Haberler

28 Şubat Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Eski YÖK Başkanı Gürüz: "İcraatlarımın tümünün arkasındayım, bugün olsa yine yapardım. Hepsi, yüce Türk milletinin ve Türk devletinin menfaatleri, uluslararası evrensel, bilimsel normlar göz ö...

28 Şubat Davası sanığı eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, "İcraatlarımın tümünün arkasındayım, bugün olsa yine yapardım. Hepsi, yüce Türk milletinin ve Türk devletinin menfaatleri, uluslararası evrensel, bilimsel normlar göz önünde bulundurularak, büyük bir vicdan rahatlığı içinde yapılmıştır" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Gürüz, savunmasını yaptı.

Ortaöğretim başarı puanının ağırlığını artırmak için 1996'da çalışmalar yaptıklarını anlatan Gürüz, "Kimseye yasak konulmadı, isteyen istediği yere girebilir. Meslek lisesi mezunları giremiyordu. Bu sistem yeniden tasarlandı ve müfredat katsayıları Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunun temsilcileriyle yapıldı. Nasıl olur da bunu hükümeti devirmek diye iddianameye koyarsınız?" dedi.

Sınav sistemindeki değişikliğin nedenin, orta öğretimdeki başarı puanının etkinliğini artırmak olduğunu belirten Gürüz, şunları kaydetti:

"Genelkurmaydan gelen yazıda, 'Ortaöğretim başarı puanının ağırlığının artırılmasını uygun görmüyoruz, gereğinin takdirini sunarız' denildi.  Emir verme diye bir şey yok, gayet nezih bir yazı. Beni çok rahatsız etti bu. Cevap vermemeyi tercih ettim.

Çevik Paşa'dan randevu aldım, makamına gittim. Hayatımda ilk defa orada karşılaştım, gayet zarif, kibar bir insan. Fevkalade nazik davrandı. Ben bu yazınızı kaale almayacağım, biz kararımızı verdik, bu işler sizin üzerinize vazife değil, dedim ve ayrıldım. Çevik Bir emretti, Kemal Gürüz yaptı diye, bu yıllardır suistimal edilir. Üniversitelere girişteki sınav değişikliğinin BÇG ile alakası yoktur. Refah Partisinden önce de bu çalışma vardı. Biz bakanlığa brifing verdik. Ondan sonra tutuluyor deniyor ki; hükümeti devirmek..."

-"Gururla hizmet ettim"

Görev süresince 2 rektörün görevden alındığını, 6 kişinin ise istifa ettiğini ifade eden Gürüz, "Müşteki Servet Armağan, YÖK Genel Kurulu kararıyla görevden alınıyor. Burada 9 hükümet temsilcisi var ve bu karar oy birliğiyle alınıyor. Mağduriyeti söz konusu değil. Kamuoyunda bu konuyu onunla tartışmayı çok isterdim ama gelemez karşıma" dedi.

Gürüz, Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Beşir Atalay'ın da oy birliğiyle, Cumhurbaşkanı'nın onayıyla görevden alındığını söyledi.

Yasal olarak kendisine verilen görevleri yerine getirdiğini savunan Gürüz, şunları kaydetti:

"İcraatlarımın tümünün arkasındayım, bugün olsa yine yapardım. Hepsi, yüce Türk milletinin ve Türk devletinin menfaatleri, uluslararası evrensel, bilimsel normlar göz önünde bulundurularak, büyük bir vicdan rahatlığı içinde yapılmıştır. Bunların hesabını, ben her yıl yüce Türk Milletine, Meclise verdim. Şikayetçi olanlar yargıya gitti. Neredeyse tamamı davaları kaybetti. Dolayısıyla müştekilik yada mağduriyet söz konusu değildir. Hayatımda gurur duyduğum bir dönemdir YÖK Başkanı olduğum dönem. Gururla hizmet ettim, bugün de ederdim."

-"Geçerli kanıt yok"

Hükümeti düşürme suçuna ilişkin hukuken geçerli bir kanıtın bulunmadığını savunan Gürüz, beraatına karar verilmesini istedi.

İfadesini tamamlamasının ardından Gürüz'ün sorgusuna geçildi.

Üye hakim Süleyman Köksaldı'nın, "TSK'dan atılan personelin üniversitelerde çalıştırılmamasına dair talimat aldınız mı?" sorusuna Gürüz, "Talimata gerek yok, Devlet Memurları Kanunu uyarınca bu zaten mümkün değil" cevabını verdi.

Köksaldı'nın, "Türbanla üniversiteye girme sorunları yaşanıyordu. Anayasa Mahkemesinin bir kararı da var bununla ilgili. Bu konuda hükümet sizle hiç görüştü mü? Çözüm getirelim dediler mi?" sorusu üzerine Gürüz, Anayasa Mahkemesinin kararları durduğu sürece, böyle bir durumun mümkün olmadığını söyledi.

