Haberler

8. Boğaziçi Zirvesi

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, "ABD bence deniz sahasına daha fazla odaklanacaktır.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Gülnur Aybet, "ABD bence deniz sahasına daha fazla odaklanacaktır. Bunun başlıca nedenlerinden biri Çin olacaktır. Bu da tabii ki çok büyük bir güvenlik tehdidini beraberinde getirecektir ABD için. Amerika ve Çin arasında deniz sahasında yaşanan bu çekişme hepimizi etkileyecektir." dedi.

Prof. Dr. Aybet, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Uluslararası İş Birliği Platformu'nun (UİP) düzenlediği ve bu yıl "Geleceğin Tasarımı: Küreselleşmenin Yeni Sınavı" temasıyla gerçekleştirilen 8. Boğaziçi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, herkesin güvenliği ve barışı tesis etmek istediğini, Soğuk Savaş'tan beri yaklaşık 25 yılın geçtiğini ve bu süre boyunca gelişmekte olan güvenlik ihtiyaçları ve zorluklarla karşı karşıya olunduğunu söyledi.

Güvenin tesis edilmesi için yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Aybet, "Karşılaştığımız zorluklar da değişti. Karşılaştığımız zorluklar açısından şimdi çok daha uzun bir listeye sahibiz. Çok da hazırlıksızız bu zorluklarla mücadele etmek için. Çok yeni global bir terör unsuru ile karşı karşıyayız. Bu karşılaştığımız terör tehdidi Soğuk Savaş'taki terörizmden çok daha farklı. Çünkü Soğuk Savaş sırasında terörün nereden geldiğini biliyordunuz. Örgütlerin bariz bir emir komuta zinciri vardı. Belli bir coğrafi alanda konuşlanırlardı. Şimdi sanal terörizm hücreleri var diyebiliriz. Terörist fikirler bir virüs gibi yayılıyorlar. İnsanlar bu fikirlerden yola çıkarak saldırılarda bulunuyorlar. Bu saldırılarını yerine getirmek için ekipman, araç tahsis ediyorlar, internetten bile bunu sağlıyorlar. Mühimmat sistemleri, mevcut yetkinliklerimiz bu tür sorunlarla karşılaştığında üstesinden gelmek için çok zorlanıyorlar." diye konuştu.

Aybet, bu sanal hücrelerle beraber büyük şehirlerde giderek daha fazla terörizmin konuşlandığını belirterek, "Tabii ki Silahlı Kuvvetler ve NATO ülkeleri bu zorluklarla mücadele etmek için adımlar atıyorlar ama birtakım adaptasyon söz konusu ama küçük adımlarla bu zorluklara karşı gelinmeye çalışılıyor." dedi.

"NATO birbirinden bağımsız politikalar geliştirmeye çalışıyor"

NATO'da global güçlerle ilgili bir konuşma yaptığını anımsatan Aybet, orada da NATO ortakları arasında ne kadar büyük tehdit algısı farklılığı olduğunu gördüğünü söyledi.

Aybet, asıl önemli olanın, global ortak paydalar olduğunu ifade ederek, bazı ortak ülkelerin bunun ne anlama geldiğini bilmediğini gördüğünü aktardı.

Global ortak paydanın güvenlik ve savunmada çok önemli olduğunu vurgulayan Aybet, şöyle devam etti:

"Uluslararası deniz yolları, hava yolları ve siber alan, tek bir ülkeye ait değil, hepimize ait. Bunlar aynı zamanda ticaret ve iletişim için önemli alanlar. NATO'ya baktığımızda bu ortak alanların yönetilmesi konusunda uluslararası bir anlaşma olmadığını görüyoruz. Bu noktada NATO birbirinden bağımsız politikalar geliştirmeye çalışıyor. Bu ortak alanların savunulması konusunda da muğlak fikirler var. Ne yapacağımızı bilmiyoruz ortak alanların savunulmasında."

"Bu çekişme hepimizi etkileyecektir"

Prof. Dr. Aybet, Suriye meselesine değinerek, "Suriye'de aslında bir plan olmadığını görüyoruz ve bu kaosla nasıl baş edilmesi gerektiğiyle ilgili bir plan yok maalesef. ABD'nin dünya düzeniyle ilgilenen departmanları ne yapıyor? Bir plan ortaya koyuyordu kendi siyasi, ekonomik ve askeri gücünü tesis edebilmek için daha sonra bunu off shore ile dengeliyordu. Yani çok kutuplu dünyada ortaya koyduğu politikalar üzerinden diğerlerini yanına çekiyordu. Bir Avrasya hegemonyası oluşmasın diye deniz alanına ve hava alanına odaklanıyordu. Burada bölgesel ortaklarla çalışıyordu, bu alanların yönetilmesi için." diye konuştu.

