Haberler
CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

28 Şubat Davasının Gerekçeli Kararı Açıklandı (5)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı davada, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2.

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı davada, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 21 sanığın müebbet hapse çarptırılması, 68'inin beraati, 14 sanık hakkındaki davanın ise düşürülmesine ilişkin gerekçeli karar açıklandı.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, hakkında mahkumiyet kararı verilen eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın, Batı Çalışma Grubu (BÇG) kurulduğu dönemde 1997'de Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptığı, BÇG'nin karargahta kurulmasından, belgelerinden ve faaliyetlerinden haberinin olmamasının düşünülemeyeceği belirtildi.

Sanığın, Genelkurmay Başkanı olarak 23-24 Ocak 1997'de Gölcük'te yapılan toplantıya katıldığı, Sincan'da tankların yürütülmesi eyleminin hükümete yönelik bir gözdağı şeklinde yorumlanması nedeniyle bu konuda dönemin Başbakanı'na ve Hükümete karşı Genelkurmay Başkanı'nın herhangi bir şekilde bilgi vermemesi, basında çıkan haberlerin doğru olmadığı yönünde bir açıklamasının olmaması nedenleriyle tankların yürümesi olayından bilgisinin olmadığının düşünülemeyeceği kaydedildi.

Sanıklardan Çevik Bir'in, BÇG'nin kurulması, faaliyetleri, brifingler, eylem planları ile ilgili tüm işlemlerin Genelkurmay Başkanı olan sanığın bilgisi dahilinde kurulduğunu ve faaliyet yürüttüğünü beyan ettiği hatırlatılan gerekçeli kararda, suç tarihinde adli müşavir olan sanık Muhittin Erdal Şenel'in de "BÇG'nin Genelkurmay Başkanı'nın talimatı olmadan kurulamayacağı" yönündeki beyanları aktarıldı.

Güven Erkaya'nın, "Genelkurmay Başkanı'na BÇG'nin kurulmasını kendisinin teklif ettiği ve onun da kabul ettiği" yönündeki beyanına da yer verilen gerekçeli kararda, sanığın kendi imzasını taşıyan "Batı Çalışma Grubu Bilgi İhtiyaçları" konulu belgenin bulunduğu vurgulandı.

Tüm sanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın BÇG'nin kurulması ve faaliyetleriyle ilgili bilgisinin olmadığı yönündeki tüm savunmalarına itibar edilemeyeceği belirtildi.

Gerekçeli kararda, "BÇG'nin kurulması ve devamındaki faaliyetlerin, Genelkurmay Karargahındaki ve bizzat Genelkurmay Başkanı'na bağlı karargahta, görevli başkanların katılımı veya personel görevlendirilmeleriyle yapıldığı, düzenlenen brifing ve toplantıların basına yansıdığı, brifingleri ülkede yaşayan herkesin duyduğu, dolayısıyla Genelkurmay Başkanı'nın bundan haberdar olmayacağının düşünülemeyeceği" sonucuna varıldığı kaydedildi.

Genelkurmay karargahı içerisinde ayrı bir birim kurulduğu, bu birimin uzunca bir süre faaliyetine devam ettiği, personel görevlendirildiği, sürekli Genelkurmay'a tüm askeri birliklerden raporların geldiği anlatılan gerekçeli kararda, Genelkurmay'da görevli 2.Başkan Çevik Bir'in emriyle neredeyse tüm ülkedeki kamu kurumları, camiler, ticari kuruluşlar gibi birimlerde görev yapanlarla ilgili bilgi belge istendiği, bunların Genelkurmaya gönderilmesiyle ilgili özel bir yönerge çıkarılarak rapor sisteminin düzenlendiği ifade edildi.

Düzenli olarak haftalık toplantıların yapıldığı, toplantılara personel görevlendirilmesi hususlarından TSK'nın başındaki kişinin bilgisinin olmamasının düşünülemeyeceği belirtilen gerekçeli kararda, "Şayet bilgisi yoksa bu durumu öğrendiğinde ilgililer hakkında yasal işlem de başlatmaması hususu ve dosyaya yansıyan diğer bilgi ve belgeler bütün halinde değerlendirildiğinde sanığın savunmalarına itibar edilemeyeceği, 54. Hükümetin düşürülmesine yönelik tüm faaliyetlerden sanığın bilgisinin olduğu ve bu suça iştirak ettiği konusunda mahkememizde tam bir vicdani kanaate varılmıştır." tespitleri yapıldı.

