Haberler
Türkiye'den Suriye'deki muhaliflerin ilerleyişiyle ilgili yapılan açıklamada Tel Rıfat ve Münbiç'e dikkat çekildi

Sınırın sıfır noktasındaki savaşla ilgili Türkiye'den dikkat çeken açıklama

Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi, İdlib'de stratejik bölgeyi ele geçirdi

Rejim karşıtları Halep kent merkezine girdi, İdlib'de stratejik bölgeyi ele geçirdi

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Rus uçakları, Halep'i vurmaya başladı

Halep düştü, Rus savaş uçakları bombardımana başladı

7 Kişinin Öldüğü Metan Gazı Faciası Duruşması Başladı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

MUĞLA (İHA) – Muğla’nın Milas ilçesinde geçen yıl 17 Haziran tarihinde bir atık su terfi istasyonunda metan gazı sıkışması sonucu 7 işçinin ölümü ile ilgili davanın ilk duruşması yapıldı.

MUĞLA (İHA) – Muğla'nın Milas ilçesinde geçen yıl 17 Haziran tarihinde bir atık su terfi istasyonunda metan gazı sıkışması sonucu 7 işçinin ölümü ile ilgili davanın ilk duruşması yapıldı.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 4 sanık katılırken, metan gazı faciasında hayatını kaybedenlerin aileleri de duruşmada hazır bulundu. Davada aralarında şirket sahibi ve yöneticilerinin de bulunduğu 21 kişi hakkında "taksirle birden fazla kişinin ölümü"ne sebebiyet vermekten 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Duruşma çıkışı gazetecilere açıklama yapan ailelerin avukatı Murat Kemal Gündüz, davanın üç aşamalı olarak sürdüğünü söyledi. Gündüz, "7 kişinin ölümü ile ilgili davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Davada 21 sanık var. 5 sanık Akfen Holding bünyesindeki üst düzey yönetici ve terfi istasyonunu yöneten şirketin yöneticileri, 16 kişi ise İller Bankası çalışanı. İller Bankası terfi istasyonunu yaptırmış, fakat kesin kabul yapmadan geçici kabul ile ve havalandırma sistemi yapılmadan Akfen firmasına devretmiş. Akfen firması 5 yıl olmasına karşın yeni bir yapılanma olmadan, havalandırma yapılmadan kaza gününe kadar çalıştırmış. Kaza tarihinde 7 işçi hayatını kaybediyor. Bugün tanık ifadeleri alındı. Tanık ifadeleri ile bunun bir iş kazası değil, bir iş cinayeti, hatta bir katliam olduğu ortaya çıktı. Davada 21 sanık var ama mahkeme dava açıldığında iddianame doğrudan tensip zaptı ile tüm sanıkların bulundukları illerde dinlenmesi için karar almış. Sanıkların bir kısmı İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da, Van'da, bir kısmı da Bodrum'da ikamet ediyor. İki kişi de yurt dışı ülke olarak geçiyor, İsrail ve İsviçre'de. Bu kişilerin de diplomatik kanallardan ifadeleri alınacak. Mahkemeden öncelikli olarak talebimiz, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tüm sanıkların mahkeme huzurunda ifade vermesi. İller Bankası sanıkları ile Akfen sanıkları arasında menfaat var. Ayrıca mağdur yakınlarının avukatları olarak soracaklarımız var. Mahkeme bizim bu hakkımızı bize haber vermeden elimizden almış oldu. Bizim bu talebimizi maalesef usul yasasındaki '5 yıla kadar olan suçlarda sanıklar talimatla dinlenir' maddesine sığınarak böyle bir karar vermiş. Ölen kişi sayısının fazlalığı ve olası kasta varan bir kusur ağırlığı gördüğümüzden dolayı tutuklama taleplerimiz de reddedildi. Hiçbir zaman gaz maskesi ve gaz uyarıcı cihaz olmadan o terfi istasyonuna temizliğe indirildiklerini, oradaki elimatör denilen bir makinenin bozukluğu nedeniyle sık sık buraya temizlik için inilmesi nedeniyle bu ölümlerin yaşandığı ortaya çıktı. Maalesef 75 liralık maske ve 750 liralık göz ölçüm cihazı alınmadığı için 7 insan iş cinayetinde hayatını kaybetmiş oldu. Bu mevcut dava dışında Çalışma Bakanlığı hakkındaki suç duyurumuzdan dolayı savcılık tarafından bir takipsizlik kararı verildi. Bu takipsizlik kararının da kaldırılması için Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulunduk. Aynı zamanda terfi istasyonunu Güllük Belediyesi devretmiştir Akfen'e. Güllük Belediyesi hakkında da bir suç duyurusunda bulunmuştuk. 4483 sayılı Memur Yargılama Yasası gereğince bir soruşturma izni talep edildi İçişleri Bakanlığı'ndan. Şuana kadar bundan da bir sonuç alınmadı. Halihazırda üç ayaklı bir dava süreci var. İşçi tanıklardan bir kısmı daha evvel de temizlik için girdiklerini, hatta ölenlerden bir kişinin aynı olayı daha önce de yaşadığını ve fenalaşarak dışarı çıkmak zorunda kaldıklarını beyan etti. İşletme müdürünün böyle bir yeri yönetme gibi bir kapasitesi yok. 2 yıllık okul mezunu ve böyle bir eğitim almamış. Doğrudan bu kişinin şirket tarafından sorumluluk ona aittir diye bir suçlaması var ölen kişi için" dedi.

Ölen işçilerden Mevlüt Özbakar'ın kızı Rabia Özbakar, "16 Eylül 2013 tarihli suç duyurusu dilekçemizde belirtmiş olduğumuz gibi, şirketin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu ve yetkili müdürleri sorumludur. Çünkü, yasaların kendilerine yüklemiş olduğu işçi sağlığı ve güvenliği yönünden hiçbir tedbir almamışlardır. 50 liralık gaz maskesini ve 700 liralık gaz ölçüm cihazını işçilerden esirgemişlerdir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı sorumludur. İller Bankası yetkilileri sorumludur. Çünkü terfi istasyonu binası havalandırma yapısı sağlanmadan inşa edildiği bilirkişi raporlarında ortaya konmaktadır. Güllük Belediye Başkanı sorumludur, çünkü işletme ruhsatı verilmeden söz konusu işletmenin aslen kendisine ait olduğu gerçeğini de dikkate alarak denetim faaliyetlerinde bulunmamıştır" diye konuştu.

21 sanık arasında bulunan İller Bankası görevlilerini savunan avukat Tolga Yurdakul ise, "Burayı işleten firma İller Bankası'nın uygun gördüğü projeye göre işletmiş olsaydı böyle bir olayın olması mümkün değildi" dedi.

7 KİŞİ ÖLMÜŞTÜ

Yaklaşık bir yıl önce yaşanan kazada Tepe-Akfen Su ve Kanalizasyon İşletmesi Güllük Şube Müdürü Mustafa Öztürk (39), beraberindeki elektrik teknisyeni Yüksel Kum (46), kanalizasyon altyapı elemanı Özcan Özkan (51), işçiler Fikret Özdemir (37), Hasan Özgür (43), Mevlüt Özbakır (48), Serkan Miral (27) hayatını kaybetmişti. - MUĞLA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title