Adalet Bakanı Bozdağ, "28 Şubat ve Adalet" Konferansına Katıldı
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Devletin sigortası cumhurbaşkanı olursa yandık.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Devletin sigortası cumhurbaşkanı olursa yandık. Bir kişi devletin sigortası olursa, yandık. Bu devletin sigortası kimdir biliyor musun sayın Kılıçdaroğlu, 80 milyon Türk milletidir." dedi.
Bozdağ, Konya STK Platformu tarafından Ramada Otel'de düzenlenen, "28 Şubat ve Adalet" konferansında, parlamenter sistemin her türlü hukuk dışı ve gayri meşru operasyona açık bir sistem olduğunu söyledi.
Milletten iktidar yetkisi alamayan zihniyetin, Cumhurbaşkanı nasıl olsa bizim düşüncesiyle hareket ettiğini aktaran Bozdağ, milletin vermediği iktidara sürekli Ankara'dan ortaklar çıktığını ifade etti.
Bozdağ, sandıktan çıkan sonucun Ankara'da ortakları olduğunu, buradan iktidarı, milletin iradesine göre değil bu ortakların iradesine göre sevk eden anlayışın daima güç sahibi olduğunu belirtti.
Bu anlayışı bozan cumhurbaşkanlarının da olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şöyle konuştu:
"Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, 'Cumhurbaşkanlığı devletin sigortasıdır' diyor. Devletin sigortası cumhurbaşkanı olursa yandık. Bir kişi devletin sigortası olursa, yandık. Bu devletin sigortası kimdir biliyor musun sayın Kılıçdaroğlu, 80 milyon Türk milletidir. Eğer bir devletin sigortasını sadece bir makama, bir kişiye indirgediğinde o makam, o kişi sıkıntı gördüğünde, 'devlette sıkıntıya düşer' demektir. Bu devletin sigortası aziz milletimizdir. Cumhurbaşkanlığı, CHP zihniyetinde, CHP'nin halktan iktidar yetkisini almamış olmasına rağmen sürekli ve değişmez iktidar ortağı, hep sigortası olmuştur."
Bozdağ, Anayasada, 'Başbakanın, Cumhurbaşkanı tarafından milletvekilleri arasından atanır' hükmüne dikkati çekerek. mevcut sistemde kimin başbakan olacağının belli olmadığını vurguladı.
En çok oy alan partinin milletvekili seçilmişse genel başkanın, 'başbakan olur' diye anayasada maddenin bulunmadığına işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:
"En az oy alan partinin milletvekili ise genel başkanı olur' diye de yazmıyor. Vekil olacakmış. Nitekim Demirel, Yalım Erez'e verdi. Bir örneği de yaşandı. Peki bakan kimden olur. Anayasa yazıyor, diyor ki 'başbakanın teklifi, Cumhurbaşkanının onayıyla bakanlar atanır' diyor. Başbakan, bakanı görevden alacak. Onu da Anayasa yazıyor. Başbakanı'nın teklifi Cumhurbaşkanının onayıyla görevden alınır diyor. Bunun daha açık bir ifadeyle anlamı Türkiye'nin bugün ki demokratik sisteminde mevcut anayasa göre Başbakan'ın istediği kişi bakan yapma ya da alma yetkisi bu anayasada yok. Bu anayasa Başbakana bu yetkiyi vermiyor. Siz getirirdiniz Ak Parti'yi iktidar ettiniz. Sezer, oturuyor yukarıda. Sezer'in istemediği birini başbakan yapabildik mi, yapamadık. Demirel ve Özal döneminde de olmadı."
Bozdağ, Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer dönemlerinde aynı sürecin işlediğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Şimdi herkes Tayipçi kesildi. Yeni sistemi Tayyip Erdoğan için istiyorsanız can kurban ama 'ondan sonrası' diyorlar. Onlar niçin bunu diyorlar biliyor musunuz. Tayyip Erdoğan neticede fani, bir gün oda aramızdan ayrılacak. Görevi sona erecek, kendi bırakacak veya bir şekilde bitecek. Bırakmadı, Cumhurbaşkanlığı 10 yıl. '5 yıl sonra gene bizim dümen bizim olacak' diyorlar. 'Halk sandıkta kime hükümeti verirse versin, biz aradan sonra yeniden düzenimizi kuracağız, yeniden milletten alamadığımız iktidarı cumhurbaşkanlığıyla ortak olup devam edeceğiz' diyorlar. Herkes el birliği ile bu yeni sisteme karşı el birliğiyle mücadele ediyorlar. Algı oluşturmaya milleti kandırmaya yönelik propaganda yapıyorlar."
"Kılıçdaroğlu'nu hiçbir güç oraya götürtüp yan yana oturtamazdı"
CHP'nin anayasa değişikliğini niçin Anayasa Mahkemesi'ne götürmediğini anımsatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Niye götürmedi? Mahkemenin reddedeceğini biliyor. Halkın yanında kötü durama düşecekti. Kötü duruma düşmeyelim diye. İkincisi de artık kararı halk verecek. Bundan sonra karar verici hakem, halk. Bunu gördü, halkın gözüne şirin görünmek için neler yapmaya başladılar. Başörtülü bir hanımefendiye hakaret eden oldu, ona şiddet uyguladı birisi. Hemen koşa koşa başörtülünün evine gitti. Bir başkası 'AKP demeyelim' bundan alınıyorlar Ak Parti ya da Adalet ve Kalkınma Partisi' diyelim diyorlar. 28 Şubat'ın arifesindeyiz koşa koşa merhum Necmettin Erbakan hocamızı anma törenine gitti. Neler yaptınız neler. Nasıl gitti de oraya. Gitmesi çok iyi bir şey. Niye gidiyor biliyor musunuz? Vallahi de billahi de eğer Cumhurbaşkanılığı sistemi halk oylamaya gidiyor olmasaydı Kılıçdaroğlu'nu hiçbir güç oraya götürtüp yan yana oturtamazdı. Sistemin adı bile yetti. Artık halk karar verecek. Kendi oyu da yetmiyor yüzde 25-26 yüzde 25 başkasının oyuna ihtiyaç var o yüzden kendi yenilemeye girdiler. Bu cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin daha şimdiden Türkiye'ye kazandırdığı önemli bir faydadır diye düşünüyorum."
Programın ardından Bozdağ'a 'evet' yazılı 'börk' hediye edildi.
Konferansa, Konya Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Konya Milletvekilleri Mustafa Baloğlu, Abdullah Ağralı, Halil Etyemez, Ömer Ünal, Hacı Ahmet Özdemir, Hüsniye Erdoğan ile kentteki STK temsilcileri katıldı
(Bitti)