28 Şubat Süreci Toplumsal Gelişime Ket Vurdu"
Anayasa Hukukçuları Derneği Genel Sekreteri Ahmet Akcan, 28 Şubat yargılamalarına ilişkin, "28 Şubat darbe yargılaması maalesef çerçevesi daraltılmaya, içi boşaltılmaya çalışılan bir süreç haline getirilmeye çalışılıyor.
SEFA MUTLU - Anayasa Hukukçuları Derneği Genel Sekreteri Ahmet Akcan, 28 Şubat yargılamalarına ilişkin, "28 Şubat darbe yargılaması maalesef çerçevesi daraltılmaya, içi boşaltılmaya çalışılan bir süreç haline getirilmeye çalışılıyor. Meseleyi karikatürize etmeye yönelik bir çaba var. Bu çabanın ana nedeni statükocu zihniyet" dedi.
Avukat Akcan, Türkiye'de darbeler ve darbe yargılamaları konusunda AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Darbeyi, halkın seçtiği meşru yönetimlere gayrimeşru yollarla müdahale etmek olarak tanımlayan Akcan, bu girişimlerin genelde başarıya ulaştığını söyledi.
Akcan, Anadolu'daki darbe geleneğinin Osmanlı'nın son dönemlerinde başladığını belirterek, cumhuriyet döneminde ise her 10 yılda bir bu tür girişimlerin yaşandığını kaydetti.
Darbelerin dış destek olmadan gerçekleştirilmesinin düşünülemeyeceğini anlatan Akcan, bu süreçlerin sadece Türkiye'deki iktidar mücadelesi olmadığını ifade etti. Akcan, Türkiye'de sistemin en başından yanlış kurgulandığını öne sürerek, bu sistemsel yanlışların darbelere yol açtığını aktardı.
Darbelerin kurumsallaşmasından ziyade bu süreçlerden sonra yeni anayasalar yapıldığını hatırlatan Akcan, bu sayede egemenlik hakkının anayasal kurumların kullanımına verildiğini dile getirdi.
"Amaç halkı iktidardan uzaklaştırmak"
Akcan, sistemin kurgulanmasında amacın halkın iktidardan uzak tutulması olduğunu savunarak, "Sistem, halkın kendi kendini yönetmesinin önüne geçilmesi için kurgulanmış gibi görünüyor. Çünkü netice de o şekilde oluyor. Parlamenter sistem bu topraklarda Osmanlı'yı da düşünürsek 140 yıllık bir geçmişe sahip. Parlamenter sistemin işlemesi 30 yılı geçmiyor. Meclis'in yönetimi 140 yılda 30 yılı geçmiyor. Askeri vesayetle veya tek parti iktidarıyla yönetilmiş görünüyor" diye konuştu.
Hükümetin kararlarının ordu veya anayasal kurumlar aracılığıyla engellendiğini dile getiren Akcan, şöyle devam etti:
"Darbe zihniyetinin uygulamaları bu tür düzenlemelerle kendini garanti altına alıyor. Her ne kadar biz sivil bir iktidar var diye düşünsek de darbe zihniyetinin oluşturduğu sistem içerisinde belli kurumlar işlerliğini sürdürüyor. Sahip olunan anayasa darbecilerin hazırladığı bir anayasadır. Pek çok kere tadil edilmiş olsa da mevcut anayasa darbe sonucu askerler tarafından hazırlanmış bir anayasadır."
Akcan, 28 Şubat süreci hakkında değerlendirmelerde bulunarak, sürecin yaşandığı dönem itibarıyla klasik bir darbenin gerçekleşmediğini söyledi.
Yapılışı itibarıyla 28 Şubat'ın diğer darbelerden ayrıldığını anlatan Akcan, sonuçları itibarıyla ise diğerlerinden bir farkı olmadığını kaydetti.
"28 Şubat'ta sadece askerler yoktu"
Akcan, 28 Şubat'ta sürece sadece askerlerin değil, iş dünyası ve medyanın da müdahil olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"28 Şubat, sonuçları itibarıyla daha vahim bir darbedir. Bugün her şeyin algı yönetimi üzerinden yapıldığını biliyoruz. Bu, 17/25 Aralık'ta da böyleydi. İnsanlar sonra gördüler ki bu bir darbe girişimiydi. Bu defa yargı üzerinden yapılmış bir müdahale vardı. Bunun da incelenmesi gerekir. Sosyal medya da günümüzde darbe aracı olarak kullanılabiliyor. Nihayetinde burada geniş kitleler etkilenebiliyor. 28 Şubat'ta insanların din ve güvenlik duyguları manipüle edildi. Mizansenler yapıldı. Algı yönetimine figür olacak kişiler ortaya çıkarıldı. Onlar üzerinden toplumsal gelişime ket vuruldu."
28 Şubat'ın sadece toplumsal anlamda değil ekonomik ve kamu güvenliği alanlarında da olumsuz sonuçları olduğunu dile getiren Akcan, "Sonuçları itibarıyla 28 Şubat, sadece bir kesimi değil bütün ülkeyi mağdur etmiş bir darbedir" dedi.
Akcan, 28 Şubat'ta çok az sayıda yargı mensubunun direndiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"17/25 Aralık'ta olduğu gibi 28 Şubat'ta da bu sürece yargının da iş birliği yaptığını söyleyebiliriz. Yasama, yürütme, yargının haricinde diğer güçler olan iş dünyası ve medyanın da bu noktada birlikte hareket ettiğini görüyoruz. Darbe yargılamaları maalesef sonuç vermiyor. Bu alanlarda açılan davalar da ciddi neticeler vermedi. 80 darbesiyle ilgili 30 yıl sonra yargılamalar yapıldı ama beklenen sonuçlar alınamadı. 28 Şubat davası hala sürüyor, müdahil avukatlardan edindiğimiz bilgilere göre istenilen sonuçlar çıkmayacak."
Türkiye'deki hiçbir darbe yargılamasının kamuoyu vicdanını rahatlatmadığını dile getiren Akcan, gerçek faillerin ortaya çıkarılamadığını söyledi.
Akcan, 28 Şubat yargılamalarının çok kötü gittiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"28 Şubat darbe yargılaması maalesef çerçevesi daraltılmaya, içi boşaltılmaya çalışılan bir süreç haline getirilmeye çalışılıyor. Meseleyi karikatürize etmeye yönelik bir çaba var. Bu çabanın ana nedeni statükocu zihniyet. 28 Şubat'ta mağdur olan insanlar için birtakım çabalar olsa da bunların yeterli olmadığını düşünüyoruz. Ordudan atılan personelle ilgili düzenlemeler yapıldıysa da geri kalanlar için bir şey yapılmadı. Birçok insan mesleklerinden atıldı. Bu insanların 10 yılı çalındı, bununla ilgili bir düzenleme yapılmadı. Türkiye'de sivil toplum da yeterli çabayı göstermedi."