28 Şubat Davası
Emekli Korgeneral Kılınç: "Biz askerler, bir operasyon yada faaliyet yapacağımız zaman önce bir plan hazırlar, kim ne yapacak bunu belirleriz. 28 Şubat'ta böyle bir plan yok, çünkü 28 Şubat'ın a...
28 Şubat Davası sanıklarından emekli Korgeneral Hakkı Kılınç, "Biz askerler, bir operasyon ya da faaliyet yapacağımız zaman önce bir plan hazırlar, kim ne yapacak bunu belirleriz. 28 Şubat'ta böyle bir plan yok, çünkü 28 Şubat'ın amacı darbe yapmak değildir" dedi.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, sanıklar savunmalarını yapmaya devam ediyor.
Hakkı Kılınç, savunmasında, 28 Şubat sürecinde, "irticanın tehdit olarak görülmesi" üzerine, hükumetin yayımladığı genelge doğrultusunda, birçok kurumda birimler, çalışma grupları kurulduğunu kaydetti.
Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) da bu kapsamda kurulduğunu belirten Kılınç, o dönemde Jandarma Genel Komutanlığında harekat başkanı olduğunu, verilen emir üzerine bazı toplantılara katıldığını söyledi.
Toplantılarda doküman çalışmaları yapmadığını savunan Kılınç, savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında kendisine gösterilen belgelerde de isminin yer almadığını kaydetti.
"Hangi cebir ve şiddetle hükümeti devirmişim yada devirmeye teşebbüs etmişim, hangi görevini engellemişim anlamıyorum" diyen Kılınç, iddia edilen suçla ilgisinin bulunmadığını savundu.
Müştekilerin önemli bir bölümünün 28 Şubat döneminden önce "haksızlığa uğradığını" söylediğini ifade eden Kılınç, BÇG'nin 10 Nisan 1997'de kurulduğunu, BÇG'nin, mağduriyetlerle bir ilgisinin bulunmadığını iddia etti.
28 Şubat'ta ne muhtıra ne de bir darbe planının olduğunu ifade eden Kılınç, "Biz askerler bir operasyon ya da faaliyet yapacağımız zaman önce bir plan hazırlar, kim ne yapacak bunu belirleriz. Sonra faaliyet başlasın deriz ve herkes görevini yapar. 28 Şubat'ta böyle bir plan yok, çünkü 28 Şubat'ın amacı darbe yapmak değildir" dedi.
-"Hükümeti devirmek gibi amaç yok"
"Başbakanlık görevini Tansu Çiller'e ben mi vermedim?" diyen Kılınç, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bunların BÇG ile ne ilgisi var? Sayın Demirel, Başbakanlık görevini Tansu Çiller'e verseydi, darbeden bahsedilecek miydi? Hayır.
BÇG'nin hükümet devirmek gibi bir amacı yoktu, kesinlikle olmamıştır. Hiçbir yasa dışı faaliyetim olmadığı, 42 yıllık meslek hayatım terör ve suçlularla geçtiği halde, 30 yıl süreyle bu güzelim ülkemize kan kusturan, milyarlarca lira zarara sokan, çoluk çocuk demeden katleden bir örgütün başıyla, aynı suç ve cezayla yargılanmam beni kahrediyor. Bunu başta beni tanıyanlar olmak üzere yüce Türk milletinin takdirine bırakıyorum."
Kılınç'ın savunmasını tamamlarken duygulandığı görüldü.
-"Birliklerden bilgiler geliyordu"
Savunmasını tamamlamasının ardından, Kılınç'ın sorgusuna geçildi.
Üye Hakim Hakan Oruç'un, "BÇG toplantılarına Jandarmanın temsilcisi olarak katılıyordunuz. Jandarmaya ne bilgiler geliyordu, neler sunuyordunuz?" sorusuna Kılınç, "Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığının genelgesi doğrultusunda birliklerden bilgiler gelmiştir" dedi.
