Emekli Orgeneral Karadayı: Meğer Neler Yapmış Bizim TSK
28 Şubat davasında savunma yapan dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, sorgusunda "Meğer neler yapmış bizim TSK" dedi.
28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan açılan davanın 49'uncu duruşması başladı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katıldı. Duruşmada sanık, avukat ve müşteki yoklaması yapıldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın sorgusuna devam edildi.
"BU SORUYA CEVAP VERMEK İSTEMİYORUM"
Müşteki avukatı Yılmaz Bölükbaşı,"Sizin veya diğer komutanların 28 Şubat sürecinde ülkenin yönetimiyle alakalı ortaya koyduğu ders vermeler, brifingler 'şeriat gelecek' söz ve eylemleri üzerine mi oldu, yoksa planlı bir hareketin parçası mı?" sorusuna Karadayı, "Ben gerçekler neyse onları ifade ettim. Bu bakımdan, bunları dikkatli okurlarsa pek çok şeyi kendileri görecekler. Bu soruya cevap vermek istemiyorum" yanıtını verdi.
ERBAKAN'LI SORU
Bölükbaşı'nın, "Şeriat gelecek, kanlı mı olacak kansız mı? sözünü Erbakan nerede söylemiştir, kesin bilginiz var mı?" sorusuna, Karadayı, "Pek çok kişi bunu televizyondan duydu" yanıtını verdi.
Avukat Bölükbaşı'nın, "PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun arkadaş oldukları ve 28 Şubat sürecinde bunlarla görev bağlamında ilişki kurulduğu bilginiz dahilinde mi?" sorusuna Karadayı, "Ne alakası var anlamadım" karşılığını verdi.
"ERBAKAN HASSAS BİR İNSANDI"
Avukat Bölükbaşı'nın, "28 Şubat döneminde Fadime Şahin ve Ali Kalkancı gibi kişilerin verilen görevi başarıyla oynadıkları yönünde görüş var. Bununla ilgili bilginiz var mı?" sorusu üzerine Karadayı, "Hayır" dedi. Bölükbaşı'nın, "Bükreş'te katıldığınız bir toplantıda, 'biz askerler siyasetin dışındayız' şeklinde yaptığınız açıklama için Başbakan Erbakan'ın size teşekkür ettiğinden bahsettiniz. Rahmetli Erbakan'ın size defalarca teşekkür etmeye sevk eden gerçek durum sizce ne?" sorusuna Karadayı, "Erbakan hassas bir insandı. Bana da gerçekten birkaç defa teşekkür etti" yanıtını verdi.
"BU SORUYU PEK MANTIKLI BULMADIM"
Bölükbaşı'nın, "Askerler sivil otoriteye bağlıdırlar. 28 Şubat sürecinde bazı olaylar karşısında rahatsızlık duyduğunuzu belirtiyorsunuz. Bu süreçte neden Osman Pamukoğlu gibi asker elbisesini çıkararak, yönetime talip olmadınız? Neden böyle bir yol tercih etmediniz?" sorusuna Karadayı, "Bu soruyu pek mantıklı bulmadım. Özür dilerim" diye cevapladı.
Avukat Bölükbaşı da "28 Şubat sürecini biz pek mantığımıza oturtamadığımız için soruyoruz bu soruları" karşılığını verdi.
"GERÇEK OLMAYAN HAYALİ ŞEYLER"
Bölükbaşı, "Bir kısım kurumlar, kişiler mimlenmiş, adete sürek avları düzenlenmiş, bir kısım insanlar işinden aşından edilmiş, yaşam tarzları sorgulanmış, yargılanıp infazları yapılmıştır. 28 Şubat süreçinde de kanunların nasıl şekillendiği malum. İrticayla mücadele konusunda devrim kanunlarına atıfta bulunarak bir mücadele yürüttünüz. Devrim kanunları da dahil irticayla ilgili mücadele kriterleri şöyle belirlenir diyen, hangi yasa vardır? irticayla mücadelenin kriterlerini kim belirlemektedir" sorusuna Karadayı, "Cevap vermeyeceğim. Gerçekle alakası olmayan, hayali şeyler bunlar" yanıtını verdi.
