Said Bey Sitesi Davasında Ek Rapor Kararı

Kahramanmaraş'ta 6 Şubat depremlerinde yıkılan Said Bey Sitesi'nde 44 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili yargılanan 8 sanıktan biri tutuklu. Mahkeme, yapı denetim yetkililerinin sorumluluklarıyla ilgili muğlaklıkları gidermek için ek rapor alınmasına karar vererek duruşmayı 17 Ekim'e erteledi. Sanıklar, bilirkişi raporlarının çelişkilerini ve sorumluluklarını savunarak suçlamaları reddetti.
KAHRAMANMARAŞ'ta, depremde yıkılan Said Bey Sitesi'nde 44 kişinin hayatını kaybetmesiyle ilgili 1'i tutuklu 8 sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti, yapı denetim yetkilisi ve denetçilerinin sorumluluklarına dair teknik hususlardaki muğlaklığın giderilmesi amacıyla önceki heyetten ek rapor alınmasına karar verdi.
6 Şubat depremlerinde 44 kişinin yaşamını yitirdiği Said Bey Sitesi'nin yıkılmasıyla ilgili Kahramanmaraş 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın 8'inci duruşması görüldü. Duruşmaya; 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisleri istenen tutuklu müteahhit Hasan Çam (54), tutuksuz sanıklar yapı denetim şirketi sahibi Halil Yıldız (56), şantiye şefi Murat Kaş (40), şantiye şefi Halil İbrahim US (35) ile 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 15'er yıla kadar hapisleri istenen tutuksuz Dulkadiroğlu Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü Arzu Özaydın (47) ve Müdür Yardımcısı Serap Binici (42), sitede ölenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.
'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisleri istenen tutuksuz yapı denetim görevlisi Yavuz Kaygısız (56), yapı denetim şirketi kontrol elemanı Melike Yiğit (34) ise yaşadıkları şehirlerdeki adliyeden SEGBİS sistemiyle duruşma salonuna bağlandı.
'KUSUR VEREBİLMEK İÇİN RAPORDAKİ BAZI BÖLÜMLERİ SİLMEK AHLAKİ MİDİR?'
Duruşmada, geçen celse dosyaya giren 3'üncü bilirkişi raporuna karşı sanıkların savunmalarını alındı. Sanıklardan Hasan Çam, raporu kabul etmediğini belirterek, "Pamukkale Üniversitesi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda Temmuz 2023 tarihli KTÜ raporuna atıfta bulunarak S400'ün çelik malzeme kriterlerinin sağlandığını belirttiği halde şahsıma kusur verilmiştir ve bu çelişkiyi anlamakta gerçekten zorlanıyorum. Görünen o ki Pamukkale Üniversitesi bilirkişi heyeti depremden sonra bina enkazından alınmış eğri ve demir yumağı haline gelmiş hurda görünümlü demirlerin korozyona uğradığı, laboratuvarda belirtildiği ve eğri demirlerin düzeltildiği yazdı halde bu notun yazılı olduğu bölümü keserek bir nevi lehime olan delili karartması bu heyetin ahlaki durumlarının sorgulanmasını gerektirir. KTÜ aslında bunlar alınamaz diyor ama Pamukkale bunu kabul etmiş. Şunun üzerinden binanın yıkıldığını söylüyor. Sırf kusur verebilmek için dosya muhtevasında bulunan 120 adet donatı detaylarının sonuçlarını görmezden gelerek usulüne uygun olmayan deney sonuçlarına itibar etmekle rapordaki bazı bölümleri silmek ahlaki midir?" dedi.
'SON 2 RAPORDA ŞAHSIMA YÖNELİK BİR DEĞERLENDİRME YOKTUR'
Melike Yiğit ise savunmasında suçsuz olduğunu belirterek, "Yapı denetimde yardımcı kontrolör olarak işe alındım ancak tecrübesiz olmam nedeniyle sahaya gitmeyeceğim şekilde, yarım maaşlı olarak anlaştım. Zaten tecrübem olsaydı tam maaşlı olarak kabul edilecektim. Halil Bey sahaya da tecrübeli kişilerin gideceğini söyledi ve bunu da daha önceki ifadesinde belirtmişti. Kontrol formlarında da numune raporlarını inceleyip imzalıyordum. Son 2 bilirkişi raporunda da şahsıma yönelik bir değerlendirme de yoktur" dedi.