-"Üniversite hocalığının şartları var"

Üye hakim Hakan Oruç'un, "Yurt dışına eğitime gönderildikten sonra, geri Türkiye'ye çağırılanlar var. Bunlar, fikirleri nedeniyle mi çağırıldı? Çünkü belgelerde bunlara irticacı denilmiş? Eğer böyleyse, savcılıklara suç duyurusunda bulundunuz mu? Bu eğilimleri ne şekilde tespit edildi?" sorusuna Gürüz, şu yanıtı verdi:

"Son sorunuzdan başlıyorum cevaplamaya, evet orada bir görevi ihmal olabilir, ama biz gençleri mahkeme kapısında uğ diye düşündük ve bunların hiçbiri kapının önüne konmadı. Biz bunları ODTÜ'ye, Boğaziçi Üniversitesine yerleştirdik. Aslında bu sorunun cevabı rahmetli Erbakan'da. Başbakanlık Güvenlik İşleri Başkanlığından 1996'da gelen yazıda, isimler var. Biz bunla yetinmedik. MİT'ten, Genelkurmay Başkanlığından, Emniyetten, İçişleri Bakanlığından da bilgi aldık. Üniversite hocalığının belli şartları, bilimsel akademik normları vardır."

Kemal Gürüz'ün, "İnternet sitelerinde Atatürk'e küfür eden insanlar, Türk üniversitelerinde yer alamaz" demesi üzerine hakim Oruç, "Verdiğiniz örnek bir suç. Kaldı ki Atatürk'ü koruma kanunu olmasa bile bu suç olarak düşünülebilir" dedi.

-"YÖK'ün fişleme yaptığı yok"

Hakan Oruç'un, "YÖK'te bulunan defterler var. Bunların içinde birçok öğretim görevlisinin, 'tarikat yanlısı nurcu, türbanlı, Atatürk düşmanı' gibi vasıflandırıldığını görüyoruz. YÖK tarafından gönderilen CD'lerde de sizin bazı rektörlere yazdığınız yazılar var. Öğretim görevlilerinin farklı, hatta aykırı görüşe sahip olmasının normal olduğunu düşünüyorum. Bilimin gelişmesi için farklı ve aykırı görüşlerin olması gerekir. Haklarında kanuni işlem yapılması ihtiyacı oldu mu?" sorusuna Gürüz, şu cevabı verdi:

"Hiç kimse hakkında fişleme yapılmamıştır. Bunlar devletin çeşitli kurumların YÖK'e intikal ettirilmiş bilgiler. YÖK bunları alır, ilgili üniversiteye bildirir, kanunlara uygun gereğini yapın diye. YÖK'ün fişleme yaptığı falan yok.  Fikir özgürlüğü konusunda sizlere katılıyorum, ama bunun sınırının olduğuna da inanıyorum. Bu defterler kurşun kalemle yazılmış ve benim yazım değil. Bugün üniversitede oylama yapılıyor, YÖK'e geliyor oylama. Orada en çok oy alan atanmıyor, ona göre değerlendirme yapılıyor. Bunların hepsi mahkemeye verilecek, mahkemelerde uğraşılacak falan biz buna gitmemeyi tercih ettik. Kendi mevzuatımız içinde halletmeye çalıştık. Şikayeti olanlar açtı dava, kimi kazandı, ama çoğu kaybetti."

-"Bilimsel düzenleme yapıldı"

Hakan Oruç'un, "Katsayıda yapılan ayarlamalar nedeniyle ilk 500'e giren meslek lisesi mezunları bile istediği üniversiteyi kazanamadı. Bu uygulamanın, özellikle de Genelkurmaydan size yazılan mektubun sonucu olduğunu düşünüyor musunuz? O ortamın etkisi oldu mu?" sorusuna Gürüz, "Öyle bir şey olmamıştır, kazanırdı. Tamamen bilimsel düzenleme yapılmıştır. Mesleki teknik eğitime zarar verdiği tümüyle geçersiz bir iddiadı" yanıtını verdi.

Yaptıkları düzenlemeden sonra meslek ve teknik liselerindeki öğrenci sayılarında artış olduğunu ifade eden Gürüz, burada okuyan öğrencilere büyük imkanlar sağladıklarını söyledi.

Oruç'un, "Ben ilk 500'e giriyorum mühendis olamıyorum. İmam hatibe girmiş, ilahiyata gitmek zorunda değil, bu anlamda sınırlama doğuran bir sonuç ortaya çıkmadı mı?" sorusuna Gürüz, "Kimseye yasak konmadı, siz hakkı olmayan birine puan veremezsiniz. Meslek lisesinde okutulan derslerin yüzde 32-33'ü zihinsel beceri, diğerleri meslekle alakalı. İmam hatip liseleri bu milletin bir gerçeği gerçeğidir, ben bu konuda üzerime düşeni gereğince yapan biriyim" cevabını verdi.

