72 Uçağın 113 Hedeften 108'ini Vurması Büyük Başarıdır"
Güvenlik Uzmanı Metin Gürcan, 15 Temmuz sonrası yaşanan ihraç ve tasfiyeler nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Türk Hava Kuvvetleri'nin ve pilotların hem sayısı hem de operasyonel etkinliğine dair ciddi iddiaların ortaya atıldığını belirterek, "Zeytin Dalı Harekatı'nda 72 uçağın 113...
ÇİĞDEM ALYANAK - Güvenlik Uzmanı Metin Gürcan, 15 Temmuz sonrası yaşanan ihraç ve tasfiyeler nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Türk Hava Kuvvetleri'nin ve pilotların hem sayısı hem de operasyonel etkinliğine dair ciddi iddiaların ortaya atıldığını belirterek, "Zeytin Dalı Harekatı'nda 72 uçağın 113 PYD/PKK hedefinden 108'ini vurması büyük bir başarıdır. Birden fazla uçak, birden fazla üsten koordineli bir şekilde kalkarak bu harekatı icra etti ve herhangi bir zarara uğramadan da döndü." dedi.
Uzmanlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Suriye'nin Afrin bölgesinde terör örgütü PYD/PKK tarafından işgal edilen alanlara yönelik dün başlattığı Zeytin Dalı Harekatı'nı AA'ya değerlendirdi.
72 uçağın 113 PYD/PKK hedefinden 108'ini vurmasının büyük bir başarı olduğunu ifade eden Gürcan, birden fazla üsten kalkan uçakların, birden fazla üsten koordineli bir şekilde kalkarak bu harekatı icra ettiğini, herhangi bir zarara uğramadan da döndüklerini belirtti.
Harekatın, Türk Hava Kuvvetleri'nin operasyonel etkinliğini göstermesi açısından başarılı olduğunu vurgulayan Gürcan, "Şu da önemli bence; Rus askerlerinin Tel Rıfat bölgesine çekildiğini biliyoruz. Operasyon bölgesi karmaşık özellikler barındırıyor. Yani Rus ve Amerikan askerlerinin varlığına rağmen bir sıkıntı olmaması, herhangi bir krize neden olmadan etkili bir hava harekatının yapılabilmiş olması, diplomatik açıdan da başarılı bir operasyon." diye konuştu.
Fırat Kalkanı'ndan bu yana son 2 yıldır, ilk kez bu kadar çok uçağın katıldığı bir harekatın gerçekleştirildiğini belirten Gürcan, harekatın önce havadan sonra karadan başlamasını stratejik açıdan şöyle değerlendirdi:
"Burada önemli olan şu; Afrin 2 senedir topçu atışlarımızla vuruluyordu. Harekat ortamına bakıldığında genelde tünellerle, beton koruganlarla toprağa gömülmüş bir profil çıkıyordu karşımıza. Uydu görüntülerinden anlıyoruz ki sağlam barikatlar ve zırhlı birlik ilerleyişini bozacak şekilde kanalize edici engel sistemleri yapılmış. Vurulan hedeflere baktığımızda komuta kontrol hedefleri, kritik haberleşme merkezleri, mühimmat, lojistik üs... Harekat ortamının yumuşatılması ve önceden şekillendirilmesi lazım ki bu sayede karadaki unsurların ilerleyişi hızlanabilsin."
Gürcan, yakın hava desteğinin bugün başlayacak gibi durduğunu ifade ederek, "Yakın hava desteği sağlanmaya devam edecek mi etmeyecek mi? Bu da Moskova ile olan kritik görüşmelerle neticelendirilecek bir şey. Bu da bence önemli." ifadelerini kullandı.
Fırat Kalkanı'nda en büyük sıkıntının 24 saat 7 gün, yani sürekli şekilde hava desteği sağlayamamak olduğunu belirten Gürcan, "Umarım bu harekatta böyle bir sorun yaşanmaz" dedi.
"Terör örgütü sivilleri kesinlikle kalkan olarak kullanacak"
Gürcan, Genelkurmay Başkanlığı'nın bölgedeki siviller konusunda gösterdiği hassasiyete ilişkin, şunları kaydetti:
"Burada şu da ön plana çıkıyor, bu operasyonun diplomatik ve askeri zaferi kadar, algısal zaferi de önemli. Yani uluslararası kamuoyuna yansıması. Bence başarılı bir operasyon oldu. Operasyonun dayandığı uluslararası hukuk kaideleri, BM Sözleşmeleri, bence güzel bir başlangıçtı. Amerika ve Rusya'ya karşı Türkiye'nin gücünü yükseltecek diplomatik zafer kadar, algısal zaferin de önem kazandığı, uluslararası kamuoyuna operasyonun gerekliliği ve meşruiyeti konusunda sürekli ve zamanında bilgilendirme yapılması. Bu da yoğun kamu diplomasisi gayretleri ve sağlam bir iletişim mimarisine ihtiyaç duyuyor."