Sanık Çevik Bir'in eylemleri

Davada hakkında mahkumiyet kararı verilen sanıklardan Çevik Bir'in de suç tarihinde Genelkurmay 2. Başkanı olarak görev yaptığı, 23-24 Ocak 1997'de Gölcük'te yapılan toplantıya katıldığı, yine Sincan'da tankların yürütüldüğü dönemde görevinin başında olduğu ve tankların plansız yürütülmesinden önce bilgi sahibi olduğu belirtildi.

Gerekçeli kararda, sanığın 4 Nisan 1997 tarihli Çalışma Grubu Oluşturulması konulu, 6 Mayıs 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Batı Harekat

Konsepti konulu belgelerdeki imzaların kendisine ait olduğunu kabul ettiği, 29 Nisan 1997 tarihli Batı Çalışma Grubu Rapor Sistemi konulu belgenin ve eklerinin doğru olduğunu söylediği vurgulandı.

Sanık Çevik Bir'in ayrıca, 27 Mayıs 1997 tarihli BÇG Batı Eylem Planı'nın dağıtım gereği yerlerine gönderme yazısını kendisinin imzaladığını kabul ettiği aktarılan gerekçeli kararda, sanıkların eylemlerinin cebir ve şiddet içerikli olduğunun anlaşıldığı ve amaç suçu gerçekleştirmek kast ve iradesi ile hareket ettikleri belirtildi.

Gerekçeli kararda, Çevik Bir'in, BÇG'nin kurulmasından yapılan tüm faaliyetleriyle ilgili bilgi sahibi olduğu ve bizzat faaliyetlerin yapılması ve diğer teşkilat şemalarının kurulmasına kadar tüm işlemlerin sanığın emriyle yapıldığı aktarıldı.

Çevik Bir'in savunmasında, "BÇG'nin, hükümeti düşürmek için değil, Milli Güvenlik Kurulu'nun aldığı kararlar doğrultusunda MGK'nın emri ve Başbakanlığın ve Hükümetin kendilerine yazdığı yazılar doğrultusunda kurulduğunu" söylediği hatırlatıldı.

Gerekçeli kararda, ancak 28 Şubat MGK kararları ile ilgili alınan tavsiye kararları sonrasında 54. Hükümetin Bakanlar Kurulu tarafından TSK'ya kararların gereğinin yapılması konusunda herhangi bir yazı yazılmadığı, emir, direktif verilmediği, 14 Mart tarihli Başbakanlık genelgesi ile açık ve gizli bir görev verilmediği vurgulandı.

Kararda, bu konuyla ilgili bir kanun, tüzük, yönetmelik gibi bir düzenleme de yapılmadığı belirtilerek, "Sanık savunmasında Başbakanlığın ve hükümetin TSK'ya yazdığı yazıdan bahsetmiş ise de bu konuda yazılmış bir yazının olmadığı da anlaşılmıştır." ifadesine yer verildi.

Gerekçeli kararda, "BÇG'nin suç tarihi itibarıyla mevcut Anayasa ve diğer kanunlarda öngörülen yasal bir dayanağının bulunmadığı, sanığın kendi görev ve yetkisi kapsamında ve askeri hizmete ilişkin bulunmayan, 54. Hükümeti düşürmek için kurulduğu, toplantıların amaç suçu gerçekleştirmek kastı ve iradesi ile icra edildiği, belgelerde de bu durumun açıkça yazdığı"na ilişkin tespit yapıldı.

