Adalet Bakanı Tunç, canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu: (2)

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, boşanma davalarının uzamaması için, mali konulardaki anlaşmazlıklara ilişkin davaların ayrıca görülmeye devam etmesi gerektiğini bildirdi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, boşanma davalarının uzamaması için, mali konulardaki anlaşmazlıklara ilişkin davaların ayrıca görülmeye devam etmesi gerektiğini bildirdi.

Bakan Tunç, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin yargılama süreci hakkında soruyu cevaplayan Tunç, cinayetle ilgili 4 kişiye dava açıldığını, 8 kişi hakkında ise "delileri karartma" suçlaması yönünden soruşturmanın sürdüğünü ifade etti.

Dava sürecinin hızla sonuçlandırıldığını belirten Tunç, olayla ilgili etkili bir soruşturma ve yargılama yapıldığını kaydetti. "Mahkeme heyetinin kılı kırk yararak" yargılama yaptığını belirten Bakan Tunç, 3 sanığa takdiri indirim uygulanmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildiğini söyledi.

Yerel mahkeme kararına karşı istinaf ve temyiz yolunun açık olduğunu dile getiren Tunç, "Narin kızımızın katillerinin yargı tarafından tespit edilip gerekli cezalara çarptırılması kamuoyunun beklentisiydi." dedi.

Bazı suçlar yönünden toplumda hassasiyet bulunduğunu dile getiren Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde özellikle ceza adaleti sistemi bakımından yapılacak hususlar var." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Tunç, "Teknolojinin tüm imkanları Narin soruşturmasında ve kovuşturmasında kullanıldı. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gerek Cumhuriyet savcılarımız, gerek mahkeme büyük gayret gösterdi. Bundan sonraki süreç istinafta devam edecek." dedi.

"Yargı mensuplarına yönelik çirkin sözler kabul edilmez"

Adalet Bakanı Tunç soru üzerine, yargı kararlarının eleştirilebileceğini, ancak o kararı verenlerle ilgili tehditkar açıklamaların yapılamayacağını söyledi.

Yargı mensuplarının tehdit edilmesinin suç olduğunu anımsatan Tunç, "Yargı görevini yapanları etkilemeye yönelik eylem ve söylemlerin Türk Ceza Kanunu'na göre suç olduğu bellidir." dedi.

Bazı soruşturmalarda bazı siyasilerin, "çok çirkin ve kabul edilemez" ifadeler kullandığını dile getiren Tunç, "Bunu terk etmeleri lazım." dedi.

Soruşturma devam ederken şüpheli hakkında "suçlu" ya da "suçsuz" denilemeyeceğini ifade eden Tunç, "Soruşturma aşamasında hem lekelenmeme hakkı hem masumiyet karinesi, bunlar hukukun temel karineleridir. Başlayan bir soruşturmayla ilgili dosyaya vakıf değilsiniz, delilleri bilmiyorsunuz, iddianın ne olduğunu bilmiyorsunuz, çıkıp 'Bu bizim adamdır, buna kasıtlı olarak bu yapılıyor' derseniz, yargı mensuplarına yönelik çirkin sözler söylerseniz bu hukuk devletinde kabul edilmez. Hatta Türk Ceza Kanunu'na göre de suç teşkil eder. Yargıyı etkileme suçunu teşkil eder." diye konuştu.

Bakan Tunç yargının deliller ışığında karar verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Burada hiç kimsenin telaşlanmasına gerek yok. Suçluluk telaşına da gerek yok. Tarafsız ve bağımsız yargı soruşturmasını yapsın, herkes savunmasını yapar, mahkeme de deliller ışığında karar verir. Bu beraatle ya da mahkumiyetle sonuçlanabilir. Bunun temyizi var, istinafı var. Yargı süreci içerisinde yargıya yönelik kararları eleştirebilirsiniz, hakaret etme hakkınız yok. Bu hakaretler sonrasında da birtakım soruşturmalar başladığında birtakım feveranlar oluyor, bu da doğru değil. Yargı kendine yönelik, yargılamaya yönelik birtakım tehditkar sözler söylenirse elbette ki bunun hukuk devleti çerçevesinde yaptırımları olur."

Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedefler

Adalet Bakanı Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşıldığını, 2029'a kadarki süreci planlayan bir belge olduğunu dile getirdi.

Belgede, ceza adaleti sisteminin etkinliğini daha da arttıracak önemli düzenlemelerin olacağını kaydeden Tunç, bu kapsamda reform paketlerinin çıkarılacağını söyledi.

Ceza adaleti sisteminin soruşturma, kovuşturma ve infaz olmak üzere 3 aşamadan oluştuğunu ifade eden Tunç, "3 aşamanın 3'ü de önemli, 3'ünün de etkin olması önemli. 3 aşamanın da etkin olabilmesiyle ilgili belgemizde önemli hususlar var." dedi.

