4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugayı Darbe İddianamesi
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerden Mamak 28.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında 4. Kolordu Komutanlığı ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerden Mamak 28. Piyade Mekanize Tugayı eski Tabur Komutanı Ejder Yıldırım'ın, darbe girişimine karşı duran vatandaşlara ateş edilmesi emri verdiği, aksi halde emre uymayanları kendisinin vuracağını söylediği öne sürüldü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 268 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, şüpheli beyanlarına yer verildi.
Şüphelilerden Mamak 28. Piyade Mekanize Tugayı eski Tabur komutanı Ejder Yıldırım'ın şoförü Kadir Yavaş, darbe girişimi sırasında vatandaşların tepkisi artınca Yıldırım'ın kendisine, "Ayaklarına ateş edin, sıkmayan olursa ben gelir size sıkarım." dediğini iddia etti.
Darbe girişiminde, Yıldırım'ın odasındaki ışıkların açık olduğunu gördüğü için odaya gittiğini anlatan Yavaş, "İçeride Ejder Yıldırım'ı gördüm. Bana, 'Genelkurmay Başkanlığına teröristler tarafından saldırı olduğunu ve İstanbul Boğaz Köprüsü'nün teröristler tarafından kesildiğini' söyledi. Bana 'Üzerini giyin gel ve silahımı al gel' dedi. Bende üzerimi giyindim. Silahlığa gittim. Yıldırım'ın silahını aldım. Kendime de bir HK33 silahı aldım." ifadelerine yer verdi.
"Tabur komutanı olarak atandım, emir komuta bende"
Yavaş, şoför olduğu için üzerine zimmetli silah olmadığını anlatırken, "Odaya geldiğimde, Ejder Yıldırım, yaklaşık 10 telsiz ve iki çantayı bana vererek araca koymamı emretti. 'Çıkıyoruz.' diyerek birlikte doldur boşalta geçtik. Doldur boşaltta 4 şarjör HK33 mühimmatı aldı. Bana da almamı emretti. Bende 6 şarjör aldım. Ejder Yıldırım, araç dışında yaklaşık 10-15 dakika telefonla görüştü. Sonra araca gelerek garajlar bölgesine geçmemizi emretti. Yıldırım, orada araçtan indi." ifadelerini kullandı.
Yıldırım'ın elinde bir kağıtla garajlar bölgesinde rütbelilerle toplantı yaptığına işaret eden Yavaş, "2. Bölük Komutanı Ekrem üsteğmen, Ali üsteğmen, Binbaşı Mustafa Çınaruygan ve karanlıktan göremediğim birçok rütbeli daha oradaydı. Ejder Yıldırım, onlara 'ZPT ve ZMA'ların üzerinde top olmayacak uçaksavar olacak.' diye talimat veriyordu. Binbaşı Mustafa Çınaruygan, Ejder Yıldırım'ı görünce 'Komutanım sizin ne işiniz var burada?' dedi. Yıldırım da ona 'Sen karışma benim işime.' İsmini hatırlayamadığım birisini söyleyerek, 'Onun emri ile tabura yeniden tabur komutanı olarak atandım, emir komuta bende' dedi." beyanında bulundu.
Yavaş, tugaydan bölükler halinde çıktıklarını aktararak, şöyle devam etti:
"Ejder Yıldırım, kullandığım araca bindi ve en önde biz, arkamızda diğer zırhlı araçlar ile beraber hareket ederek nizamiyeden çıktık. Yaklaşık yirmi dakika sonra bir köprü üzerine geldik. Köprü üzerinde bana araçla yolu kesmemi emretti. Ben de yolu kestim. 'Komutanım ne yapacağım?' diye sordum. O da bana 'Sen burada kal, yolu kes, buradan sivil araç ve vatandaş geçmesin.' dedi. Araçtan inerek arka taraftaki bir ZPT'ye bindi ve ZPT'nin uçaksavarına geçti. Ben orada köprü üzerine gelen sivil araçları, oradan terör saldırısı var diye geri çevirdim. Halk benim üzerime geldi. Bana küfürler ediyorlardı. 'Git buradan yaptığınız yanlış.' diyorlardı."
Bozulan bir askeri araçtaki yaklaşık 10 personelin takviye olarak yanına geldiğini belirten Yavaş, şunları kaydetti:
"Vatandaşlar üzerimize geliyorlardı. Uzman Çavuş Tarık Kaya önde, biz arkada vatandaşları uzaklaştırmaya çalışıyorduk. Vatandaşların tepkisi artınca Ejder Yıldırım'ı aradım. 'Komutanım vatandaşların tepkisi arttı ne yapalım?' diye sordum. O da bana 'Ayaklarına ateş edin.' dedi. Telefonu kapattı. Ben uzmanın yanına gidip Ejder yarbayı aradığımı söyledim. Verdiği emri ilettim. Bunun üzerine ben ve diğer köprü üzerinde bulunan personel havaya uyarı atışı yaptık. Bunun üzerinden yaklaşık yirmi dakika kadar geçti. Beni Ejder Yıldırım aradı. Durumumuzu sordu. Bende aynı olduğunu, vatandaşların çoğaldığını, üzerimize geldiğini söyledim. O da bana 'Ayaklarına sıktınız mı?' diye sordu. Ben 'hayır' dedim. O da bana 'Siz sıkmazsanız, gelir ben size sıkarım.' dedi. Biz havaya ateş etmeye devam ettik."
Şüphelilerden Tarık Kaya'nın yanlarına gelerek "kaçıyoruz" dediğini öne süren Yavaş, ifadesinde şunları belirtti:
"Araca bindik, çalışmadı. O sırada halktan birisi benim silahımı çekip elimden aldı. Silahım, vatandaşta kaldı. O esnada bomba atıldı. Oradan kaçtık, bilmediğimiz bir yöne gittik. Kaçarken bize ateş edildi, yere yattık sonra da kalkarak koşmaya devam ettik. Bilmediğim bir yere geldik, Uzman Çavuş Tarık Kaya birisini arayarak bir araç çağırdı. Bulunduğumuz yere gelen araçla bir eve gittik. O evde pazar günü öğlen saatlerine kadar kaldık, sonra da Tarık uzman 'Kışlaya gidiyoruz.' dedi. Kışlaya gittiğimizde girişlerin kapalı olduğu için tel örgülerden atlayarak kışlaya girdik. Kaçarken er Mesut vuruldu ve yanına tanımadığım bir kişiyi daha orada bıraktık. Ejder Yıldırım'ın emri ile hareket ettik. Güzergahı bilmiyorum ama Ankara Emniyet Müdürlüğünün oradaki köprüye gittik. Pazartesi günü merkez komutanlığı görevlileri geldi bizi gözaltına aldılar. "
Şüpheli İbrahim Uzun da beyanında Yavaş'ın köprüden hiçbir şekilde araç ve sivil geçişine izin verilmemesini Tarık Kaya'ya ilettiğini belirterek, "Hatta geçmek isteyen olursa önce havaya sonra ayaklarına sıkılmasını söyledi. Bunun üzerine halk üzerimize gelince havaya bir kaç el ateş ettik." şeklinde savunma yaptı.
Şüphelilerden Selçuk Öztürk ise Yavaş'ı, "Vatandaş yaklaşmasın diye havaya ve ayrıca elinde bayrak olan bir vatandaşa doğru ateş ederken gördüğü"nü iddia etti.