800 Yıllık Tarihi Camii Yıkılma Tehlikesiyle Karşı Karşıya
Bolu'nun Kıbrıscık ilçesinde bulunan Karaköy Tarihi Camii, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Cami, içerisindeki el yapımı motifler, yazılar, oymalar ve duvar resimleriyle dikkat çekiyor. Bolu Valiliği, caminin restore edilmesi için Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne başvurdu.
BOLU'nun Kıbrıscık ilçesinde bulunan, yaklaşık 800 yıllık olduğu değerlendirilen el yapımı motifler, yazılar, oymalar ve duvar resimlerinin olduğu Karaköy Tarihi Camii yıkılma tehlikesine karşın restore edilecek.
Kıbrıscık ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıkta bulunan, 230 nüfuslu Karaköy köyünde bulunan Karaköy Tarihi Camii, köye yeni cami yapıldıktan sonra atıl kaldı. 800 yıllık olduğu değerlendirilen ve içerisindeki el yapımı motifler, yazılar, oymalar ve duvar resimleriyle dikkat çeken camiyi ayakta tutan ahşap malzemeler çürüdü. Yerle bir olmak üzere olan caminin bazı bölümlerinde ise çökmeler yaşandı. Bolu Valiliği, bölgede başka benzeri olmayan güzellikteki caminin restore edilmesi için Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne yazı yazdı. Caminin Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından aslına uygun şekilde güçlendirilip restore edileceği öğrenildi.
'TAM MANASIYLA İSMİ DE BİLİNMEYEN BİR CAMİ'
Uludağ Üniversitesi'nde Din Eğitimi Yüksek Lisansı yapan Karaköy Cami İmamı Gökçehan Aktürk, tarihi cami hakkında bilgi verdi. Aktürk, caminin Osmanlı kültürü öncesine ait olabileceğine dair işaret bulunduğunu ifade ederek, 'Tam manasıyla ismi de bilinmeyen bir cami. O yüzden biz 'Karaköy Tarihi Cami' olarak isimlendirdik. Geçmiş tarihine baktığımız zaman gerek kullanılan malzemeler, içindeki işlemeler ve uzman hocalarımızın da işlemelerinde Osmanlı kültürünün de öncesine gittiğiyle ilgili kesin olmayan veriler bizim elimizde mevcut? dedi.
'RESİM İŞLEMESİNİ KULLANMALARI, YALNIZCA BİZİM KÜLTÜRÜMÜZE DE AİT OLMADIĞININ TEZAHÜRÜ'
Tarihi cami içerisindeki resimli motiflerin, caminin farklı kültürler tarafından kullanılmış olabileceğine işaret ettiğini aktaran Aktürk, 'Bizim kendi kültürümüzde caminin içerisinde herhangi bir resim ya da fotoğraf işlemesinin var olmadığını söylememiz mümkündür. Ancak bu camiye baktığımız zaman gerek kılıç işlemeleri, eşit kollu terazilerin varlığı, resim işlemesini de kullanmaları, yalnızca bizim kültürümüze de ait olmadığının bir tezahürü oluyor bizim karşımızda' diye konuştu.
'ÇOK FONKSİYONLU OLARAK MİRAS BIRAKILDIĞINI SÖYLEMEK MÜMKÜN'
Cami içerisindeki yazılardan örnekler veren Aktürk, 'Osmanlı dönemi öncesini de kapsadığı için birçok alanda kullanılabilen çok fonksiyonlu bir cami olduğunu söylememiz mümkündür. Bizim kendi okumalarımızla, caminin bir kısmında şu yazıyor; 'Mescitlerdeki münafıklar, kafesteki kuş gibidir' diyor. Bizim kendi cami kültürümüzde, nereye gidersek gidelim yeni yapılarda bu tip sözleri görmemiz mümkün değildir. Münafığı bu şekilde caminin içerisinde tasavvur ederken, mümini de şu şekilde tasavvur etmiş, diyor ki 'Mescitlerdeki müminler, sudaki balık gibidir' yani bir özgürlük ifade ediyor. Mümini nasıl ifade etmesi gerekiyorsa, onu sınırlandıran bir bölge olarak ifade ediyor. Yani münafığı da farklı bir tabirle ortaya koyduğuna göre biz şunu düşünüyoruz. Cami yalnızca Müslümanlar için mi kullanılmıştır? Müslümanlara çok fonksiyonlu olarak miras bırakıldığını söylemek mümkün olur? ifadelerini kullandı.
'RESTORASYON YAZIŞMALARINI GERÇEKLEŞTİRDİLER'
Aktürk, tarihi caminin restorasyonu için çalışmanın başladığını belirterek, 'Bolu Valiliğimiz, Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile gerekli restorasyon yazışmalarını gerçekleştirdiler ve çok yakın tarihte hem kültürümüzde hem de tarihimize, bu caminin yeniden restorasyonunu tamamlayıp, kazandırılması temenni edilmektedir. Bu noktada da sıkı bir çalışma söz konusudur' açıklamasında bulundu. (DHA)