-"Ben Genelkurmay'a arz etmem"

Hakim Oruç'un "Ben ilk 500'e girsem mühendis olamaz mıydım?" sorusunu tekrarlaması üzerine Gürüz, "1,5 milyon kişi sınava giriyor. Bu hangi üniversiteyi talep ettiğine, talepteki yoğunluğa bağlı. Ama istediği üniversiteye yerleşenler çok ciddi rakamlardaydı " dedi.

Oruç da, Gürüz'e, "Tamam, neyse Kemal bey, bu konuda anlaşamayacağız herhalde" karşılığını verdi.

Katsayı değişikliğinin Genelkurmay'la bağlantısının bulunmadığını savunan Gürüz, "Çevik Bir ile Genelkurmay'da birbirimize girdik. Sizin mektubunuzu kaale almıyorum, genel kurula sunmayacağım dedim, daha ne diyeyim" dedi.

"Genelkurmay Başkanlığına arz edilen konularla ilgili bilgi notu belgesi var, bunu siz mi hazırladınız?" sorusuna Gürüz, "Haberim yok, ben Genelkurmay Başkanına falan arz etmem. Cumhurbaşkanı ve parlamento düzeyi dışında hiç kimseye arz etmem, çok gerekirse söylerim" cevabını verdi.

-"Erbakan'ın isim listesi var"

Üye hakim Süleyman Köksaldı'nın, "REFAHYOL Hükümeti döneminde, 7 Ağustos 1996'da rektörleri Ankara'ya çağırdınız mı? Anıtkabir'e gittiniz mi? Niye böyle bir gereksinim duydunuz?" sorusuna Gürüz, "Hatırlamıyorum, ama laiklik konusunda hassasiyetimiz vardı. Laiklik partiler üstü bir şeydir. Laiklik konusunda, REFAHYOL da hassastı. Sayın Başbakan, bununla ilgili talimat veriyordu" yanıtını verdi.

Cumhuriyet savcısı Kemal Çetin'in,  "Katsayı uygulamasından sonra, herhalde imam hatip ve meslek liselerinden ilk 10'a girenler üniversiteyi kazanıyordu" demesi üzerine Gürüz, "Siz anladığım kadarıyla ölçme değerlendirme konusunda uzmansınız" karşılığını verdi.

Savcı Çetin'in, "yurt dışına gönderilenlerin eğitiminin engellendiğini, Türkiye'ye çağırılarak cezalandırıldığını" söylemesi üzerine Gürüz, "Hayır, cezalandırmadık. Yeni yerlere yerleştirdik. Sayın Erbakan'ın verdiği isim listesi var bu konuda. Bu elimde var, ama okumak istemiyorum" dedi.

-"Cami tamir ettirdim"

Savcı Çetin 'in, "Bir öğretim üyesinin, bir görüşe mensup olması, bir görüşe ait kişilerle birlikte olması suç mudur?" sorusuna Gürüz, "Neyin suç olup olmadığına ben karar veremem, o sizin işiniz.  Türk devletinin kanunları ve nizamı üniversitelerde de geçerlidir. Tabii ki her türlü görüşten insan olabilir ama bu hiç kimseye suç işleme hakkı vermez" cevabını verdi.

Çetin'in, "Rahmetli Erbakan milli görüşçüydü. Öğretim görevlileri listede milli görüşçü olarak belirtilen 15-20 kişi var, bunların da takibini istemiş olabilir mi?" sorusuna Gürüz, "Bunlar devletin resmi belgeleri, kayıtlı şeyler" yanıtını verdi.

Üye hakim Hakan Oruç'un, "1997 ve 1998 yıllarında, ceza alan idari ve akademik personelde ciddi artışlar olduğunu" söyleyip, "YÖK'e ne oldu da birdenbire bu kadar bir patlama yaşandı?" sorusunu sorması üzerine Gürüz, "YÖK'te hiç birşey olmadı, ülkede oldu. Dönemin siyasilerinden Köksal Toptan'ın da dediği gibi Türkiye'de ciddi hassasiyetler yaratıldı" dedi.

"Durduk yere hiç kimseye birşey yapılmaz, hepimiz bu milletin çocuklarıyız, hepimiz dini inançlara saygılıyız" diyen Gürüz, rektör oldu dönemde, üniversitesindeki bir camiyi tamir ettirdiğini, mevlüt okuttuğunu kaydetti. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
400 bin kişinin GSS prim borçları için af geliyor

Af geliyor! 400 bin kişinin tüm borçları silinecek

Türkiye, Somali'de uzay üssü kuracak

Erdoğan müjdeyi verdi! Türkiye o ülkede uzay üssü kuracak

Netanyahu UCM'nin tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Bebeğini biberona tiner koyarak öldüren anne çorbasına da çamaşır suyu dökmüş

Bebeğini tiner içirip öldüren anne bununla da yetinmemiş

title