalet Bakanı olmadığını da hatırlatarak suçlamaları şöyle yanıtladı:

"Hiç bir şekilde şüpheliler ile herhangi bir kamu kurumu veya kamu görevlilerinin irtibatlı olduklarına dair herhangi bir bilgi ve delilin bulunmadığı, bu bağlamda MKE gibi bir kurumun bu işlere aracılık ettiği ve ticareti ve bulundurulması yasal izne bağlı olan bu kimyasal maddelerin bu kurumdan temin edildiği iddialarının tamamen gerçek dışı olduğu, aksine şüphelilerin temin etmeye çalıştıkları kimyasal maddelerin MKE'nin bilgisi ve izni dışında İstanbul'dan alınmaya çalışıldığı ve şüpheliler arasında yakalandıkları taktirde başlarının belaya gireceğine dair konuşmaların geçtiği ancak bu konuşmaların çarpıtılarak ilgili kurumun bu konuda bilgisi varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı olarak, iddia edildiği gibi Sayın Bekir Bozdağ ile herhangi bir görüşmem olmamıştır. O dönemde Adalet Bakanı da olmayan Sayın Bekir Bozdağ ile herhangi bir ortamda karşılaşmadım, tanışmadım ve telefon görüşmesi dahi yapmadım. O tarihte Sayın Bekir Bozdağ'ın Adalet Bakanı olmadığı basit bir araştırma ile anlaşılabilecekken, bu bile yapılmadan, soruşturmayı yürüten şahsımı Ankara'ya çağırarak soruşturmanın kapatılması ve İslami motifli terör örgütlerine operasyon yapmadan önce bilgi vermem gerektiğine ilişkin talimat verdiği iddiaları tamamen gerçek dışı ve maksatlıdır.

NUMUNESİ BİLE ELE GEÇİRİLEMEDİ

Şüpheliler tarafından temin edilmeye çalışılan ve soruşturma içeriğine göre kimyasal gaz yapımında kullanılabileceği düşünülen maddelerden hiç birinin numunesinin dahi ele geçirilememesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sarin gazı üreterek terör örgütlerine verdiği, sarin gazı üretilmesi için gereken kimyasal maddelerin Türkiye'den temin edildiği ya da yurt dışından getirilen kimyasal maddelerin Türkiye üzerinden geçirildiği iddialarının, ülke olarak kritik süreçlerden geçtiğimiz bu günlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ve onun saygın kurumlarını uluslararası kamuoyunda zor durumda bırakma ve insanlık suçu işlemiş gibi bir algı oluşturma kötü niyetlerini ortaya koyduğu şüphesizdir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurumları arasında bir kavga olduğu ve yargı organının işleyişinin yürütme organı tarafından engellendiği veya yönlendirildiği algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bunun aksine, olayın meydana çıkarılmasında ve sonuçlandırılmasında istihbarat birimleri, kolluk kuvvetleri ve yargı organları uyumlu ve birlikte bir çalışma yürütmüşlerdir. Soruşturma evrakı tarafımıza verilmesinden itibaren soruşturma evrakının safahatı, yapılan işlemler ve düzenlenen iddianame dikkatlice incelendiğinde, bu dosyanın bir utanç vesilesi değil aksine bir yüz akı olarak değerlendirileceği kuşkusuzdur.

Netice olarak bu soruşturma göstermektedir ki; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hangi tür terör örgütü olursa olsun hiç bir terör örgütüne yardım etmediği gibi, kendi toprakları ve adı kullanılarak terör örgütlerine yardım edilmesine, büyük bir insanlık suçu ve ayıbı olan kimyasal silah üretilmesine müsaade etmeyecek, kimyasal silah üretilebilecek maddelerin temin edilmesi hususundaki düşünce ve dedikodulara dahi müsaade etmeyerek üzerine düşen 'büyük ve önder devlet olma' görevini yerine getirecektir."

EREN ERDEM NE DEMİŞTİ?

CHP Milletvekili Eren Erdem, 10 Aralık'ta TBMM'de yaptığı konuşmada Suriye'deki IŞİD üyelerinin Türkiye'den kimyasal silah olarak kullanılan sarin gazı hammaddesi aldığını gündeme getirip, konuyla ilgili Rus kanalı RT'ye verdiği söyleşide de Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2013 yılında iddianame hazırladığını ancak davanın bir haftada kapatıldığını ileri sürmüştü. Daha sonra açıklama yapan Erdem, söz konusu iddiaların kendisine ait olmadığını, bu bilgilerin Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede yer aldığını belirterek şöyle demişti:

"Adana Cumhuriyet Savcısı Mehmet Arıkan, sarin gazı gönderimi hakkında bir operasyon düzenletti. Konuyla ilgili kişiler gözaltına alındı. Ama anladığım kadarıyla Mehmet Arıkan bürokraside etkili bir kişi değildi. Bir hafta sonra yeni bir savcı atandı ve davayla o ilgilendi. Gözaltındaki tüm kişiler serbest bırakılıp, Türkiye'yi terk ederek Suriye'ye gitti."

KİMLER YARGILANIYOR?

Adana'da Suriye'deki El Kaide örgütüne bağlı Ahrar-ı Şam ve El Nusra Cephesi'ne kimyasal silah yapımında kullanılan maddelerden temin etmeye çalıştığı öne sürülen bir süre tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen ve daha sonra hakkında yakalama kararı çıkartılan sanık 'Abu Salah' kod adlı Suriyeli Hytham Qassap 'Silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'silahlı terör örgütüne silah sağlamaya teşebbüs' suçlarından 25 yıla kadar, tutuksuz Halit Usta (54), Halit Ünalkaya (49), İbrahim Akça (52), Bekir Karaoğlan (45) ve Raif Ay (42) ise 'silahlı terör örgütüne silah sağlamaya teşebbüs' suçlamasıyla 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaya devam ediliyor. - Adana

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

Tunceli'de kayyum gerginliği! Polis barikatını aşmak istediler

Polisle kalabalık arasında arbede çıktı

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

İşte İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

title