Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Adalet Bakanı Bozdağ Açıklaması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

"İşlerinize ve kararlarınıza dünya görüşünüzü, siyasi fikirlerinizi inançlarınızı, kabullerinizi ve retlerinizi asla katmayın.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hakim ve savcı adaylarına seslenerek, "İşlerinize ve kararlarınıza dünya görüşünüzü, siyasi fikirlerinizi inançlarınızı, kabullerinizi ve retlerinizi asla katmayın. Davanın taraflarının ya da soruşturmanın taraflarının dünya görüşü, siyasi fikri, inancı sizi esir almasın ve sizi esir almasına ve etkilemesine asla izin vermeyin" dedi.

Meslek öncesi eğitimlerini başarıyla tamamlayan ve mesleğe kabullerine karar verilen avukatlık mesleğinden geçen 3. dönem 345 adli yargı hakim ve Cumhuriyet savcı adayları ile avukatlık mesleğinden geçen 1. dönem 82 idari yargı hakim adaylarının kura töreni MEB Şura Salonunda yapıldı.

Törene, Yargıtay Başkanı Ali Alkan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tuğgeneral Abdullah Arslan, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Erbil ile yüksek yargı üyeleri katıldı.

Törende konuşan Bozdağ, bugüne kadar adaletin gerçekleşmesi için avukat sıfatıyla çalışan adaylara, hakim ve savcı mesleğinde başarılar diledi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin, insan haklarına dayanan, demokratik, laik hukuk devleti olduğunu belirten Bozdağ, hukuk devletini, "sadece anayasası ve kanunları olan devlet değil, yasama, yürütme ve yargı dahil herkesin hukukla bağlı olduğu devlet" olarak tanımladı.

Bakan Bozdağ, eğer bir devletin organlarının bütün faaliyetleri hukuka bağlı, hukukla sınırlı ve yargısal denetime açık ise ve devlet bütün vatandaşlarına hukuki güvenlik sağlamışsa o zaman gerçek anlamda hukuk devletinden bahsedilebileceğini belirtti.

Hukuk devletinin en önemli güvencesinin, mahkemelerin, hakim ve savcıların bağımsızlığı olduğunu vurgulayan Bozdağ, mahkemelerin bağımsızlığının, büyük ölçüde hakimlerin atama, özlük, disiplin işlemlerinin bağımsız bir kurul eliyle yürütülmesiyle ve hakim güvencesinin kurumsallaşmasıyla temin edilebileceğine vurgu yaptı.

Tarafsızlığın sağlanmasının ise daha da zor olduğuna işaret eden Bozdağ, "Hakim ve savcılar görevlerini yaparken kendi ideolojilerinin, kendi inançlarının, kendi kabul ve retlerinin, medyanın, kamuoyunun, dosyanın, taraflarının etkisinde kalmadan, anayasa, hukuk, kanun ve vicdani kanaatlerine göre karar vermelidir ki herkeste yargının tarafsızlığına olan inanç artsın" diye konuştu.

Bozdağ, adil olma, adaletle hükmetme, anayasa, hukuk, yasa ve vicdani kanaatlere bağlı kalarak karar verme vasfını yitiren yargının, hakem vasfını da Mecelle'de ifade edilen vasıflarını da yitireceğini vurguladı.

-"Her daim adil olun ve adaletle karar verin"

Hakim ve savcı adaylarına seslenen Bozdağ, hakim ve savcıların her zaman anayasa, hukuk, kanun ve vicdani kanaatlerine bağlı olmasını, kararlarını buna göre vermelerini istedi. Bozdağ, şunları kaydetti:

