3. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı"
Selçuk Üniversitesi Barış Çalışmaları Merkezi Müdürü ve 3. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, "Ayrımcılık ortadan kalktığında hem küresel barış hem ulusal barış hem de insan haklarının sağlanması ve korunması daha kolay olacaktır" dedi.
Selçuk Üniversitesi Barış Çalışmaları Merkezi Müdürü ve 3. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, "Ayrımcılık ortadan kalktığında hem küresel barış hem ulusal barış hem de insan haklarının sağlanması ve korunması daha kolay olacaktır" dedi.
Selçuk Üniversitesi'ne bağlı İnsan Hakları ve Barış Çalışmaları merkezleri ile İsveç Raoul Wallenberg İnsan Hakları ve İnsancıl Hukuk Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen "3. Uluslararası Din ve İnsan Hakları Çalıştayı" devam ediyor.
Teması "Ayrımcılıklar" olarak belirlenen çalıştaya yurtiçi ve yurtdışından farklı üniversitelere bağlı akademisyenler, STK temsilcileri, Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri ile din alimleri ve farklı dinlerin temsilcileri katıldı.
Kurtköy'deki Crowne Plaza'da düzenlenen çalıştayda farklı oturumlarla dini, etnik, cinsiyete dayalı ve engellilere yönelik ayrımcılığın nedenleri, dinamikleri ve toplumsal etkileri din ve insan hakları penceresinden müzakere ediliyor.
Çalıştayın ilk günkü konuşmacılarından, Selçuk Üniversitesi Barış Çalışmaları Merkezi Müdürü ve Çalıştay Koordinatörü Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalıştayın bu yılki ana temasını "Ayrımcılıklar" olarak belirlediklerini söyledi.
Akyeşilmen, çalıştayın temel amacının insan hakları anlayışının daha çok dindarlar tarafından da yaygınlık kazanması, kabul görmesi olduğunu belirterek, "Çünkü Türkiye'de insan hakları, daha çok seküler bir anlayışla yaygınlaştı ve dindarlar buna kısmen daha uzak duruyor" şeklinde konuştu.
Her sene farklı bir konu seçerek güncel sorunlara işaret ettiklerini ve bilinç oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Akyeşilmen, şöyle devam etti:
"Ayrımcılıklar, bu sene neden önemli? Çünkü baktığımız zaman ayrımcılık, hem bireysel özgürlükleri tehlikeye atıyor hem de uluslararası ve ulusal barışı da tehdit eden temel yapı. Dolayısıyla ayrımcılık ortadan kalktığında hem küresel barış hem ulusal barış hem de insan haklarının sağlanması ve korunması daha kolay olacaktır ve bütün insan hakları ihlallerinin de temelindedir ayrımcılık. İnsanlar kendisini başkasıyla eşit gördüğü zaman kesinlikle ayrımcılık yapmayacaktır. Çünkü zaten burada herhangi bir üstünlük fikri veya ötekileştirme olmayacağı için ayrımcılık da olmayacaktır diye düşünüyoruz."
"Dinin amacı, insanlara sevgiyi öğretmek, Allah'ın yolunu göstermektir"
Açılışta konuşma yapan Mardin Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz ise, Din ve insan hakları üzerine yapılan bu çalıştayı çok önemsediğini belirterek, "Din algısının tam olarak ne olduğunu ve ne anlam ifade ettiğini bilecek olursak tahmin ediyorum ki insanların paylaşamayacağı bir konu kalmaz. Din, çok önemlidir, yeter ki insanlar onu tam anlamıyla uygulasınlar, araç olarak görüp kötüye kullanmasınlar. Dinin amacı, insanlara sevgiyi öğretmek, Allah'ın yolunu göstermektir. Allah'ın yolu nedir? Sevgi, huzur, barış ve ışıktır" diye konuştu.
"Işıkta yürüyen bir insanın hiçbir zaman ayağı taşa denk gelmez" diyen Akyüz, şunları söyledi:
"Ama bu yoldan ayrılan birisi, her zaman karanlıkta olur ve her zaman düşmeye mahkumdur. Benim insanlara mesajım, özet olarak budur. Din, iyi bir algıdır. Biz, yeryüzünde Allah'ı temsil etmekteyiz, Allah'a ve bu dine hizmet etmekteyiz. Eğer biz görevimizi kötüye kullanacak olursak, bizi yargılayacaktır ve 'Beni iyi temsil etmediniz' diyecektir. 'Siz, benim yarattığım insanları kardeşliğe davet etmeniz gerekirken, kötülüğe teşvik ettiniz' diyecektir. Bundan dolayıdır ki biz, Allah'ı en iyi şekilde temsil etmeliyiz diye düşünmekteyim. Bunu yaptığımız takdirde de mükafatını bize verecektir."
"İnsanları, 'insan' ortak paydasında kardeş kabul eder ve buna inanırsak bu kavgalar ortadan kalkacaktır"
Medrese Alimleri Vakfı (MEDAV) Başkanı Muhammed Tayyip Elçi de "Ayrımcılıklar" konusunu çok yerinde ve manidar bir tercih olarak değerlendirdi.
Elçi, değerlendirmesinin gerekçelerini sıralarken, şunları kaydetti:
"Kanaatimce günümüzde gerek Ortadoğu'da ve gerekse dünyanın hemen her tarafında, özellikle de İslam aleminde yaşanan olayların, savaşların, kan ve gözyaşının, tehcirlerin, talanların temelinde işte bu ayrımcılık düşüncesi vardır. Maalesef bunu kabul etmemiz gerekir çünkü bunu bize Kur'an-ı Kerim ifade ediyor. Biz farklı dinlerin temsilcileri, en başta insan olarak eğer dünyada huzur ve barış istiyorsak, önce tüm insanları, dini, rengi, dili ve cinsi ne olursa olsun 'insan' ortak paydasında kardeş kabul eder ve buna inanırsak bu kavgalar ortadan kalkacaktır."
Bu konuda böylesi çalıştaylarla yetinilmemesi gerektiğini ifade eden Elçi, "Elbette ki bu tür çalıştaylar çok önemlidir ama bunun bir eğitim müfredatına koyulması lazımdır ki geleceğin teminatı olan evlatlarımız da bu düşünce üzere eğitim alıp büyüsünler. Ancak bu şekilde dünyaya huzur gelebileceğine inanıyorum" şeklinde konuştu.
- "Din Temelli Ayrımcılık"
Ortadoğu Halklarının Birliğini Koruma, Kalkındırma ve Strateji Araştırmalar Merkezi (OHAK-DER) Başkanı M. Burhan Hedbi de, OHAK-DER olarak, yalnızca Müslümanların değil, Ortadoğu'da yaşayan tüm halkların birlikteliğini sağlayacak ve problemleri çözecek olan yegane çözüm adresinin "din" olduğuna inandıklarını söyledi.
Hedbi, bu inanışın ayakları yere basan bir anlayış olduğunun tarihe bakılarak görülebileceğini ifade ederek, "Zira Peygamber Efendimiz döneminde Türk, Kürt, Arap ve Farsların birlikte ve diğer unsurlarının, inanmayanların dahi huzur ve saadet içerisinde yaşayabildiklerini tarihte müşahede edebiliyoruz. Dün oluyordu da bugün niçin olmasın dedik. Ortadoğu halklarının birlikteliğinin bir yaşam hakkı kadar gerekli, elzem olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Çalıştay, yarın yapılacak "Sonuç ve Değerlendirme" oturumunun ardından son bulacak.