9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Isparta'da

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) tarafından düzenlenen '2008 Haziran'ında Türkiye ve Dünya' konulu panele katıldı.

SDÜ Prof. Dr. Lütfü Çakmakcı Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde bir konuşma yapan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Türkiye demokratik bir ülke. Bir tek üniversitesi olmayan Türkiye'den 112 üniversitesi olan bir ülkeye gelmişiz. Her şeyi satın alan bir Türkiye'den traktör, gemi, otomobil yapan bir Türkiye'ye gelmişiz. Türkiye her devlet gibi bir takım tehditlere ve zorluklara maruzdur. Bu tehditlerin hep aşılması mümkün olmuştur. Bugünkü Türkiye 10 sene evvelki Türkiye'den çok daha güçlüdür. 10 sene sonraki Türkiye'ye bugünkü Türkiye'den çok daha güçlü olması gerekmektedir" dedi.

Türkiye'de bazı kaygıların bulunduğuna dikkat çeken Demirel, "Türkiye'nin üzerinden 1 sene geçmemiş bir seçimi var. Ona dayanan bir hükümeti var. Yargı organı hür medyası, sokakları ve dernekleri var. Ancak kaygılar var. Vatandaşım kaygılanıyor. Bu işin sonu ne olacak diye sorular soruyor. Yönetimlerin sıkıntılı olmasından ülkenin yönetiminde meydana gelen sıkıntılar olur. Yönetim sadece hükümetten ibaret değildir. Mademki bir sıkıntı var öyleyse hiçbir sıkıntı yokmuş gibi hareket ettiğiniz takdirde bu karamsarlık devam eder. Bu karamsarlık kadar kötü bir şey yoktur. Vatandaşların 'nereye gidiyoruz' şeklindeki sorusuna 'bir yere gitmiyoruz. Irmaklar akmaya devam ediyor. Güneş doğmaya devam ediyor. Herkes mesleğini icra edecek. İşi gücü olmayanlar iş aramaya devam edecek' şeklinde cevaplıyorum. Biz kendi moralimizi kendimizi tahrip ettiğimiz sürece karamsarlıktan kurtulamayız. Evvela kendimize güvenelim. Hiç kimse başkası tarafından yönetilmez. Her kişi kendi kendini yönetir. Kişiler toplum olur. Toplumlar devleti oluşturur. Devlet kendini yönetir. Kendine güveni olmayan devletler ancak karamsar olur başka hiçbir şey olmaz. İşin madde kısmında karamsar olmak için sebep yok. 2.5 milyon işsiz var ancak hiç aç yok. O kadar hayıflanmayalım kendi halimize. Cumhuriyetin temel nitelikleri bugün olduğu gibi zaman zaman tartışılıyor. Cumhuriyetin temel nitelikleri millet idaresi, laiklik, modernizasyondur. Türkiye Cumhuriyeti çok parti olmadığı sürece demokrasi olmaz. Türkiye İslam'ı, modernliği, laikliği bağdaşmıştır. Nüfusunun çoğunlu Müslüman olan 55 ülke arasında İslam ve laikliği bağdaştırabilen tek ülke Türkiye'dir. Bu nedenle Türkiye, Müslümanlığın en iyi uygulandığı ülkedir. Bu da laiklik sayesindedir. Ama çeşitli görüşler bazı sıkıntılara sebep olabiliyor. Büyük Atatürk'ün kurduğu seçkin vasıfları devlet ve dinin ayrılmış olması diğeri de kadının toplum içinde yeridir. Bugün Türkiye'de çeşitli İslami cereyanlar vardır. Bu cereyanların kökü Türkiye'nin dışındadır. Laiklikle İslam'ı bağdaştırmanın imkan dahilinde olmadığını söyleyen ülkeler vardır. Türkiye'de bölünür müyüz korkusuna gerek yoktur. Bizi kimse kıramaz, parçalayamaz bunu açık bir şekilde söyleyebilirim. Bu korkuları aklımızdan atalım. Bu ülkeyi daha iyiye götürmeyi düşünelim o zaman daha rahat olacağız. Bu ülkede Dede Korkut'un söylediği 'Tüten ocağımız sönmeyecektir'. Rahat uyuyun ama uyuya kalmayın" dedi.

Dünyanın küçüldüğünü söyleyen Demirel, "Bugün hiç bir ülke dünya şartlarını göze almadan kendi şartlarını değerlendiremez. Çünkü dünya küçülmüştür. İletişim ve ulaşım dünyayı küçültmüştür. Bütün dünya halklarını alakadar eden ortak sorunlar vardır. Bazı sorunlar biz ne kadar dikkatli olursak olalım iyisi ve kötüsüyle bizi de gelip bulur. Küresel rekabet dünyanın belli başlı meselesi halindedir. Küresel rekabeti yapabilmek için herkes daha iyisini yapmak mecburiyetindedir. Daha iyi yapma mücadelesi ise bilgi ile mümkün olmaktadır. Çağ acımasız bir çağdır. Bilgi çağı dediğimiz bu çağa uymanın birinci şartı eğitimdir. Böyle bir çağda devletin de kişinin de toplumun da fonksiyonu değişmiştir. Sistem ya liberal, ya devletçi ya da Marksist bir sistemdir. Dünyada BM kurulduğu zaman 50 üyesi vardı. Bugün 192 üyeye çıkmıştır. Dünya gelirinin yüzde 87'si dünya nüfusunun yüzde 40'ı tarafından alınmaktadır. Bu sistemi bırakıp yeniden devletçiliğe dönülmesinde halinde bunu yapan ülkelerin daha çok zaman kaybedeceği kanaatindeyim. Her ülkenin daha iyi bir yönetime ihtiyacı vardır. Bizim ülkemiz dahil olmak üzere. Eğitim, yargı, asayiş, kalkınma ve alt yapı yani her şey daha iyi olmalı. Bunun için de sistemde reform şarttır. Açlıkla mücadelenin çaresi sanayileşme ve teknolojidir. Daha çok teknoloji ve sanayileşme ise yerküreyi tüketmeye yönelen bir olaydır. Artan nüfus yerkürenin kirlenmesine, toprakların akıp gitmesine neden olmaktadır. Yerküre tehdit altındadır. Yerküre tehdit altında ise üzerindeki canlılarda tehdit altındadır. Teknoloji hem iyiyi hem de kötüyü kesen bir bıçak gibidir. Teknoloji ile yer kürenin vereceğinden daha fazla alırsanız dünyaya zarar verirsiniz. Dünyadaki petrol kaynaklarının 45 sene sonra tükeneceği söz konusudur. Petrolün çıkardığı karbondioksit kontrol edilmezse Dünyada iklim değişikliğine sebep olacaktır. Petrolün 135 dolara çıkması bunun kullanılmasını güçleştirecektir. Dünyanın üzerinde yepyeni bir dönem var. İnsanlar temiz enerji dönemine girmek zorunda kalmaktadır. Dünya ABD'de olduğu gibi tüketim yaparsa 5 tane yerküreye ihtiyaç var. Avrupa gibi tüketim yaparsa 2 tane yerküreye ihtiyaç var. Bu dünyanın gerçekleridir" diye konuştu.

Panelde, ayrıca Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum ve tele konferans yöntemi ile ABD Ankara Büyük Elçisi Ross Wilson katıldı.

(fyi uygulandığı ülkedir. Bu da laiklik sayesindedir.SE-AT-HE-Y)