Terör örgütlerinin sivil unsurları kalkan olarak kullanmasına da değinen Gürcan, "Terör örgütü sivilleri kesinlikle kalkan olarak kullanacak. Bu en büyük sıkıntı. Suriye'deki çatışmanın karakteristiği bu. Zamanında DEAŞ da yaptı. Hava harekatlarında, topçu ve roket atışlarından korunmak istiyorsanız, eski askeri anlayışta araziden istifade edersiniz, tepelik, korunaklı yerlere saklanırsınız. Şimdi insan arazisi denilen bir kavram var. Popülasyonun olduğu şehirlere, ilçe merkezlerine doğru yanaşıyorlar. Afrin'deki YPG unsurları da bunu yapacaktır. Bu anlamda zor bir harekat olacak."
"Dünyada az sayıda devletin yapabileceği bir harekat"
İstinye Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın ise 3 filoluk uçağın gece muharebe yapmasının, dünyada az sayıda devletin yapabileceği bir harekat olduğunu belirtti.
Caşın, "Çünkü aşağıda Rus kuvvetleri, Rus uçakları, Suriye hava kuvvetleri ve bataryaları var. Bu bakımdan çok zor bir harekattır. Yapabilmişlerdir ve hiçbir kayıp vermeden geri dönmüşlerdir. Tüm hedefleri vurmuşlardır. Vurulmayan hedefler de canlı kalkan kullanılmasından. Yerde de bizim hava unsurlarımız var, hedefleri onlar veriyor. Türk Hava Kuvvetleri hedef seçimini çok doğru şekilde yapmaktadır. Çünkü biz katil bir ordu değiliz. İyi savaşan mert bir ordunun, cihangir havacıları onlar." diye konuştu.
Harekattaki hava gücünün, hedefi yumuşatma, yakın hava desteği ve kaybı azaltmak için yapıldığını vurgulayan Caşın, "Rusya ile akıllı bir ortaklık kurulmuştur. Hava sahasının kullanımında izin alınmıştır. Bu da bizim silahlı kuvvetlerle beraber sivil diplomasiyi iyi kullandığımızı gösteriyor." dedi.
"Bu bir işgal harekatı değil"
Türkiye'nin harekatta son derece önemli sistemleri kullandığını belirten Caşın, "Türk uçakları, Suriye hava sahasına girmeden de hedefleri vurabilecek yetenekte. Türkiye, uluslararası hukukun kendine verdiği hakkı kullanmakta. Bu bir işgal harekatı değil." dedi.
THY'de görev yapan savaş pilotlarının göreve geri döndüğünü, bunun da muharebe gücüne güç kattığını ifade eden Caşın, "O eski ağabey-kardeş, usta-çırak geni gençlere de tekrar takviye edilmiştir." değerlendirmesini yaptı.
Caşın, "Bu hadisenin içinde özellikle PKK'nın verdiği talimatlar istihbaratta şöyle okunuyor; askeri paçavra üniformaları var. Onları çıkartıp, sivil elbise giyip, en önemlisi Halep'in çıkışını tutuyorlar ki burada sivil katliam olsun. Buradaki hedef, Türkiye'yi zora sokmak." dedi.
Harekata 72 uçağın katılmasının, bu topraklarda 72 şehide cevap olduğunu dile getiren Caşın, şunları kaydetti:
"Bu topraklar Türkiye'nin giriş kapısıdır. Bu bakımdan canlı kalkan ve tünellerdekileri tespit edecek çok ciddi bir şehir muharebesi dediğimiz meskun mahal muharebesine girilecektir. Türkiye, hem Musul hem de Cerablus'ta ciddi deneyime sahiptir ama arada bir fark var. Uluslararası hukukta hedefle savaşırken, hedefin bir şekilde sivilden ayırt edilmesi gerekiyor. Türk askeri merttir, sivile ateş açmaz. Tarihinde böyle bir suç yoktur."
"Bu modelle Türkiye ikinci anti terör harekatını başlattı"
Mesut Hakkı Caşın, Türkiye'nin kararlılığının burada yıllardır kurulan bazı hain planları çöpe attığını, PKK'nın çembere alındığını, bu modelle Türkiye'nin ikinci anti terör harekatını başlattığını ifade etti.
"Tabut gelecek" söylemlerine değinen Caşın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Burada bunu vurmazsak tabutlar Ankara'da, İstanbul'da olacak. Bu parti meselesi değil, memleket meselesi, vatan ve var olma meselesi. Bu bakımdan Türk Ordusu sözünü tutmuştur. Bu harekat dünyada Türk Ordusu'nun gücünün azaldığı, harekat ve komuta kontrol yeteneğinin çöktüğü yolunda bazı müttefik ülkeler veya bize hasmane davranan devletler arasında ileri sürülen bir görüştür. Bu görüş bugün itibariyle tamamen çökmüştür. Türk Ordusu'nun ateş gücü, muharebe yeteneği, sonrasında sahada zırhlı birlikler ve özel kuvvetlerin başarısıyla daha da imtihandan geçecektir. Bu zaferi Türkiye kazanacaktır. Burada zafer, teröre karşı verilen anti terör harekatıdır."