28 Şubat Mağdurları Adalet Arıyor
Bursa’da 28 Şubat mağduru başörtülü öğrenciler, o dönemde giremedikleri İmam Hatip Lisesi önünde eylem yaptı.
Bursa'da 28 Şubat mağduru başörtülü öğrenciler, o dönemde giremedikleri İmam Hatip Lisesi önünde eylem yaptı. Oluşturulan 28 Şubat Platformu adına konuşan dönemin mağdur öğrencilerinden Hacer Nur Aksu, 28 Şubat sanıklarının tutuksuz yargılanmasına tepki gösterdi.
Bursa'da kurulan 28 Şubat Platformu üyesi 60 kişi, Nilüfer Anadolu İmam Hatip Lisesi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Mağdur öğrenciler, 28 Şubat sanıklarının tutuksuz yargılanmasına bir anlam veremediklerini belirtti. Tutuksuz yargılanan 28 Şubat sanıkları için savcılığa suç duyurusu bulunmadan önce son basın açıklamasını yaptıklarını söyleyen Nilüfer İmam Hatip Lisesi mezunu ve 28 Şubat mağduru Hacer Nur Aksu, "28 Şubat sürecinde biz öğrencilerin gözünde polis demek cop, tekme, hakaret, kovalayan, hakaret eden ve bağıran demekti. Öğretmen ise sürülen, sürdürülen ve ihraç edilen demek olduğu kadar, bizleri ikna etmeye çalışan, okulumuza almayan, bir yolunu bulup okula girenleri polis copuyla okul dışına attıran görevliler demekti. Polislerin bu uygulamalarının alt yapısını hazırlayan; bu talimatları veren ilçe ve il milli eğitim müdürleri, Nilüfer Kaymakamı ve Bursa Valisi Orhan Taşanlar ile İl Emniyet Müdürü ve yardımcıları, Garnizon Komutanı ve bunların tamamının talimatlarını zevkle ve şevkle uyguladıkları Batı Çalışma Grubu idi" şeklinde konuştu.
Okullarında meydana gelen binlerce insanlık dışı uygulamalardan birkaçını ifade etmek istediğini belirten Aksu, "O zamanki okul müdür vekilimiz, bir hanım milletvekilini okulun içine almıyordu. Bir Ramazan günü sarhoş bir şekilde okula gelen bir emniyet müdür yardımcısı, bizleri coplatarak ve tekmeleterek İhsaniye Camii'ne ve Fethiye'ye kadar kovalatıyordu. Sadece okulun bahçesinde, önünde değil, uzaklardaki boş arsalardan da tekmelenerek ve coplanarak kovalanıyorduk. Garnizon Komutanı Nuri Güneş ve Vali Orhan Taşanlar ile İl Milli Eğitim Müdürü Engin Özbek ve onların hiyerarşik olarak altlarında olanlar tarafından Batı Çalışma Grubu'nun emirlerini Bursa'da ve okulumuzda uygulayanlar, kendilerine mankurtluk yapmayan öğretmenlerimizi okuldan uzaklaştırdıktan sonra yerlerine yenilerini atadılar. Bunlar özel seçilmiş gibiydiler. Her türlü hakaret ve aşağılamayla karşılaşmak günlük rutin yaşantımızdı. Bizleri almadıkları okulumuzun içinden 2-3 tane kamerayla polisler, istihbaratçılar sürekli bizi kaydediyordu. Törenlerde zorla başından örtüsü çekilen arkadaşlarımız vardı ve işgal kuvvetlerinin yapmadıklarını yapıyorlardı. Polisler, içeri kadar gidebilen öğrencileri coplayarak dışarı çıkarıyordu. Arkadaşımız Dilek Gürgen burada kamyon altında kaldı ve bacağı kesildi. Protez bacakla hayatına devam ediyor. Ertesi sene okulumuz depremde hasar gördüğü gerekçesiyle kapatılmış, sonra halk evi olarak açılmıştır. Aradan 15 yıl geçti, demokratik kazanımların bir süre gelişti. 28 Şubat mazlumları olarak bizlere, velilerimize ve hocalarımıza yapılan bu zulmün hesabının verilmesini talep ediyoruz. Bu toplantımızın bir sonraki durağı savcılık olacaktır. Yargılanmakta olan Batı Çalışma Grubu karargahından oluşan 28 Şubat sanıklarının mağrur bir ifadeyle mahkemeyi terk etmelerinden sonra, onların üzengi ağaları hakkında suç duyurusunda bulunmaktan nasıl sonuçlanır bilemiyoruz. Batı Çalışma Grubu karargahının, yargılandıkları ve tamamı serbest bırakılan mahkemede, neredeyse kendilerinden özür dilenmesini bekleyen tavırlarının adliyede, hatta bir kısım siyasette ve basında karşılık bulmasını anlamakta zorlanıyoruz" ifadelerini kullandı.
28 Şubat Bursa Platformu üyeleri, yaptıkları basın açıklamasının ardından dağıldı. - BURSA