"İnsanların bu bağlılığınızdan şüpheye düşmesine izin vermeyin. Davacı ya da davalıya, müşteki veya şikayet edilen veya suçtan zarar görene karşı olan muhabbet veya husumetiniz sizi adalete uygun davranmaktan, adil kararlar vermekten asla ayırmasın. Her daim adil olun ve adaletle karar verin, adaleti ayakta tutun. İşlerinize ve kararlarınıza dünya görüşünüzü, siyasi fikirlerinizi inançlarınızı, kabullerinizi ve retlerinizi asla katmayın. Davanın taraflarının ya da soruşturmanın taraflarının dünya görüşü, siyasi fikri, inancı sizi esir almasın ve sizi esir almasına ve etkilemesine asla izin vermeyin. Eğer bunların sizi etkilemesine izin verirseniz, orada bağımsız bir hakim ve savcıdan, tarafsız bir hakim savcıdan bahsetme imkanı olmaz. Bağımsızlık da tarafsızlık da yok olmuştur demektir."

Hakim ve savcı adaylarının hukukun ve yargının siyasallaşmasına da siyasallaştırılmasına da izin vermemelerini isteyen Bozdağ, "Bilinmeli ki hukuk ve yargı hiçbir kirli hesabın mazereti, perdesi ve kılıfı yapılmamalı" dedi. Yargıçlar egemenliği, jüristokrasiden herkesin kaçınması gerektiğine işaret eden Bozdağ, bundan yargının da hakim ve savcıların da büyük zarar göreceğini söyledi.

-Kuvvetler ayrılığı

Bakan Bozdağ, Anayasa'da kuvvetler ayrılığının son derece önemli olduğunu belirterek, yasama, yürütme ve yargının, Anayasa ve yasaların çizdiği sınırlar içinde kalması, kendine çizilen sınırı aşmamasının, hukuk devleti anlayışının sağlıklı yürümesi bakımından son derece önemli olduğunu vurguladı.

Kuvvetler ayrılığının, Anayasa'da öngörülen devlet organizasyonuna hayat veren en önemli unsur olduğunu anlatan Bozdağ, bu ayrılığı, uyumlu bir iş bölümü içerisinde çalışma olarak anlama ve uygulamanın, yasama, yürütme ve yargının görevi olduğunu söyledi. Bozdağ, "Eğer bu ayrılığı, kurumlar, organlar arası rekabet, organlar arası üstünlük, çatışma olarak görür ve uygularsak, bundan elbette ki hukuk devleti de herkes zarar görür. Bu konuda herkesin hassasiyetle davranmasında büyük fayda var" diye konuştu.

-Soruşturmanın gizliliği

Adalet Bakanı Bozdağ, soruşturmanın gizliğinin de son derece önemli olduğuna işaret ederek, soruşturmanın gizliğinin, delillerin toplanması, suçların faillerine ulaşılması bakımından kolaylık sağlanmasının yanı sıra insanların hukukunu, onurunu, haysiyetini ve şerefini korumak için de önemli olduğunu belirtti. Bozdağ, şunları söyledi:

"Eğer soruşturma sırasında gizliliğe riayet etmezsek, insanların hukukunu, onurunu korumaya riayet etmezsek, şüpheli kişilerin daha başta toplum nazarında mahkum olmasına, lekelenmeme hakkının çiğnenerek, lekelenmesine yol açmış oluruz ki, bunu korumakla en başta görevli olan yargı mensupları elbette ki gerekli hassasiyeti ve özeni göstermelidir."

Adli sicil istatistik rakamlarını da paylaşan Bozdağ, 2012'de Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde açılan davalarda 3 bin 20 davanın mahkumiyet, bin 942 davanın beraatle sonuçlandığını bildirdi. Ağır Ceza Mahkemelerinde ise aynı yıl 180 bin 307 davada mahkumiyet, 89 bin 283 davada beraat kararı verildiğini kaydeden Bozdağ, takipsizlik kararıyla sonuçlanan soruşturmaların bu rakamlar içinde olmadığını söyledi.

Bu rakamların hukuk devleti açısından üzüntü verici olduğunu dile getiren Bozdağ, çocuk mahkemelerinde açılan davaların neredeyse yüzde 60'ında çocukların yargılandığını, mahkemelerin huzuruna çıkarıldığını, daha sonra beraatlerine karar verildiğini bildirdi.