Amerika'nın dış politikasına bakıldığında bölgedeki güçlerle iş birliği gerçekleştirirken, hatalar yaptığının görüldüğünü aktaran Aybet, konuşmasına deniz sahasındaki yetkinlikleri anlatarak şöyle devam etti:

"Deniz sahasında limanlar var. Burada herhangi bir şekilde oradaki ülkenin onayı olmadan, lojistiğinizi konuşlandırabilirsiniz çünkü deniz sahası ortak alanlar savunma açısından. ABD bence deniz sahasına daha fazla odaklanacaktır. Bunun başlıca nedenlerinden biri Çin olacaktır. Bu da tabii ki çok büyük bir güvenlik tehdidini beraberinde getirecektir ABD için. Amerika ve Çin arasında deniz sahasında yaşanan bu çekişme hepimizi etkileyecektir. Deniz sahasında çoğunlukla Amerika'nın söz sahibi olduğunu görüyoruz ama önümüzdeki dönemde Çin de söz sahibi olmak isteyecek, buradaki tehdit daha da yükselecek. Amerika için deniz sahaları daha önemli olacak çünkü kendine burada üsler oluşturacak, buralardan müdahaleler gerçekleştirecek."

Türkiye'nin savunma ve savaş etkinliklerini arttırmayı sürdürdüğünü, 2021 yılında ilk savaş gemisini inşa edeceğini anlatan Aybet, daha fazla yatırım yapılması gereken bir başka alanın da drone birlikleri olduğunu, radar teknolojisinin daha da geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Aybet, bölgesel ortaklıklar hakkında düşünülmesi ve buna taze bir görüşle yaklaşılması gerektiğini belirterek, "NATO-Rus ortaklığının canlandırılması elzemdir." dedi.

Moderatörün " Türkiye'nin Batı silahlanma sistemlerine entegre olması yüzünden Rusya'daki sistemlerle ilgili duruma farklı bir yaklaşımı var. Hava savunması anlamında Türkiye'nin ön bir koşulu var" şeklindeki sorusu üzerine, Prof. Dr. Aybet, şunları söyledi:

"Körfez Savaşı'ndan itibaren ülkeyi gerçekten tam da kalbinden vurdu, 1991'de alarm çalmış gibi uyandık. Aslında 25 yılı aşkın süre geçmiş ve hala oraya ulaşmaya çalışıyoruz. Ruslar aslında ilk ülke değildi, ilk seçenek de değildi. Pek çok müttefikimizle bu konu hakkında konuştuk ama bir şekilde bizim güvenlik gereksinimlerimiz ve müttefiklerden aldığımız tepkiler yeterli oldu, kendi hava savunma becerileriyle kurmak zorunda kaldı. Bu da geçerli bir sebep diye düşünüyorum. Bu sebeple Rusya'dan satın alındı. Bu NATO sistemine entegre olmadı ancak Türkiye'ye ne kadar katkıda bulunduğu ile kıyaslandığında, bu kadar önemli olduğunu düşünmüyorum. Çünkü Türkiye NATO füze savunma sistemleri için de radarlara da ev sahipliği yaptı. Ama S400'ün ötesinde bir dünya da var. Kendi savunma füzelerini almak, yapmak ve üretmek de istedi. Başka alternatifleri de değerlendirdi. İtalyan, Fransız kaynaklarla da görüşülüyor, görüşmeler planlanıyor. Henüz kapılar kapanmadı. Bence NATO kurallar kitabında 'bir müttefik gidip de dışarıdan hava savunma sistemi alamaz' diye bir şey yazmıyor."

Kaynak: AA / Güncel
4 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan doktorun cevaplamak istemediği soru

4 bebeğin ölümünden sorumlu doktorun cevaplamak istemediği soru

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

Antalya sele teslim! Yüzlerce vatandaş tahliye edildi

2 sevgilinin sır ölümü! Vücutlarında dikkat çeken izler var

2 sevgilinin cansız bedeni bir evde bulundu! Vücutlarındaki dikkat çeken izler var

İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekiller için dikkat çeken ifade: Kent uzlaşından zehirlendiler

İçişleri Bakanı'nı komisyon görüşmelerine almayan CHP'li vekiller için dikkat çeken ifade

title