28 Şubat Davasısanık Koralp'in Avukatı Delillerin İncelenmesini Talep Etti
28 Şubat Davası'nda sanıklar savunma yapmaya devam ediyor.
28 Şubat Davası'nda sanıklar savunma yapmaya devam ediyor. Dönemin İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü emekli Albay İdris Koralp'in Avukatı Şemsettin Tolga Altan delillerin toplanma şeklini eleştirerek, "Ben polise güvenmek zorunda değilim, polise güvensem avukat olmazdım. Müvekkilimin evinde toplanan ve Emniyete getirilen delil çuvalın ağzı mühürlü ancak yanları dikişliydi. Bu bir arabanın kapısını kilitleyip camlarını açık bırakmaya benzer" diye konuştu. Altan, delillerin doğruluğunun incelenmesi talebinde bulundu.
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan açılan davanın 24'üncü duruşması başladı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katılıyor. Duruşma tutuklu, tutuksuz sanıklar ile avukatların yoklaması ile başladı. Duruşmada müşteki olarak Şeref Malkoç'ta yer alırken, bazı türbanlı avukatlar da dikkat çekti. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ilk olarak sanıklardan dönemin İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü emekli Albay İdris Koralp'in çapraz sorgusuna devam edildi. Koralp, bir soru üzerine, sanık Mehmet Faruk Alpaydın'ın şubenin Plan Subayı olduğunu belirterek, Alpaydın'ın Mart ayı içerisinde Silahlı Kuvvetler Akademisi'nde kursa katılmış, Temmuz'da dönmüştür. Hiçbir faaliyet içine katılmamıştır" dedi. Ziya Batur, Berkay Turgut ve Hüsnü Dağ'ın hiçbir biçimde şubede görev yapmadığını belirten Koralp, Müşteki Avukat İsmail Aydos'un, "Birçok sanık müdafii, dünden itibaren size kendi müvekkillerinin BÇG'de olup olmadığını, birimde çalışıp çalışmadığını sordular. Siz de hepsini hatırladınız. Neden bütün sanık müdafileri müvekkillerinin BÇG'de ve Plan Şube Müdürü olup olmadığını size soruyorlar? Plan Şube Müdürü olarak Batı Eylem Planı'nı hatırlayamadığınızı ifade ettiniz. Fakat, dünden beri belki 15-20 kişinin sizin şubenizde çalışıp çalışmadığını, ne kadar çalıştığını, kursa gittiklerini hatırlıyorsunuz. Burada bir çelişki var. Bunu nasıl izah edersiniz?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Evrakları hatırladığımı söylemedim, bahse konu esas belgelerin fotokopi olması ve bunlar için cevap verme durumunda olmadığımı ifade ettim. Geri kalan çelişkiyi cevaplamak istemiyorum."
-FİŞLEME YAPMADIK-
Müşteki Avukatı Emrullah Beytar, Koralp'e "Sizin evinizden çıkan 40 küsur malzeme var. Hepsi de Refah Partisi ve İslamcı kesimin önde gelen isimlerinin konuşmaları, kasetleri, belgeleri evinizde çıkıyor. Neden? Bu malzemeler sizin evinizden çıktığına göre bu konuda belirleyici siz misiniz?" sorusunu yöneltti. Koralp, soruya şöyle yanıt verdi:
"Delil torbasına konan, ancak mühürlenmemiş, tek bir belgedir, içine 40 tane faaliyet konulmuş. Bu belge, avukatım belgenin açık ve mühürsüz olarak konulduğu söyledi. Belge benim evimde çıkmamıştır."
Avukat Beytar, "7 Nisan 1997'deki toplantıya katıldınız mı?" sorusuna Koralp, "O toplantıya katılmadım" şeklinde yanıt verdi. "İslami sermayeyle ilgili brifing verildiğine dair evrak var. Bunu nasıl açıklarsınız?" sorusuna ise Koralp "Brifing de vermedim. Savcıya da ifademde belirttim" demekle yetindim. Müşteki avukatlarının sorularına salondan tepkiler yükselirken Koralp, "Bu sorular bana savcılıkta dahi sorulmadı. Konuyla ilgili olmayan bir soru. Cevaplamak istemiyorum" dedi. Koralp görev yaptığı dönemde de fişleme yapılmadığını ifade etti.
-POLİSE GÜVENSEM AVUKAT OLMAZDIM-
Savcılıkta ifade verdiği koşullara dikkat çeken Koralp, "Belgelerin Genelkurmaydan asıllarının olduğu için kabul ettik. Ama evrakların fotokopi olduğunu gördük. Hem savcılıkta hem mahkemede şerhimiz vardır" diye konuştu. Koralp, savcılıktaki ifadesi sırasında belgelerin net olarak incelenemediğini, okuyarak sorgu yapılmadığının altını çizdi.
Koralp, Çetin Doğan'ın, "5 Mayıs 1997 tarihli Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca yayımlanan Batı Çalışma Grubu Bilgi İhtiyaçları konulu belge üzerine işlem yapıldı mı?" sorusuna "Bu emir bizim şubemize gelmedi. Herhangi bir icrai görev almadık. Bu, tamamen dışımızda olan bir evraktır" yanıtını verdi. Koralp'in çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından savunma yapan Koralp'in Avukatı Şemsettin Tolga Altan ise delillerin toplanma şeklini eleştirerek, "Ben polise güvenmek zorunda değilim, polise güvensem avukat olmazdım. Müvekkilimin evinde toplanan ve Emniyete getirilen delil çuvalın ağzı mühürlü ancak yanları dikişliydi. Bu bir arabanın kapısını kilitleyip camlarını açık bırakmaya benzer" diye konuştu. Altan delillerin doğruluğunun incelenmesi talebinde bulundu. Altan savunmasına duruşmaya verilen aranın ardından devam edilecek.