84. Dil Bayramı Töreni
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbelerden, özellikle 12 Eylül darbesinden en büyük zararı gören, Mustafa Kemal'in kendisi ve onun mirasıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbelerden, özellikle 12 Eylül darbesinden en büyük zararı gören, Mustafa Kemal'in kendisi ve onun mirasıdır. 'Atatürk, Atatürk' dediler, Atatürk'ün bütün kurumlarını neredeyse kapattılar. Kapatılan o kurumlardan ikisi de Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumudur. Mustafa Kemal'ın vasiyetine uygun olarak Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun yeniden eski koşullarda kurulması gerekiyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, Dil Derneği ve Çankaya Belediyesinin Şinasi Sahnesi'nde düzenlediği 84. Dil Bayramı Töreni'ne katıldı.
Törenin açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, bürokratken başlattığı Dil Derneği Dergisi aboneliğinin hala sürdüğünü belirterek, bütün dil severlerden, bu dergiye abone olmalarını istedi.
Dilin, tarih içinde yaratılan bütün kültürel değerleri ve üretimleri biriktirerek gelecek kuşaklara aktardığını, böylece toplumun tasada ve kıvançta birlikteliğini sağladığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkçe olmasa, Türkiye olmazdı çünkü Türkçe olmasa, Türk halkının tarih ve birliktelik duygusu, dolayısıyla da bağımsızlık ve özgürlük bilinci oluşmaz ve kuşaktan kuşağa aktarılamazdı. Dilin bu bütünleştirici ve kültürel işlevini çok iyi bilen Mustafa Kemal Atatürk, Türk Tarih Kurumundan hemen sonra temmuz 1932'de Türk Dil Kurumunu kurmuştur." ifadesini kullandı.
Atatürk'ün talimatı doğrultusunda, 12 Temmuz 1932'de Türk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün yerli ve yabancı kaynaklardan öz Türkçe sözcükler aradığını, dile ilişkin incelemeler yaptığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün emri ile 26 Eylül 1932'de Birinci Türk Dil Kurultayı'nın toplandığını anımsatarak, Atatürk'ün çok önemsediği Türk Dil Kurumuna Dolmabahçe Sarayı'nda denize bakan bir oda ayrılmasını istediğini, bu kurultaya olağanüstü önem verdiğini anlattı.
Kurultayda konuşulanları bütün ulusun, memleketin duymasını isteyen Atatürk'ün, toplantının yapıldığı Dolmabahçe Sarayı ile İstanbul Radyosu arasında teknik bağlantı kurdurduğunu belirten Kılıçdaroğlu, böylece bütün ulusun bilgilenmesinin sağlandığını söyledi.
Gazeteci, yazar, siyasetçi ve diplomat Ruşen Eşref'in, Atatürk ile olan bazı anılarını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Atatürk Türkçe'nin gelişmesini çok önemsemiş, yeni sözcük ve kavramlar üretmiştir, matematikte kullandığımız 'üçgen, dörtgen, boyut' gibi sözcükler. Atatürk ayrıca Türkçe'ye ilişkin yerli ve yabancı çalışmaları yakından izlemiş, dönemin dil bilimcilerini Türkçe üzerinde araştırmaya özendirmiştir. Tarama ve derleme sözlüğü ile ilgili çalışmaları başlatmıştır. Atatürk, sözlük yapımının yanı sıra çağdaş Türkçe'nin dil bilgisi ve yazımı, sözcük ve kavram geliştirme olanaklarıyla da yakından ilgisini sürdürmüştür. Atatürk'ün bu yoğun ve içten ilgisi, Türkçe'nin hızla bilim ve sanat dili olarak gelişmesine önemli katkılar sağlamıştır. Yine bizzat Atatürk'ün öncülüğünde başlayan Türkçe'nin yabancı sözcüklerden arındırılma çalışmaları, Türkçe'nin her bakımdan yetkinleşmesini sağlayan bir başka önemli etken olmuştur."
