AB'den Putin'in Nükleer Yanıt Doktrinini Kınama
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Putin'in balistik füze saldırılarına nükleer silah ile yanıt verme doktrinini kınadı ve bu kararın sembolik anlamına dikkat çekti.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde, buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak sağlayan doktrini onaylamasını kınadıklarını söyledi.
Borrell, görev süresinin sona ermesi nedeniyle son kez başkanlık ettiği AB Savunma Bakanları Toplantısı'nın ardından basına açıklamalarda bulundu.
AB'nin, Putin'in, ülkesinin uğrayacağı balistik füze saldırılarına nükleer silahla yanıt verilmesine imkan tanıyan doktrini onaylamasını kınadığını belirten Borrell, bu kararın Ukrayna-Rusya Savaşı'nın 1000. gününe denk gelecek şekilde bugün açıklanmasının "sembolik" bir anlamı olduğuna dikkati çekti.
Borrell, Rusya'nın "nükleer bir savaşın kazanılamayacağı ve bu nedenle asla başlamaması gerektiği" ilkesine bağlı kalması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Putin nükleer kartı ilk kez oynamıyor. Ayrıca gıda ve enerji güvenliği krizini de çıkardı. Avrupa topraklarına Kuzey Kore birliklerini de soktu. Ancak nükleer savaş çağrısı yapmak şiddetle reddettiğimiz bir şeydir. Nükleer silah kullanımına ilişkin herhangi bir göndermeyi kınıyoruz. Kesinlikle bu duyuru, bilinçli olarak bu tarihte yapıldı."
"Nükleer yanıt" doktrini
Rusya Devlet Başkanı Putin, bugün ülkesinin balistik füze saldırılarına uğraması halinde buna nükleer silahla yanıt verilmesine olanak tanıyan doktrini onayladı.
Yeni doktrinde, bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısında bulunması durumunda Rusya'nın nükleer yanıt vermesine olanak tanınırken, insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı.
Rusya'ya "bir ittifak üyesi tarafından saldırganlık yapılması" da yine nükleer yanıt verilebilecek bir gelişme şeklinde tanımlanırken, söz konusu ülkenin bağlı olduğu tüm ittifak üyeleri da olası saldırganlığın tarafı sayılacak.