30 Yıl Sonra Aynı Sıraya Oturmanın Heyecanını Yaşadılar
Gaziantep İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Cafer Yılmaz, otuz yıl aradan sonra ağabeyi Şemsettin Yılmaz ile birlikte köy okulundaki sıralarına yeniden oturmanın heyecanını yaşadı.
Gaziantep İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Cafer Yılmaz, otuz yıl aradan sonra ağabeyi Şemsettin Yılmaz ile birlikte köy okulundaki sıralarına yeniden oturmanın heyecanını yaşadı.
Nizip'in Altındağ köyünde doğan ve ilköğretimini Altındağ İlköğretim Okulu'nda tamamlayan Cafer Yılmaz, 2005 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde Yüksek Lisans tamamlayarak Çalışma Ekonomisi Uzmanlığını aldı. İki çocuk babası Yılmaz, yıllar sonra İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevine atanarak memleketi Gaziantep'te hizmet etme imkanı buldu. Önemli çalışmalara ve projelere imza atan Cafer Yılmaz, yıllar sonra ilk kez okuduğu sıralara oturdu. 5. sınıfa kadar okuduğu Altındağ İlköğretim Okulu'ndaki öğrencilere sağlık, eğitim ve diğer hizmetler götüren Yılmaz, çocuklarla bir araya gelerek altın değerinde nasihatlerde bulundu.
Ağabeyi Şemsettin Yılmaz ile birlikte yıllar önceki okul sırasına
oturarak unutamadıkları güzel anılarını paylaşan Cafer Yılmaz, küçükken en çok aşıdan korktuğunu ve aşı zamanı herkesin kendisini yakalamak için peşinden koştuğunu söyledi. Kendi memleketine hizmet etmenin büyük onur ve şeref olduğunu belirten Yılmaz, "30 yıl sonra tekrar ağabeyimle birlikte aynı sırada aynı atmosferde olmak çok güzel bir duygu. O zamanlar birleştirilmiş sınıftık. 4 ve 5. sınıflar birlikte okurdu. Öğretmen sınıfa girip 4. sınıflar ile 5. sınıfların ders ayrımını yapardı" dedi.
30 yıl sonra tekrar memleketine ve köyüne dönüp hizmet getirmenin ayrı bir şeref ve gurur olduğundan bahseden Cafer Yılmaz, şöyle konuştu: "Bütün memleketimize, köylerimize ve şehrimizin insanlarına elimizden geldiği kadar İl Özel İdaresi olarak hizmet etmeye çalışıyoruz. Konuşacak çok şey var ama insan duygulanıyor. Okuldaki yerler bile aynı durumda. Yıllar öncesini hayal etmek ve düşünmek çok güzel. Zaman zaman okulun penceresinden atlardık. Gaziantep ve Nizip'ten aşıya gelirlerdi. Bizlerde aşıdan kaçardık. Tekrar yıllar sonra dönüp de insanlara sağlığı, eğitimi ve kültürü anlatma noktasına gelmek ayrı bir güzelliktir"
"Mobil TIR'ımız ile köy köy dolaşıyorduk" diyen Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen yıl birçok köye gittik. Bu sene de kendi köyümüze geldik. Valimiz, kaymakamlarımız, vergi dairesi başkanımız ve alay komutanımızla
birlikte köyümüze gelip, köyümüzdeki insanlarımıza ve çocuklarımıza eğitimin önemini anlatmak, kültürel faaliyetler ve sağlık taramasında bulunmak istedik."
Çok çalışkan bir öğrencilik dönemi geçirdiğini dile getiren Yılmaz, başarmanın tek şartının okumak ve çok çalışmak olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Çocukken öğretmenlerimiz ne olmak istediğimi sorduğunda cumhurbaşkanı olmak istediğimi söylüyordum. Tabi o zamanlar çocukluk çağıydı. Ancak, şimdiki konumumu da 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Şimdi bu noktada olmak ayrı bir keyif ve sorumluluk umarım hep birlikte bu görevin hakkını veririz. Bunun tek şartı çalışmak, çalışmak ve çalışmaktır. Çok çalışkan olduğumu söylerlerdi. Ben çalışmayı ve okumayı severdim."
İlköğretimden sonra ailece Gaziantep'e taşındıklarını anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Orta 1. sınıfı ağabeyimle birlikte okudum. Ağabeyim çalışmayı tercih etti. Bende okumayı tercih ettim. Ağabeyim kendi ekmeğinin peşinde inşaat işiyle uğraşıyor. Kesinlikle eğitim çok önemlidir. Kendi çocuklarıma ve köy çocuklarına sürekli okuyun diyorum. Sayın Valimiz Erdal Ata'nın dediği gibi çobanda olsak, eğitimli olmak bambaşka bir şey. O nedenle insanların eğitim almaları çok önemli. İl Özel İdaresi olarak ve bireysel olarak da eğitimi sonuna kadar destekliyoruz."
Çocukken yaşadığı ve hiç unutamadığı bir anısını paylaşan Yılmaz, aşıdan kaçarak evlerinin damına saklandığını, o gün herkesin kendisini aradığını söyledi. Ayrıca, 23 Nisan'da şiir okuması istendiğinde, törende şiir okurken ağladığını belirten Yılmaz, "Soranlara gözüme toz kaçtığını söylemiştim ama şiir okuyamadığım için ağlayarak tepki göstermiştim" dedi.
KARDEŞİMLE GURUR DUYUYORUZ
Cafer Yılmaz'ın ailesinin gurur kaynağı olduğunu kaydeden ağabey Şemsettin Yılmaz da, kardeşi Cafer'in çok çalışkan ve hareketli olduğunu, kendisinin ise fazla ders çalışmaya hevesli olmadığını söyledi.
Ortaokulu aynı sırada okuduklarını anlatan Şemsettin Yılmaz, okul çıkışında kardeşinin ders çalıştığını ama kendisinin bisiklete binerek gezdiğini, çok haylaz olduğunu belirtti. Ağabey Yılmaz, okumanın hakikaten çok önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: "Herkesin okumasını tavsiye ederim. O zamanki şartlar onu gerektiriyordu ben okumadım. Fen dersim çok zayıftı. Kendisi sıfırda alsa geçiyordu. Dersten geçmek için kopya istedim. Aynı sıradayız. Kendi kağıdına benim ismimi yaz bende senin ismini yazıyorum diye isim değişikliği yapmak istedim. Kendisi yapmadı ve bana olmaz dedi. Sonuçta o 9 aldı ben 2 aldım. Şimdi 30 yıl sonra girdim bu sınıfa ilk hissettim şey sınıfın gözüme küçük gözükmesi."
"Bizim okuduğumuz dönemde bu sınıf bize çok büyük gelirdi. Şu an burada 9 sıra var. Düşünün yıllar önce bu sınıfta 4 ve 5. sınıflar aynı anda eğitim görüyordu" diyen Şemsettin Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı: "İnşallah okulun genişletilmesi ve bakımının yapılması kardeşimin boynunun borcu oldu. Kardeşimin önemli bir mevkide görev yapması gurur verici bir durum. Daha önce Ankara'da görev yaparken de iyi noktalardaydı ancak memleketinde ve köyünde hizmet vermesi benim için daha gurur vericidir." - GAZİANTEP