6 Kurşun Yedi Ama Darbecilere Geçit Vermedi
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında darbecilerle girdiği çatışmada vücuduna 6 mermi isabet eden ve yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren Piyade Uzman Çavuş Erdal Anbarcı, "Bu ülke için 6 mermi değil, 20 mermi yesek de bu göreve hazırım.
MUHAMMED KAYGIN - FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında darbecilerle girdiği çatışmada vücuduna 6 mermi isabet eden ve yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren Piyade Uzman Çavuş Erdal Anbarcı, "Bu ülke için 6 mermi değil, 20 mermi yesek de bu göreve hazırım. Allah'a şükür, öldürmeyen Allah öldürmedi, bu günleri gösterdi." dedi.
Darbe girişiminin yaşandığı akşam Ankara Merkez Komutanlığı Özel Koruma Tabur Komutanlığı general ve amiral lojmanlarında nöbetçi olan Anbarcı, darbecilerle girdiği çatışmada vücuduna isabet eden 6 mermi ile yaralandı.
Önce Gazi Üniversitesi Hastanesi, daha sonra Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaklaşık 9 ay tedavi gören Anbarcı, Çankırı'nın Eldivan ilçesindeki babaevine geldi.
Yaşama tekerlekli sandalye ile bağlanan evli ve 2 çocuk babası 40 yaşındaki Anbarcı, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Darbe girişimi akşamı Özel Koruma Tabur Komutanlığı lojmanlarının nizamiyesinde görevli olduğunu dile getiren Anbarcı, saat 20.30 civarında bir binbaşı ile başçavuşun nizamiyeye gelerek denetleme olduğunu söylediğini ve bir komutanı alıp çıktıklarını aktardı.
Bu kişiler nizamiyeden çıkarken silah sesleri duyulduğunu belirten Anbarcı, "Biraz ileride polisler komutanımızı aldı. Bu olaylar yaşanırken darbeyle ilgili bilgimiz yoktu. Denetleme bahanesiyle komutanın kaçırıldığının hesabını yapıyorduk. Hemen amirlerime olayla ilgili bilgi verdim." dedi.
Bir süre sonra nizamiyedeki nöbetçi askerlerin telsizle kendisine doğru silahlı kişilerin geldiğini söylediğini ifade eden Anbarcı, bunun üzerine silahını alıp dışarı çıktığını söyledi.
Bu sırada askeri plakalı bir araçla hainlerin kapının önünde durduklarını anlatan Anbarcı, şöyle devam etti:
"Bu arada uçaklar, helikopterler havada dolaşıyor. Yanlarına gidip aracın içine baktığımda silahları gördüm. 'Uzman çavuşum, bize Ali Paşa'yı vereceksin' dediler. Bana kimliklerini vermeleri gerektiğini söyledim. Bir yüzbaşı bana kimliği uzatır gibi yaptı, ben kimliği almak için uzandığımda silahımın namlusundan tutup aracın içine çekmeye çalıştı. Şoförün yanında oturan yarbay ve arkasında oturan binbaşı 'Mermiden de mi korkmuyorsun' diyerek havaya ateş açtı. O arada mevzideki nöbetçi askerlerden biri önce havaya, ardından araca ateş açtı. Silahım bırakılınca mevzime doğru koşarken arkamdan ateş açtılar. Ben de mevzime girip araca doğru ateşe başladım."
"Bu ülkeyi bölmeye kimsenin gücü yetmez"
Anbarcı, yanındaki askerin darbecilerin B bloğuna doğru gittiklerini söylemesi üzerine harekete geçtiklerini aktararak şunları söyledi:
"Mevzimden çıktığımda darbeci yarbay ağaçların arasından bana ateş etmeye başladı. İlk önce kolumdan vuruldum. Daha sonra belimden, omuriliğimden, bel bölgesinden, ardından sağ bacağımdan iki mermi yiyip yere düşerken bir mermi daha yemişim. Namaz kılar gibi çöktüm kaldım. Askerimle göz göze geldim. Askerin silahı tutukluk yaptı. Belimdeki silahımı askere atıp 'Bununla devam et' dedim. Bu sırada bilincimi kaybetmedim, dua edip şehadet getiriyordum. Silah sesleri kesildiğinde askerler beni duvara yasladı. Beni de bir komutanım arayıp 'Erdal buraya kesinlikle bir araç yaklaştırma' deseydi ben de rahmetli Halisdemir gibi gözümü kırpmadan o aracı tarardım. O aracın yanına da gitmezdim."
Çatışmanın bitmesinin ardından ambulansla Gazi Üniversitesi Hastanesine götürüldüğüne işaret eden Anbarcı, şunları kaydetti:
"Hastaneye gidene kadar bilincim açıktı. Yoğun bakıma girdikten sonra hiçbir şey hatırlamıyorum. 17 Temmuz sabahı korna seslerine uyandım. Hemşireye seslerin sebebini sordum. 'Haberin yok mu darbe girişimi oldu' dedi. Böylece darbe girişimini öğrendim. Bu ülke için 6 mermi değil, 20 mermi yesek de bu göreve hazırım. Allah'a şükür, öldürmeyen Allah öldürmedi, bu günleri gösterdi. Bu ülkeyi kimse bölemez, bölmeye de kimsenin gücü yetmez. Bu bayrak dalgalandıkça bizim gibi vatan sevgisi, vatan aşkı olan evlatlar olduğu sürece kimse bu ülkeyi yıkamayacak."