Oruç'un, "Somut olarak ne bilgiler geliyordu?" sorusunu Kılınç, "Tam hatırlamıyorum ama izinsiz Kuran kursları açıldıysa yada devrim kanunlara aykırı faaliyet yapıldıysa bunlar geliyordu" cevabını verdi.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "İddianamedeki belgelerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) içinin temizlenmesi ibareleri geçiyor. TSK'dan atılmalarda, bu belgelerle bir ilişki kuruyor musunuz?" sorusuna Kılınç, "TSK'da kurallara uymayanlar gönderilebilir. O dönemin tehdidi irticaydı" yanıtını verdi.
-"JİTEM sorusuna tepki"
Müşteki avukatlarından Hüsnü Tuna'nın, "Kriz masasında isminiz geçiyor, bu masa hangi amaçla kuruldu?" sorusuna Kılınç, "Kriz masası toplantısı istihbarat başkanlarının katılabileceği bir toplantı. Kriz yönetimiyle ilgili değil. Başbakanlık genelgesi çerçevesinde oluşturulmuş bir masa bu. Bu bir karargah çalışma birimi" cevabını verdi.
Tuna'nın, "BÇG'nin eylem planında siyasi partilerin takibine ilişkin bir madde var. Başbakanlıktan gelen genelgede siyasi partilerin takip edilmesi görevi var mıydı?" sorusu üzerine, Kılınç, "Biz burada doküman çalışması yapmadık. Bilgi toplama dışında faaliyetimiz olmadı" dedi.
Avukat Tuna'nın, "O dönemde İran ve Cezayir'deki olayların yaşanmasını hazırlayan bir şeyler var mıydı? 1990'lı yıllarda Türkiye'de JİTEM ve itirafçılar işbirliğiyle birçok cinayetler işlendi. Bunlar, o tarihte dindarlar üzerine yüklendi. Cinayetlerin kim tarafından nasıl işlendiğine yönelik halka anlatım oldu mu?" sorusu üzerine, Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, "yargılama konusu üzerine soru soracaksanız sorun, aksi halde sormayın" uyarısında bulundu.
Tuna'nın, "soru sorma haklarının kısıtlandığını" ileri sürmesi üzerine, sanık avukatları ve yakınları tepki gösterdi.
-"Kriz yönetimi faaliyetinde bulunmadım"
Sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın, "Genelkurmay'da katıldığınızı söylediğiniz toplantının mekanı neredeydi?" sorusuna Kılınç, "Harekat Başkanlığının yakınındaki odaydı, hatırlamıyorum" dedi. Doğan da, "Hatırlamayabilirsiniz, Cevdet Sunay Salonu'ydu" karşılığını verdi.
Doğan'ın, "Genelkurmay Başkanlığında yapılan toplantılar çeşitli konularda koordinasyon amaçlıydı. Bunu iyi bir düşünsün. Katıldığı toplantının ismini gerçekten kriz masası toplantısı olarak mı hatırlıyor? Yoksa iddianamede kriz masası ismi geçtiği için mi öyle diyor?" sorusuna Kılınç, "Ben kriz yönetimi faaliyetinde bulunmadım. Başbakanlığın genelgesi doğrultusunda el edilen bilgilerin görüşülmesi oldu" cevabını verdi.
-"Mahkemenin kararı çok önemli"
Kılınç'ın avukatı Ahmet Baha Çelikten de müvekkilinin hükümet devirmek suçundan, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanmasının vicdanları yaraladığını savundu.
Müvekkilinin, hükümet devirmek gibi bir eylem ve kastının olmadığını kaydeden Balta, "Türkiye'de son 6 yıldır düzmece belgelere, yalancı tanıklara, hukuksuz uygulamalara dayanan pek çok dava ile TSK'nın ve değerli komutanlarının yıpratıldığı kamuoyu tarafından kabul gören görüşlerdendir. Bu anlamda mahkemenin vereceği karar çok önemli" dedi. - Ankara