Haberler

28 Şubat Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sanıklardan dönemin Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Dağ: "BÇG'de çalıştığım iddiası bir iftiradan ibarettir" "Gazetecilere verilecek temalar adlı belgenin evime konulduğun...

28 Şubat Davası'nda savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı emekli Albay Hüsnü Dağ, "BÇG'de çalıştığım iddiası bir iftiradan ibarettir" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın duruşmasında önce, sanıklardan dönemin Genelkurmay Plan Harekat Daire Başkanı emekli Korgeneral Köksal Karabay'ın çapraz sorgusuna devam edildi.

Karabay, müdahilliklerine karar verinceye kadar müştekiler ve avukatlarının sorularına yanıt vermeyeceğini söyledi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, Karabay'a, savunmasında 28 Şubat döneminde hükümete karşı hiçbir baskı ve cebir kullanılmadığını söylediğini hatırlattı. 28 Şubat dönemine ilişkin ve "Gerekirse silah bile kullanırız" başlağının da atıldığı bir dizi haberi örnek gösteren Çetin, "Bunlar, anayasal düzenin işlenişine ve hükümete karşı cebir ve şiddet olarak nitelendirilmeyecekse, nasıl nitelendirilir?" sorusunu yöneltti.

Karabay, soruya, "Bir haberi, çeşitli görüşlerdeki gazeteler kendi yorumlarına göre yönlendirirler. Bazı gazeteler tahrik etmiş olmak için yazmış olabilirler. Bunlara bakarak 'Silahlı kuvvetler cebir ve şiddet kullanıyor' hükmüne varmak ne derece doğrudur, takdirlerinize bırakıyorum. Bugün de aynı şeyi görüyoruz. Genelkurmay ilgili her haberi tekzip edecek olsa bütün zamanını buna ayırması gerekir. Esas, bundan rahatsız olanların dava açması gerekir" yanıtını verdi.

Karabay, savcıdan sonra iki müşteki avukatının sorusunu ise yanıtlamadı.

Karabay'dan sonra söz alan avukatı Çağrı Ayhan Şenel, müştekiler arasında 1995'te, hatta 1988'de YAŞ kararıyla ihraç edilenlerin bulunduğuna dikkati çekerek, "İddianamede, müvekkilim Köksal Karabay'ın o tarihlerde YAŞ kararıyla ihraç edilen kişilerle ilgili ne gibi dahli olabilir, açıklanmamış" dedi.

Adana'dan, UYAP üzerinden gönderilen bir şikayet dilekçesinden bahseden Şenel, "matbu bir dilekçenin boşluklarının doldurulduğunu" söyledi ve dilekçede "Belgeniz varsa ekleyin" ifadesinin bile aynen bırakıldığını kaydetti. Şenel, bunların, yargılamanın güvenilirliğini tehlikeye soktuğunu ifade etti.

İddianamenin ek klasörlerinde MİT Müsteşarlığının irticaya ilişkin MGK'ya yaptığı takdimle ilgili bir belge bulunduğuna işaret eden Şenel, bu takdimin MİT'ten istenmesini talep etti.

-"İftiradan ibarettir"

Şenel'in ardından sanıklardan dönemin Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı emekli Albay Hüsnü Dağ savunmasına başladı.

"Bugün belki de hayatımın en zor görevlerinden birini yapıyorum. Gerek yargı, gerekse basında hakkımızda oluşturulan önyargıların, karalamaların, yanlış kanaatlerin, yalanların, iftiraların ve suçlamaların her birinin ne kadar haksız, hukuksuz ve mesnetsiz olduğunu göstermeye çalıyacağım" diyen Dağ, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 gibi antidemokratik dönemlerin acılarını herkes gibi yaşadığını ifade etti ve özgürlükçü demokratik sisteme yürekten bağlı olduğunu söyledi.

Bilerek ve isteyerek, hukuka aykırı hiçbir eylemi olmadığını belirten Dağ, fakat hukuk tanımayan, hukuku bir araç olarak kullanan insanların haksızlıklarına çok fazla maruz kaldığını ifade etti.

Dağ, daha önceki celselerde Çevik Bir, Çetin Doğan ve Orgeneral Erol Özkasnak'ın da arasında bulunduğu bazı sanıkların, kendisinin BÇG'de görevlendirilmediği ve faaliyetlerine katılmadığını teyit ettiklerini anlatarak, "BÇG'de çalıştığım iddiası bir iftiradan ibarettir" dedi.

Genelkurmay Başkanlığının, başvuruları üzerine bir belge verdiğini bildiren Dağ, belgede kendisinin 1996-1998 arasında Genelkurmay Karargahı'nda BÇG veya başka bir çalışma grubunda yer aldığına, BÇG'nin toplantılarının yapıldığı mahal veya İç Güvenlik Harekat Daire Başkanlığında bulunduğuna ilişkin kayda rastlanmadığının belirtildiğini ifade etti. Dağ, bunun, BÇG ile ilgisi olmadığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kanıtladığını savundu.

-"Özgür iradesiyle istifa eden bir hükümet var"

Dağ, "cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya iştirakle suçlandığına" dikkati çekerek, "Ortada düşürülen değil, kendi özgür iradesiyle istifa eden bir hükümet var" diye konuştu. Dağ, "Gazetecilere verilecek temalar adlı belgenin evime konulduğunu düşünüyorum. Sahte belgeyle suçlanmak isteniyorum" dedi.

Dağ, 28 Şubat'la ilgili daha önce Hasan Celal Güzel'in suç duyurusunda bulunduğunu, Ankara DGM Savcılığının takipsizlik kararı verdiğini, buna itirazın da reddedildiğini anlatarak, bu karara rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, kaynağını yasadan almayan bir soruşturma yürüttüğünü savundu.

Duruşmaya daha sonra öğle arası verildi. Dağ, savunmasına aranın ardından devam edecek. - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
400 bin kişinin GSS prim borçları için af geliyor

Af geliyor! 400 bin kişinin tüm borçları silinecek

İngiltere'den tarihi rest: Bu gece Rusya ile savaşmamız istenirse savaşırız

İngiltere'den Rusya'ya tarihi rest: Bu gece sizinle savaşırız

Netanyahu UCM'nin tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı sonrası kameralar karşısına geçti tehdit etti

Tarihi Sarıyer Börekçisi'nin adını kullanan şirketin kıymalı böreğinden çıkanlar şok etti

Ünlü firmanın adını kullanıp böreğe sakatat katmışlar

title