"Türk Dil Kurumu yeniden çalışmalı"
Dil konusunda yapılması gerekenler olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, Türk Dil Kurumunun yeniden özerk bir yapıya kavuşturulması, yönetim ve araştırma etkinliklerinin özgürleşmesi gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Darbelerden, özellikle 12 Eylül darbesinden en büyük zararı gören, Mustafa Kemal'in kendisi ve onun mirasıdır. 'Atatürk, Atatürk' dediler, Atatürk'ün bütün kurumlarını neredeyse kapattılar. Kapatılan o kurumlardan ikisi de Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumudur. Mustafa Kemal'ın vasiyetine uygun olarak Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumunun yeniden eski koşullarda kurulması gerekiyor." dedi.
Hem 12 Eylül düzenlemesini hem de darbe hukukunu tahkim eden 2 Kasım 2011 tarihli 664 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlükten kaldırılması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün kişisel mirasından bütün giderlerini karşıladığı Türk Dil Kurumunun, Atatürk devrimleri ve ilkeleri doğrultusunda yeniden çalışmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu adımlar atıldığında, Atatürk'ün hayali olan Türkçe'nin bilim ve sanat dili olarak gelişmesinin, Türk toplumunun düşünsel üretkenliğinin artmasının, bunun gelecek kuşaklara güçlü bir şekilde aktarılmasının mümkün olacağına işaret etti.
Türk dilinin gelişmesine, güçlenmesine katkıda bulunmak ve Atatürk'ün başlattığı dil devrimini sürdürmek için kurulan Dil Derneğinin 1987'den beri yürüttüğü çalışmaların Türkiye'ye yapılan büyük bir hizmet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, derneğin yönetimine ve bütün üyelerine teşekkür etti.
"Türkçe yabancı dillerin boyunduruğuna girmemeli"
Yaşamı boyunca dil devrimine emek veren Ömer Asım Aksoy'un adını taşıyan Dil Derneği Ömer Aksoy ödülünü kazanan Şair Ömer Turan'ı ve ödül alan diğer aydın, sanatçı, gazeteci ve akademisyenleri kutlayan Kılıçdaroğlu, üniversite yıllarında Aksoy ile yaşadığı bir anısını anlattı.
"Dile sahip çıktığımız zaman, ülkemize sahip çıkıyoruz. Dilimize sahip çıktığımız zaman, kültürümüze sahip çıkıyoruz. Kültürümüze sahip çıktığımız zaman, geleceğimize sahip çıkıyoruz. Geleceğimize sahip çıktığımız zaman öz güvenimiz artıyor, öz güvenimize sahip çıkıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye bu yolu açanın Gazi Mustafa Kemal Atatürk olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, eski İran Büyükelçisi ile sohbetlerinde aralarında geçen bir konuşmayı da aktardı. Kılıçdaroğlu, "Ben, kendisine (Eski İran büyükelçisine) dedim ki 'Şah İsmail, bugünkü Türkçe ile çok güzel şiirler yazıyordu.' O da 'Evet' dedi, 'İran sarayında Türkçe konuşulurdu, Osmanlı Sarayı'nda Farsça konuşulurdu." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu ödül verdi
Kültürü gelecek kuşaklara aktaran halk ozanlarına da şükran borcunun ödenemeyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Farsça ya da Osmanlıca bir deyimi, türküyü, şarkıyı, şiiri anlamamız mümkün değil. Son derece işimiz zorlaşıyor o aşamada. O nedenle dilimizi geliştiren, katkı yapan, yabancı sözcükler yerine Türkçe yeni sözcükler üreten bütün dil bilimcilere şükran borçluyuz. Bilim hızla gelişiyor ama Türkçe de, gelişen bu ölçüde kirlenmemeli, yabancı dillerin boyunduruğuna girmemeli. Kendi sözcüklerimizi kendi öz güvenimizle yeniden yaratabilmeliyiz." diye konuştu.
Konuşmanın ardından CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformunun ödülleri verildi. Bilime, sanata verdikleri katkılardan dolayı Emin Özdemir, Adnan Binyazar ve Erendiz Atasü'ye ödüllerini, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu verdi. Şair Sunay Akın da törenin "Onur Ödülü"nü Kemal Kılıçdaroğlu'nun elinden aldı.