"ÖZKÖK'ÜN YAZISINDAKİ KOMUTAN BEN DEĞİLİM"
Bölükbaşı'nın, "20 Aralık 1996'da Hürriyet'te Ertuğrul Özkök'ün, üst düzey bir komutana atfen bu defa işi silahsız kuvvetler halletsin yazısı var. Bu yazıdaki üst düzey komutan siz miydiniz?" sorusuna Karadayı, "Hayır, basından mümkün olduğu kadar uzak kaldım. Söyledikleriniz mantık dışı, askerin ne alakası var bunla" karşılığını verdi. Bölükbaşı'nın, "Garnizon komutanlıklarınca yurt içine yönelik istihbarat çalışması yapılması mümkün mü? sorusuna Karadayı, "Yok böyle birşey" cevabını verdi. Bölükbaşı'nın, "16 Nisan 1997 tarihli lailklik aleyhtarı faaliyetler konulu belgeden haberiniz var mı?" sorusuna Karadayı, "Hayır, Böyle bir belge yoktur, olamaz" yanıtını verdi.
BÇG SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI
"Sizin haberiniz olmadan böyle bir talimatın verilmesi mümkün müdür? sorusuna, Karadayı,"Mümkün değildir" cevabını verdi."BÇG araştırma proje hazırlama göreviyle sadece bir yerde oluşturulmuş masum bir komisyon mudur 10 Nisan 1997 tarihli BÇG belgesinde yer aldığı şekliyle ayrı bir birim teşkilatlanması mıdır?" sorusunu Karadayı, yanıtsız bıraktı.
Karadayı'nın "Sorulara cevap vermek istemiyorum, bundan sonrakileri keselim" demesi üzerine, Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, "Efendim soruları sorsunlar, siz cevap vermezseniz vermeyin" karşılığını verdi.
"SİNCAN'DAKİ TANKLAR EĞİTİMDİ"
"Sincan'da tankların yürümesiyle ilgili, sorumlular hakkında herhangi bir işlem yaptınız mı?" sorusuna Karadayı,"Sorumlu olacak kimse yok ki. Bu eğitim olarak yapılan bir faaliyet" yanıtını verdi. Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatıldığını söylediniz. Bunda, olayları abartan bir kısım medyanın tahrikleri ve gazete küpürleri delil olarak kullanılmıştır. Refah Partisi'nin kapıtılması sürecinde Genelkurmay Başkanlığı olarak yönlendirici rol üstlendiğiniz konusunda ne dersiniz" sorusuna Karadayı, "Mantıksız şey bunlar, cevap vermek istemiyorum" yanıtını verdi.
"28 ŞUBAT DARBE DEĞİLDİR"
Müşteki avukatı Hüsnü Tuna'nın, "Ana-Refah Kuvalisyonunun kurulmamasına yönelik, Tansu Çiller'le Uludağ da görüşme yaptığınız söyleniyor. Aldığınız tavrın nedeni nedir?" sorusuna Karadayı, "Sayın Çiller'in avukatı Çiller'le Uludağ'da görüştüğümün yalan olduğunu söyledi. Bunun üzerine daha ne diyeyim? yanıtını verdi. Tuna'nın, "Refah iktidarının ilk YAŞ toplantısanda çok sayıda asker ihraç ediliyor. 2. YAŞ toplantısında atılanlar da dikkate alındığında darbeye karşı çıkacakların atıldığı fikrine katılıyor musunuz? sorusuna Karadayı, "Darbe diye birşey yok ortada, nereden çıkarıyor sunuz?" karşılığını verdi.
MAHKEME BAŞKANI, FAİLİ MEÇHUL SORULARINI KABUL ETMEDİ
Müşteki avukatı Cüneyt Toraman'ın, soru sorarken "28 Şubat darbe olmasaydı bu dava açılmazdı" demesi üzerine Karadayı, "28 Şubat darbe değildir bunu çok iyi bilmeniz lazım" karşılığını verdi. Toraman'ın, 28 Şubat sürecine ilişkin soru sorarken, faili meçhul cinayetleri hatırlatması üzerine ise Mahkeme Başkanı Köksal, "Faili meçhullere biz bakmıyoruz, faili meçhullerle ilgili dava varsa orada bildiklerinizi belirtin" dedi. "28 Şubat'tan önce İsrail'de bu sürecin provası yapıldı mı?" sorusuna Karadayı, "Hayretler içerisinde kalıyorum bu soruları nereden yaratıyorsunuz?" cevabını verdi.
Müşteki avukatı Bülent Demir, "TSK 800 bin mevcudu olan gözbebeği kurumumuz 150 bin kişilik kadrolaşmayı nasıl tespit ettiniz? 150 bin kişilik kadrolaşma TSK içinde mi Türkiye genelinde mi?" sorusuna Karadayı, "Tamamıyla yalan yanlış şeyler bunlar. Cevap vermiyorum mantıklı bulmadığım için" yanıtını verdi.
