42 Maslak Art!SPACE Gallery'de etkileyici bir sergi:
Sıra dışı ve çarpıcı sanat çalışmalarını Maslak'a taşıyan 42 Maslak Art!SPACE Gallery, Daire Galeri işbirliğiyle ilgi çekici bir sergiyi sanatseverlere sunuyor.
"Şimdinin Kırılganlığı", çeşitli güçlü tezler ile son yıllarda giderek daha çok yüceltilen "şimdi" kavramını, farklı tekniklerle çalışan sanatçıların eserleriyle yepyeni bir bakışla ele alıyor
Türkiye'nin en sıra dışı karma yaşam merkezi 42 Maslak, bölgeye dinamizm katan etkinliklerine devam ediyor. Galerilerle işbirliklerine girerek gerçekleştirdiği başarılı sergilerle adından sıkça söz ettiren 42 Maslak Karma Yaşam Merkezi; bünyesindeki Art!SPACE Gallery'de sergilenecek yepyeni bir sergiyi Maslak'ta sanatseverlerle buluşturuyor. 9 Şubat'ta 42 Maslak Art!SPACE Gallery'de açılacak olan 'Şimdinin Kırılganlığı' sergisi Daire Galeri işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.
1 Nisan 2017 tarihine kadar ziyarete açık olacak serginin açılışına Galata Perform ekibi de performansları ile katılacak. Sergide Özgür Demirci, Zeynep Akgün, Sümer Sayın, Ayla Turan, Sayat Uşaklıgil, Hayal İncedoğan, Ahmet Duru, Berkay Tuncay, Sibel Horada ve Nesren Jake'nin eserleri yer alacak.
Farklı teknikte çalışan 10 sanatçıyı buluşturan sergide hiç bitmeyecekmiş hissi uyandıran şimdiki zamanın ne denli kırılgan olduğu vurgulanıyor. Sergide sanatçılar farklı açılardan zamanın uçuculuğu ile izleyiciyi yüzleştirme çabası gösteriyor ve anlık durumların zaman içinde evrilerek başkalaşabileceği anlatılıyor.
42 Maslak Art!SPACE'deki sergi, Daire Galeri'nin Daire Projects kapsamında galeri mekanı dışında projelendirdiği ilk sergi olmasıyla da dikkat çekiyor. Sergi, son yıllarda özellikle yüceltilen "şimdi" kavramı ile nitelikli bir tartışma başlatıyor.
Şimdi o kadar güçlü mü?
Geçen her an bir anı olarak geride kalırken, şimdinin yüceltilmesine dair bir çeşit kuşku barındıran bu sergide sanatçılar farklı açılardan zamanın uçuculuğu, geçiciliği ile izleyiciyi yüzleştirme çabası gösteriyor. Hem kişisel hem de toplumsal anlamda yaşanan değişiklikler, süreklilik içerdiği düşünülen şimdiki zamanın ne denli kırılgan olduğunu vurgular. Bir yaşam boyunca süreceğini düşündüğümüz durumlar, mevkiler, yerler, arkadaşlıklar, duygular hatta kurumlar ve toplumlar zamanın öğütücü değirmeninden geçerken evrilerek başkalaşabilir. Gelecek hiç beklenmeyen bir şimdiyi bize sunma imkânını sunar. Bu geleceğin daha iyi mi yoksa daha kötü mü olacağının bilinmezliği ise şimdiye tutunmanın mazeretlerinden biridir. Dünya döndükçe değişen dinamikler sonucunda şimdiye tutunamadığımızda ise geleceğe dair bir umut barındırmak yüzeyden düşmememizi sağlayacak yerçekimini sağlayabilir. Bu sergideki eserler de Heidegger'ın "Yaşamın sınırlı oluşu, beni geçmişin zincirlerinden kurtarır ve geleceğe serbest bırakır" bakış açısıyla her yaşamın kelebek etkisiyle dahi olsa ortak yaşam alanımızda bir iz bırakabileceği umuduna işaret etmektedirler.
Sergide, Özgür Demirci izleyiciyi değişen harflerle sürekli başkalaşan bir bilmecenin içine sokuyor. Zeynep Akgün geçmişin gölgelediği bir şimdiyi yaşama halini resmediyor. Sümer Sayın sürekli dönen bir metronom aracılığıyla zamanın kesintisizliğini vurguluyor. Ayla Turan şimdiye dair güncel endişelerimizden bazılarını bir çocuğun naifliğiyle tekrar dile getiriyor. Sayat Uşaklıgil geçmişe duyulan nostaljiyi tuvalleriyle bugüne taşıyor. Hayal İncedoğan uçuşuyla yatay bir sekiz çizerek sonsuzluğu resmeden sinek kuşunun yaşam ve ölüm arasında, bu iki dünya arasında kalmışlığıyla zaman kavramını sorguluyor. Ahmet Duru doğanın sonsuz varoluşuyla zaman-mekan boyutunu aşmasını işaret ediyor. Berkay Tuncay, dijital ortama aktarılırken görüntüleri kaybolmuş fotoğraflar üzerinden 20. ve 21.yy'a ait sosyal, kültürel ve politik olayları kolektif hafızamıza yöneltiyor. Sibel Horada ise amorf şekiller aracılığıyla belleğe dair hatıra-anıtlar oluşturuyor. Nesren Jake ise ideolojilerin pratikte uygulanamasa da düşünsel yaşamımızda bıraktığı sonsuz izlere değiniyor.