Yargıda reformun, toplumun ihtiyaçlarına göre süreklilik teşkil etmesi gerektiğini belirten Tunç, "22 yıldan bu yana mevzuatın yenilenmesi, kurumsal kapasitenin güçlendirilmesiyle ilgili çok sayıda reforma yapıldı." ifadesini kullandı.

Başta Anayasa olmak üzere temel kanunların değiştirilerek yargıdaki reformların yapıldığını dile getiren Tunç, Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer alan 5 amaç, 45 hedef doğrultusunda da 264 faaliyetin hayata yasal düzenlemelerle hayata geçirileceğini bildirdi.

"Yargı Reformu Strateji Belgesi açıklanırken sivil, demokratik anayasadan bahsetmemek geçemezdik." diyen Tunç mevcut Anayasa'nın "darbe anayasası" olduğunu söyledi.

Anayasa'yı demokratikleştirme çabalarının uzun yıllardan bu yana sürdüğünü belirten Tunç yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirterek, "Milletin temsilcileri tarafından bir anayasa hazırlanması TBMM'nin görevi, onların yapacağı bir çalışma. Biz Adalet Bakanlığı olarak bu süreç başladığında teknik destek verme noktasındaki hazırlıklarımızı sürdüreceğiz." dedi.

Bakan Tunç, yeni insan hakları eylem planı hazırlığının bulunduğunu, bunun Yargı Reformu Strateji Belgesi'ndeki hedeflerden biri olduğunu dile getirdi.

"İnfaz sistemimizde yeni iyileştirmeler yapılacak"

Bakan Tunç, uyuşturucu suçlarında ceza miktarlarının artırılıp artırılmayacağına ilişkin soru üzerine, geçmişte ceza üst sınırlarının arttırıldığını, burada önleyici tedbirlerin önemli olduğunu belirtti.

Uyuşturucu suçlarına ilişkin denetimli serbestlik süresindeki tedavi imkanlarının arttırılmasının da önemli olduğunu aktaran Tunç, şunları kaydetti:

"Kişi uyuşturucu suçundan ceza almışsa cezaevinde diğer mahkumlarla beraber aynı mekanda değil de onların tedavisine yönelik ayrı cezaevlerinin oluşturulması lazım. Bu konuda çalışmalara başladık. Adana'da ilk uygulamayı başlattık. 100'e yakın uyuşturucu suçlusu orada hem cezalarını çekiyor hem de tedaviye yönelik çalışmalar var. Hedefimiz bunu yaygınlaştırmak. Şu anda cezaevlerindeki 3 suçludan biri uyuşturucu suçlusu. Madde bağımlılığıyla mücadele önemli, terörle mücadele ne kadar önemliyse, belki ondan daha fazla toplumu korumak, çocuklarımızı, geleceğimizi korumak için uyuşturucuyla mücadelede kararlılığımızı sürdüreceğiz. Hem yaptırımların etkin bir şekilde uygulanması hem de onların bir daha o suçu işleyecek noktaya getirilmemesiyle ilgili infaz sistemimizde yeni iyileştirmeler yapılacak."

"Boşanma davalarının yüzde 60'ı kadınlar tarafından açılıyor"

Adalet Bakanı Tunç, boşanma davalarıyla, boşanmanın mali sonuçlarının birlikte yürütüldüğünü belirterek, "Taraflar artık boşanmak istiyorsa, anlaşmazlık mali konulardaysa boşanmaya karar verilerek, diğer davaların diğer yandan devam etmesi lazım." dedi.

Maddi anlaşmazlık nedeniyle uzun süren boşanma davalarında özellikle kadınların mağdur olduğunu belirten Tunç, "Boşanma davalarına baktığımız zaman, yüzde 60'ı kadınlar tarafından açılıyor." bilgisini paylaştı.

Bakan Tunç, "Tarafların mağduriyetini önlemek bakımından boşanmaya karar verilecekse boşanma kararı kesinleştirilecek, nüfusa işlenecek ve herkes kendi yolunu, kaderini çizecek. Diğer yandan boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili dava bir yandan sürecek." ifadelerini kullandı.

Boşanma davalarında aile arabuluculuğunun birçok Avrupa ülkesinde başarıyla uygulandığını belirten Tunç, "Aile arabuluculuğunun hukuk sistemimize dahil edilmesinde artık fayda olduğunu düşünüyoruz. Tarafların yıpranmaması bakımından önemli. Uzun süren davalarda örselenmelerin de önüne geçecektir." diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak: AA / İsmet Karakaş - Güncel
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title
Close