Gedik'in "Camilerde ki bombaları nasıl tespit ettiniz?" sorusuna ise Karadayı istihbarat raporlarına dikkat çekti. Demir'in "Türkiye'de her gün 13 cami kuruluyor diyorsunuz bu sizi rahatsız mı ediyor?" sorusuna ise Mahkeme Başkanı Köksal uyarıda bulunarak, davayla ilgili soru sormasını istedi.
DURUŞMA SALONUNU KARIŞTIRAN SORU
Demir'in, "2010 yılındaki referandumla YAŞ karaları yargıya açıldı, niye askeri mahkemeler varken yargılanma hakkı olmayan bir kuruma, YAŞ'a bin 546 kişiyi ihraç için gönderdiniz? 2'li ve 3lü kararnamelerle yargısız infaz yapılmasına neden izin verdiniz? Hiç vicdan azabı çekmediniz mi?" sorusuna Karadayı yanıt vermezken, duruşma salonunda bulunanlar tepki gösterdi.
Karadayı, Batı çalışma Grubu'na yönelik soru üzerine "Genelkurmay'da onlarca çalışma gurubu olur, çalışma grupları yasal olmayan bir hedefe yönelmez" dedi.
"MEĞER MAĞDURLAR BURADAKİ ARKADAŞLARMIŞ"
Müşteki Avukatlarından Necip Kibar söz alarak "Öyle şeyler yaşandı ki öyle manzaralar vardı ki yürekler yandı. Mukaddes görülen değerler zarar gördü. Üniversiteye giden bir kız öğrencinin başörtüsü BÇG'nin talimatları ile başından zorla çıkarıldı" dedi ve yanında getirdiği olayın fotoğrafını gösterdi.
Kibar daha sonra ise 70 yaşındaki Medine Bircan'ın başörtülü resmi bulunmadığı gerekçesiyle Çapa Tıp Fakültesinde tedavi göremediğini ve ilaçlarını alamadığını savunarak, "Başı açık fotoğraf getirmediği için hayatını kaybetti. Bu 28 Şubat'taki psikolojik harekatlardır" dedi ve Bircan'ın hem başı açık hem de başörtülü fotoğrafını salona ve heyete gösterdi.
Bunun üzerine Karadıyı, "Ben ilk defa mahkemeye geliyorum, sizleri dinledikten sonra gerçek mağdurların burada oturan arkadaşlar olduğuna inanıyorum" karşılığını verdi. Karadayı'nın bu sözleri sanık yakınlarınca alkışlandı. Salonda bulunan mağdurlar ise tepki gösterdi. Duruşma salonundaki avukatlar, sanıklar, mağdurlar ve sanık yakınları arasında kısa süreli tartışma yaşanınca Mahkeme Başkanı Köksal, sakin olunması uyarısında bulundu. Mahkeme Başkanı, Kibar'a "Resim göstermeyin. Olay hastanede ise oraya gidip işlem yapın" dedi. Bunun üzerine Karadayı tekrar söz alarak, "Meğer neler yapmış bizim TSK... Böyle mantık dışı şeyler olabilir mi, bunu samimi olarak söylüyorum buradaki arkadaşlar gerçek mağdurlar" dedi.
Salondaki tepkilerin devam etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal, avukatları uyararak, "Seyirciye karşı değil mahkeme karşı davranalım. Burada kararı seyirci vermeyecek mahkeme verecek. Söylediğiniz şeyler iddianamede yok" dedi.
MAHKEME BAŞKANI: SÖZ VERMİYORUM, ZORLA MI ALACAKSINIZ
Kibar'ın söz almak için ısrar etmesi üzerine Mahkeme Başkanı "Söz vermiyorum zorla mı alacaksınız. Avukatlar içinde seyirciler içinde disiplin hükümleri var. Söz vermediğim kimse konuşmayacak" uyarısında bulundu. Daha sonra söz alan Mahkeme Üyesi Hakan Oruç ise "Avukat bey, siz iddianameyi dinlemediniz için... Burada bir çok müştekinin beyanları okundu. Bu kadar spesifik meselelerle uğraşırsak işin içinden çıkamayız" dedi.
Kibar'ın psikolojik harekata örnek vermek için ısrar etmesi üzerine Köksal, "Hastane tedavisi edilmeyen bir adamında hükümetin ıskatıyla ile alakası yok. Biz burada kimseyi rencide etmek disiplin hükümlerini işletmek istemiyoruz" diye konuştu.