AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Borrell, İsrail ile Siyasi Diyaloğun Askıya Alınmasına İlişkin Önerisinin Reddedilmesini Değerlendirdi
Josep Borrell, Gazze'deki insan hakları ihlalleri nedeniyle İsrail ile siyasi diyaloğun askıya alınması önerisinin kabul edilmediğini açıkladı. Borrell, AB'nin jeopolitik gücünü artırmak için daha birleşik olması gerektiğini vurguladı.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Gazze Şeridi'nde süren insan hakları ve uluslararası hukuk ihlalleri nedeniyle İsrail ile siyasi diyaloğun askıya alınması önerisinin üye ülkelerin tamamınca kabul edilmediğini bildirdi.
Haziran ayında yapılan seçimlerin ardından görevini eski Estonya Başbakanı Kaja Kallas'a devretmeye hazırlanan Borrell, katıldığı son Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.
Göreve başladığı 5 yıl önce yaptığı ilk toplantıda da bugün tartışılan Ukrayna'da süren savaş, Orta Doğu ve İran ile ABD seçim sonuçları sonrası ilişkiler olduğunu anımsatan Borrell, aradan geçen yıllara rağmen gündem konularının değişmemesine dikkati çekti.
Borrell, AB'nin jeopolitik güç olabilmesi için daha birlik içinde olması gerektiğini vurgulayarak, "Eğer jeopolitik bir oyuncu olmak istiyorsak daha birleşik, daha bütün, ortaklarımıza daha yakın olmalı ve dünyanın geri kalanına yaklaşımımızda daha gerçekçi davranmalıyız." dedi.
Görev süresi boyunca AB içindeki fikir ayrılıklarının aşılıp krizlere hızlı tepki verilebilmesi için çabaladığını ifade eden Borrell, öte yandan 5 yılın sonunda varılan noktanın "hedeflerinin altında olduğunu" kabul etti.
Orta Doğu
Borrell, Gazze Şeridi'nde süren insani duruma işaret ederek, "Gazze'de kıyamet gibi bir durum var. Kayıpların yüzde 70'i çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Lübnan'da 100 bin ev yıkıldı, Gazze'de ise şeridin bir ucundan diğer ucuna 2 milyon insan yerinden edildi. Gazze'deki kayıplarda en sık rastlanan yaş 5'tir. Bu, çocuklara karşı bir savaştır." diye konuştu.
Bu nedenle dışişleri bakanlarına sunduğu AB-İsrail Ortaklık Anlaşması kapsamında siyasi diyaloğun askıya alınması önerisinin kabul edilmediğini anlatan Borrell, "Üye devletlerin çoğu İsrail ile diplomatik ve siyasi ilişkilerin sürdürülmesinin çok daha iyi olacağını düşündüğünü bildirdi." şeklinde konuştu.
Borrell, bir gazetecinin Gazze'de süren soykırıma rağmen neden üye ülkelerin anlaşmaya varamadığını ve bazı ülkelerin bu öneriye karşı çıktığını sorması üzerine şunları kaydetti:
"Tarih hepimizi yargılayacak, hepimizi. Ben yapmam gerektiğini düşündüğüm şeyi yaptım. Doğru olduğunu düşündüğüm bir teklifle geldim ancak Yüksek Temsilci'nin yaptığı teklifleri üye ülkeler onaylamak zorunda değil ve bugün benim teklifimi onaylamadılar."
Öte yandan, İsrail ile ortaklık konseyi toplantılarının 2012'de yaşanan çatışmalar nedeniyle askıya alındığını hatırlatan Borrell, kendisi yeniden başlatana kadar geçen 10 yıl boyunca bu durumun herhangi bir üye ülke tarafından sorun edilmediğine dikkati çekti.
Borrell, Hamas mensupları ve Filistinlilere şiddet eylemlerinde bulunan ve Batı Şeria'daki Filistin topraklarını gasbeden İsraillilere yönelik yaptırımların da masaya yatırıldığını belirterek, bu konuda da anlaşmaya varılamadığını ancak ABD Başkanı Joe Biden'in İsrailli bazı yasa dışı yerleşimci kişilere ve kurumlara yaptırım kararının ardından tekrar gündeme gelmesini umduğunu söyledi.
Ukrayna
Rusya'nın Ukrayna'ya sürdürdüğü saldırıların Devlet Başkanı Vladimir Putin'in "müzakere etmek değil savaşı tırmandırmak istediğini gösterdiğini" dile getiren Borrell, "Rusya, savaşı tırmandırıyor. Bunun cezasız kalmasını önlemek zorundayız. Tepkisiz bırakılan her adımın Rusya'yı daha da tırmanmaya teşvik ettiği açıktır." ifadelerini kullandı.
Borrell, Rusya'nın Kuzey Kore, İran ve Çin'in desteği olmadan savaşa devam edemeyeceğini savunarak, Kuzey Kore'nin savaşa dahil olması hakkında "Avrupa için adım atma zamanı. Avrupa'nın stratejik sorumluluklarını üstlenmesinin zamanı geldi." dedi.
ABD
Donald Trump'ın ABD'nin 47. Başkanı olarak seçilmesinin "fırsat" olarak kullanılması gerektiğini aktaran Borrell, "Trump, Avrupalılar için uyanışı değil, ki biz zaten 5 yıl önce uyandık, kapasitemizi ve sistemimizi dünya sahnesinde net bir ses çıkarmak için kullanmak için bir fırsatı temsil ediyor. Daha fazla güvenlik yatırımı yapmalıyız." diye konuştu.