Asliye Ceza Mahkemelerinde de yargılamaların neredeyse yüzde 50'sinin beraatle sonuçlandığını aktaran Bozdağ, "Yargılamaya başlıyoruz, sonuçta 'suçsuzsun' diye beraat veriyoruz. Ağır Ceza Mahkemelerine baktığınızda da neredeyse yüzde 50'si, ağır suç isnatlarıyla yargılanıyor, sonuçta beraat ediyor. Bu, soruşturma sırasında usul kurallarının yeteri kadar titizlikle uygulanmadığını ve dosyada gerekli deliller toplanmadan davaların açıldığını gösteren en önemli gösterge" diye konuştu.

-Hakim ve savcılara tavsiyeler

"İddianamenin iadesi" usulünün bunları önlemek, çalakalem iddianame hazırlanmasını ve dava açılmasının önlenmesi için getirildiğine dikkati çeken Bozdağ, ancak bunun sağlıklı uygulanmadığını ifade etti. Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Onun için göreve yeni başlayacak hakim ve savcılara tavsiyem, eğer soruşturma sırasında vicdani kanaatiniz, anayasa, hukuk ve kanunlara göre edindiğiniz kanaat takipsizlik vermeyi gerektiriyorsa hiç çekinmeden verin. Eğer suçlu olduğuna kanaatiniz var, cezalandırılması gerekiyorsa elbette dava açınız. 'Ben davayı açayım, mahkeme kararını versin, bir eksiklik olursa mahkeme tamamlar, düzeltir' dersek kendimiz hukukun bize çizdiği sınırı çiğnemiş oluruz. Soruşturma sırasında gelen kişiler çok ağır suçlar da işlemiş olabilir. Deliller onu da gösterebilir. Ama hiç unutmayalım, işledikleri iddia edilen suç ne kadar ağır olursa olsun bizim karşımızdaki insandır. Onun insan olduğunu asla unutmadan, soruşturma ve kovuşturmayı yürütmek bizim için en önemli vazifedir. Eğer karşımızdakilerin insan olduğunu unutursak o zaman başkaca yanlışlar yaparız. Bir de bugün soruşturan biziz, yarın hakimin, savcının huzuruna biz de çıkabiliriz. Bizim bir yakınımız da çıkabilir. Onun için soruşturmayı ve kovuşturmayı yürütürken de empatiyi asla elden bırakmamalı ve yargının içine acımasızlığı değil, mutlaka merhameti de koymalısınız. Merhameti çıkardığınızda o zaman yargı başka bir noktaya doğru gidebilir."

-Dönem birincisinin konuşması

Adli yargı hakim adayı dönem birincisi Rıza Tekinalp, adaylar adına yaptığı konuşmada, kendilerine inananları asla utandırmayacaklarını, doğruluktan, dürüstlükten şaşmayacaklarını, adaletten asla taviz vermeyeceklerini söyledi.

Adil olmanın yanı sıra adil görünmenin de önemli olduğuna inandıklarını dile getiren Tekinalp, "Hakimin görevi, kişileri memnun etmek değil, adaleti gerçekleştirmektir. Toplumun yargıya yüklediği sorumluluk, toplumsal barış ve huzurun sağlanması ve devamı için son derece hayati ve bir o derece de önemli bir görevdir" diye konuştu.

Tekinalp, konuşmasını "çocukların gözünden adalet" temalı yarışmada birinci olan çocuğun yazdığı, "Karar verirken adil ol, önce vicdanına sor, suçlu oğlun da olsa acıma, affetme hakim amca" şiiriyle bitirdi.

Konuşmaların ardından HSYK Birinci Daire üyelerinin huzurunda başlatılan kura ile hakim ve savcıların görev yerleri belirlendi.

Hakim ve savcı adaylarından dereceye girenlere ödülleri, protokoldekiler tarafından verildi.

- Ankara

Kaynak: AA / Güncel
title