Hükümet düştükten sonra gizlilik kalktı

Gerekçeli kararda, BÇG'nin faaliyetleri sonrasında, 54. hükümetin 18 Haziran 1997'de istifa etmek zorunda kalmasının ardından, BÇG'nin yazışmalarında ve mesaj formundaki gizlilik derecesinin "gizli"den "hizmete özel" gizlilik derecesine düşürüldüğü, 8 Mayıs 1997-16 Haziran 1997 tarihleri arasında yapılan 9 adet toplantının "BÇG" adı altında, hükümetin istifa ettirilmesinden sonra ise "İç Güvenlik Harekat Toplantısı" adı altında yapıldığına işaret edildi.

Gerekçeli kararda, sanık Çevik Bir'in, BÇG'nin faaliyetleri ve sonrasında 54. Hükümetin istifa ettirilmesi ile sonuçlanan sürece "postmodern darbe" sözünü bizzat kullandığı ve bu şekilde bu dönemi ifade ettiği de yer aldı.

Çetin Doğan'ın eylemleri

Mahkumiyet alan sanık Çetin Doğan'ın ise suç tarihinde, Korgeneral rütbesi ile Genelkurmay Harekat Başkanı olarak görev yaptığı belirtildi.

Gerekçeli kararda, sanığın, amaç suç yönünden görev bölümü olarak kendisine verilen Bakanlar Kurulu'nca, silahlı kuvvetlere 28 Şubat kararlarının uygulanması konusunda bir emir talimat olmamasına rağmen BÇG'nin kurulması ve faaliyetleriyle ilgili toplantılara katıldığı, BÇG'nin başkanı olarak aktif görev aldığı belirtildi.

Sanığın BÇG'nin tüm faaliyetlerden haberdar olduğu vurgulanan kararda, "Sanığın BÇG'nin Başbakanlık veya Bakanlar Kurulu tarafından verilen bir talimatla kurulmadığını bilmesine ve çalışma içeriğinin de hükümete düşürmeye yönelik olduğunu görmesine rağmen diğer sanıklarla iştirak iradesi içerisinde ve fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, atılı suça iştirak ettiği, brifinglere katkı sağladığı, irade beyan edebilecek ve karar alacak konumda bulunduğu, verilen emirlerin ve yapılan işlemlerin amaç suça yönelik olduğunun kendisi tarafından bilinebilecek durumda olduğu sonucuna varılmış, savunmasına itibar edilmeyerek mahkumiyetine karar verilmiştir." değerlendirmesinde bulunuldu.

"Erbakan'a istifa etmesi için haber gönderdi"

Gerekçeli kararda, hakkında mahkumiyet kararı verilen dönemin Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreteri emekli Orgeneral Erol Özkasnak'ın, BÇG'nin oluşturulması için sanık Çetin Doğan ile resmi yazışmalar yaptığı ifade edildi.

Özkasnak'ın, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir'in başkanlığında 07 Nisan 1997'de yapılan "Hükümete muhtıra verilmesi, sıkıyönetim ilan edilmesi, hükümetin devamını önleyecek tedbirlerin" görüşüldüğü toplantıya katıldığı belirtilen gerekçeli kararda, Özkasnak'ın hükümet aleyhine yürütülen illegal faaliyetler kapsamında, yakınları aracılığıyla dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifa etmesi için haber gönderdiği aktarıldı.

Sanığın katıldığı bir televizyon programında, "Ben de bu faaliyetler içerisinde üzerime düşen rolü oynayan veya rol verilen bir kişiyim. Bu post-modern darbe, tereyağından kıl çeker gibi eski darbelere benzemeyen bir şekilde, hiç kan akıtmadan, hiç kimseyi üzmeden, gayet usulüne uygun bir şekilde demokratik uygulamalarla, MGK tarafından da benimsenerek, devletin başındaki en büyük insandan ilgili bakanlara kadar hepsi de dahil edilerek, hatta halkımızın ortak edilerek sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla, çok başarılı bir şekilde yürütülen bir süreçtir." değerlendirmesini yaparak, 28 Şubat sürecinde rol aldığı ve bunu bir darbe olarak kabul ettiği vurgulandı.

Bu kapsamda Özkasnak'ın "54. Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek" suçuna iştirak ettiği sonucuna varıldığı belirtilerek, sanığın cezalandırılmasına hükmedildiği ifade edildi.

(Bitti)

Kaynak: AA / Güncel
title