'SON 2 RAPORDA TAŞIYICI SİSTEMLE HERHANGİ BİR SORUMLULUĞUM OLMADIĞI ORTAYA ÇIKMIŞTIR'
Bir diğer tutuksuz sanık Halil İbrahim US da, inşatta sonradan şantiye şefi olarak göreve başladığını ama ilk bilirkişi raporunda A Blok'un taşıyıcı sisteminden dolayı suçlandığını ifade ederek, "Ancak sizlere verdiğim resmi evraklar ve burada dinlenen tanıkların beyanı ile son 2 bilirkişi raporunda bu durum ortaya çıkmış, benim taşıyıcı sistemle herhangi bir sorumluluğum olmadığı ortaya çıkmıştır. Son gelen raporda yapı kayıt kullanım izin belgesinde asma tavanın kapatılmasından dolayı bana asli kusur verilmiştir. Sizlerin huzurunda dinlenen asma tavanı yapan ustalar beni görmediğini ve tanımadığını da açıkça belirtmiştir. Bu nedenle suçlamaları kabul etmiyor, beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.
'YAPI DENETİM FİRMASINI DENETLEMESİ GEREKEN, ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜDÜR'
Arzu Özaydın ise görevlerinin 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nda açıkça belirtildiğini, bu nedenle bina mahallini tetkik etmek gibi bir görevinin olmadığını, bilirkişilerin kendilerini yargı gibi gördüğünü belirterek, "Biz görevimizi yaptık, ruhsat ve kullanma izni vermekle görevliyiz. Hasan Çam'ı tanımıyorum. Yapı denetim firmasının yaptığı eksiklikler zaten bariz ortada ve bizim yapı denetim firmasını denetlemek gibi bir görevimiz yok. Yapı denetim firmasını denetlemesi gereken kurum, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'dür" dedi.
'EVRAKLAR İNCELENİRKEN YAPININ BAŞLANMASINA GÖZ YUMAN YAPI DENETİM ŞİRKETİ VE ŞANTİYE ŞEFİDİR'
Serap Binici de suçlamaları kabul etmeyerek kendisini şöyle savundu:
"Yapı sahibi bize 24 Mart 2016 tarihinde yapı ruhsatı almak için yapı projeleri, yapı denetim şirketi hizmet sözleşmesi ve dilekçeyle müracaat etmiştir. Bu sürecin başladığı tarihte, elimizdeki 15 Nisan 2016 tarihli uydu görüntüsüne göre mevcut arsada herhangi bir binanın varlığı söz konusu değildir. Ruhsatı edinmeden, ruhsat süreci aşamasındayken, belediyede prosedür olarak evrakları inceleme esnasında yapı başlanması durumuna göz yuman yapı denetim şirketi ve şantiye şefi olmuştur. Çükü bildirme yükümlükleri vardır. Böyle bir bildirim bizim müdürlüğümüze yapılsaydı müdürlük olarak İmar Kanunu'nu uygulamakla yükümlüyüz. Başvuru sürecinde arsada yapı olmadığı uydu görüntüleriyle sabittir. Ben de zaten yapının ruhsat tarihinden önce başlamış olduğunu soruşturmalar esnasında öğrendim."
Yavuz Kaygısız da son bilirkişi raporunda birçok konunun incelenmediğini, bu nedenle üzerine atılı suçlamaları reddettiğini söyledi. Halil Yıldız ise duruşmadan önce savunmasını detaylı bir şekilde dosyaya sunduğunu belirterek beratını talep etti.
ÖLENLERİN YAKINLARINDAN OLASI KAST TALEBİ
Sitede yakınlarını kaybedenler ise sitenin yıkılmasında sanıkların çok büyük ihmalleri olduğu ve bunun da raporlarda açıkça belirtildiğini, bu nedenle bilinçli taksirle yerine tüm sanıkların olası kastla yargılanıp cezalandırılmasını talep etti.
Duruşma sonunda mahkeme heyeti, yapı denetim yetkilisi ve denetçilerinin sorumluluklarına dair teknik hususlardaki muğlaklığın giderilmesi amacıyla önceki heyetten ek rapor alınmasına karar verip davayı 17 Ekim'e erteledi.