Haberler
Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde patlama

Aliağa'daki Tüpraş Rafinerisi'nde korkutan patlama

Naci Görür Malatya'daki son depremi işaret ederek uyardı: Endişe verici

Son depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'nın Doğanşehir ilçesinde 4,6 büyüklüğünde deprem

Malatya'da şiddetli deprem! Sarsıntı çevre şehirlerden de hissedildi

İşte 7 kişiyi öldüren Bahtiyar Aladağ'ın son görüntüleri

İşte 7 kişiyi katleden caninin son görüntüleri

435 Yıldır Kapanmayan Hayır Kapısı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Osmanlı döneminde Kayseri'de kurulan ve aileden gelenler tarafından yönetilen Mülhak El-Hac Nasrullahzade Mehmed Bin Nasrullah Vakfı, kurucusunun isteği üzerine 435 yıldır ihtiyaç sahiplerine un dağıtıyor, camilerin ısınma ve elektrik masrafları ile okulların mutfak ihtiyaçlarını karşılıyor.

ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Osmanlı döneminde Kayseri'de kurulan ve aileden gelenler tarafından yönetilen Mülhak El-Hac Nasrullahzade Mehmed Bin Nasrullah Vakfı, kurucusunun isteği üzerine 435 yıldır ihtiyaç sahiplerine un dağıtıyor, camilerin ısınma ve elektrik masrafları ile okulların mutfak ihtiyaçlarını karşılıyor.

Cumhuriyet Meydanı'ndaki bir iş merkezinde hizmete devam eden vakıf, kurucusunun vakıf için bıraktığı "akar" adı verilen gayrimenkuller sayesinde yıllardır varlığını koruyor.

Bu gayrimenkuller aracılığıyla kurucunun vakıf senedinde talep ettiği hayırlar, işlenmeye devam ediyor.

Vakfın Mütevelli Heyeti Başkanı Operatör Doktor Mehmet Köseoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakfın 1584 yılında Kayseri'de yaşayan gayrimenkul zengini Hacı Mehmed Efendi tarafından kurulduğunun bilindiğini söyledi.

Köseoğlu, vakfın evlattan evlada geçen mülhak bir vakıf olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Bani, 'Benden sonra gelen evladım bu vakfı idare edecek diğer evlatların da hakkını verecek' buyurmuş. Gelirinin de evlatlarından kızlara 1, erkeğe 2 şekilde dağıtılmasını istemiş. Bu gelirlerden kimi artık kalmamış. Osmanlı döneminde kadının tayinine göre vakfın yönetimi evlattan evlada geçmiş. Cumhuriyet döneminde Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulunca mahkeme kanalıyla bu süreç işlemiş. Mütevelli olmak isteyen evlatlar, mahkemeye başvuruyor. Mahkeme karar veriyor. Ben 1997 yılından bu yana vakfı idare ediyorum. Vakfın yönetiminde 3 yıl bir boşluk olmuş, yönetici bulunamamış. Vakıflar Bölge Müdürlüğü idare etmiş o dönem. Vakıflar, bana mütevelli olmam konusunda ısrarcı oldu. 22 yıldır vakfı yönetmeye çalışıyoruz."

Vakıf yöneticiliğini uzun süre kabul etmediğini ifade eden Köseoğlu, "Çevremden, özellikle de Vakıflar Bölge Müdürlüğünden yönetici olmam gerektiği konusunda çok telkin aldım. Bilgisine, ilmine güvendiğim kişilere danıştım. 'Eğer yetersiz biri vakfı yönetirse bunun mesulu sen olursun' gibi uyarılarda bulundular. O zaman vakfı yönetmeye karar verdim." dedi.

Vakfı kuran Hacı Mehmed Efendi'nin vakıf senedine yazdırdığı şartları anlatan Köseoğlu, bu şartları yerine getirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

"Vakfa 5 imam tayin ettik'

Baninin istekleri arasında her gün 10 cüz Kur'an-ı Kerim okunmasının yer aldığını anlatan Köseoğlu, şunları kaydetti:

"Bu cüzleri hangi camilerin imam hatiplerinin okumasını istediğini de belirtmiş. Bu imamlara da belirli bir para verilmesini tayin etmiş. Şimdi o camilerden büyük bir kısmı yok. İkindi namazından sonra Amme (Nebe) Suresi'nin okunmasını istemiş. Her gün üç defa Yasin-i Şerif okunmasını istiyor, bunlardan birisinin Peygamberimize, birinin kendisine, diğerinin de anne ve babasına gönderilmesini talep etmiş. Biz bu isteklerini devam ettiriyoruz. İmamlar kabul etmediği için biz vakfa 5 imam tayin ettik. Her gün vakfa geliyorlar, 10 cüz hatta daha da fazla okuyorlar. Ayrıca Camii Kebir'in ve Şıh Cami'nin kandillerinin yanmasını istiyor. Şimdi kandil olmadığı için biz yakıt bağışında bulunuyoruz. Elektrik masraflarını karşılıyoruz. Üç aylara özgü istekleri var. Regaip, Berat ve Kadir gecelerinde etli pilav yapılıp ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını istemiş. Bu günlerde AŞ evlerinde etli pilav yaptırıp dağıtıyoruz."

Köseoğlu, Hacı Mehmed Efendi'nin ramazan ayıyla ilgili de istekleri olduğunu, ramazan ayının her günü 200 ekmek dağıtılmasını istediğini aktardı.

Zamanla ekmek dağıtmanın zorlaştığını belirten Köseoğlu, şöyle devam etti:

"Ekmek yerine un dağıtıyoruz. Yılda 3 bin torba unu ihtiyacı olanlara ulaştırıyoruz. Hayır şartlarında üç çeşme adı veriyor, bunların suyunun akıtılmasını istiyor ama şu an o çeşmeler yok. Biz de piyasada bulunan sulardan alarak bunları belirli noktalara koyuyoruz. Örneğin Erciyes Üniversitesi Çocuk Hastanesi Onkoloji Bölümüne yerleştirdik. 5 proje imam hatip okulumuza bu sebillerden koyduk. Ayrıca bu okulların sebze ihtiyacını karşılıyoruz. Gelirlerimiz arttıkça yardım kapasitemiz de artıyor. Ancak senette yazmayan istekleri yerine getiremiyoruz, yani onların dışına da çıkamıyoruz."

435 Yıldır Kapanmayan Hayır Kapısı
Kaynak: AA / Güncel
title