Haberler

28 Şubat Davası (2/son): Emekli Albay Çetinkaya: Suçlamaları Kabul Etmiş Gibi Gösterildim

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat Davası'nda tutuklu sanık emekli Albay Cengiz Çetinkaya, "BÇG'de 10-15 gün kaldıktan sonra, yeni bir emirle 'Çekiç 97' sınırötesi harekatında görevlendirildiğim için ayrıldım."

28 Şubat Davası'nda tutuklu sanık emekli Albay Cengiz Çetinkaya, "BÇG'de 10-15 gün kaldıktan sonra, yeni bir emirle 'Çekiç 97' sınırötesi harekatında görevlendirildiğim için ayrıldım. Görev dönüşü harekattaki başarılı çalışmalarımız nedeniyle, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı tarafından üstün cesaret ve feragat madalyasıyla ödüllendirildik. Harekattan dönünce, 15 Haziran-10 Temmuz arasında senelik iznime ayrıldım. Doğru söylediğim için suçlu oldum. Söylediğim doğrular beni Sincan Cezaevi'ne götürdü" dedi. Savcılık ifadesinin tutanaklara yanlış geçirildiğini, "suçlamaları kabul etmiş gibi" gösterildiğini iddia eden Çetinkaya, yorgunluk ve şaşkınlık içinde verdiği ifadeleri kabul etmediğini söyledi.

28 Şubat dönemine ilişkin, 103 sanık hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan açılan davanın 30'uncu duruşması tamamlandı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, sanık yakınları ve avukatlar katıldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı bu duruşmada hazır bulunmuyor. Sanık emekli Korgeneral Tefik Özkılıç'ın savunmasını tamamlamasının ardından Avukatı Haluk Pekşen de savunmasını yaptı.

-"DOĞRU SÖYLEDİĞİM İÇİN SUÇLU OLDUM"-

Tutuklu sanık Cengiz Çetinkaya, Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekat Dairesinde proje subayı olarak görev yaptığını emrinde bir askeri daha bulunmadığını anlatı. Kendisinin yurtiçinde PKK terör örgütüne yurtdışında ise Yunanistan ve Kuzey Kıbrıs Rum Yönetimine yönelik psikolojik hareket konusunda verilen emirleri yerine getirdiğini ifade eden Çetinkaya, görev yaptığı daireden 10 Nisan 1997 tarihli BÇG kuruluş emrinde 4 kurmay subayın görevlendirilmesinin istendiğini anlattı. BÇG çalışmaları nedeniyle takdir belgesi almadığını ifade eden Çetinkaya, "BÇG'de, verilen emir gereği toplam 10-15 gün ve 40-45 dakika görev aldım, ancak proje subayı değildim. Ben BÇG'ye katılmadım desem, beni kim yalanlayacaktı?

BÇG'de 10-15 gün kaldıktan sonra, yeni bir emirle 'Çekiç 97' sınırötesi harekatında görevlendirildiğim için ayrıldım. Görev dönüşü harekattaki başarılı çalışmalarımız nedeniyle, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı tarafından üstün cesaret ve feragat madalyasıyla ödüllendirildik. Harekattan dönünce, 15 Haziran-10 Temmuz arasında senelik iznime ayrıldım. Doğru söylediğim için suçlu oldum. Söylediğim doğrular beni Sincan Cezaevi'ne götürdü" dedi.

Kendisiyle aynı konumda bulunan kişilerin, tahliye edildiğini ileri süren Çetinkaya, BÇG personel listesinde, telefon rehberinde ve iş bölümü konulu belgede isminin yer almadığını kaydetti. Savcılık ifadesinin tutanaklara yanlış geçirildiğini, "suçlamaları kabul etmiş gibi" gösterildiğini iddia eden Çetinkaya, yorgunluk ve şaşkınlık içinde verdiği ifadeleri etmediğini söyledi. Demokrasiye saygılı olduğunu vurgulayan Çetinkaya, tahliyesini ve beraatını istedi.

-"KAMPANYA KONTROL FORMUNDAN HABERİM YOKTU"-

Savunmasını tamamlamasının ardından Çetinkaya'nın çapraz sorgusuna geçildi. Üye Hakim Hakan Oruç'un, "Size Batı Çalışma Grubu'nun faaliyetleriyle ilgili bilgi verildi mi?" sorusuna Çetinkaya, "Oraya gittiğimizde bize gazete okuma görevi verildi. Daha sonrasını görmedim. Ben o zaman Güneydoğudaydım" cevabını verdi. Savcı Kemal Çetin, "dönemin Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile ilgili 'Kampanya kontrol formu' konulu gizli bir belgenin Genelkurmay Başkanlığı'nın hangi biriminde hazırlandığını bilip bilmediğini" sordu. Çetinkaya, "Benim bilgim yok. Bir 'Kampanya Kontrol Formu' var ama ben hazırlamadım. Benim dosyaya nasıl girmiş ona feryat ediyorum. Bunun inanın nerede hazırlandığını bilmiyorum. Ben böyle bir şey yazmadım" dedi. Söz alan sanık Oğuz Kalelioğlu, Çetinkaya'nın emrinde proje subayı olarak çalıştığını hatırlatarak, kendisine her hangi bir emir verip vermediğini, rapor topladığı konularında bilgisinin olup olmadığı sordu. Çetinkaya, şu yanıtı verdi:

"Bana savcılıkta gösterilen belgelerde, isim ve tarih olmadığı için böyle bir şeyden harekat başkanının haberi olur dedim. Daha sonra tarihleri görünce bunu ifademde düzelttim. Ben, hiçbir zaman daire başkanım bunu söyledi demedim. Güneydoğu'dan bir yerden elimize bir görüntü geçti. Orada namaz kılanların uygunsuz şekilde şakalaştığı şeyler vardı. Kalelioğlu'nun Diyanetle ilişkileri vardı. Daire başkanı oraya gidecek olan imamları bununla ilgili bilgilendirmiştir."

Avukat Enis Günay'ın "Vaazların verilmesiyle ilgili bir koordineniz oldu mu, sizin etkiniz nedir?" sorusuna ise Çetinkaya, "Güneydoğuya gidecek imamlara bu konuyu nasıl aşacaklarıyla ilgili bilgilendirme yapıldığını biliyorum" cevabını verdi.

-"HAYATIN DOĞAL AKIŞINA AYKIRI"-

Daha sonra Çetinkaya'nın avukatı Müşteba Aydın savunma yaptı. Aydın, "Atılı suçların olduğu dönemde müvekkilim binbaşı rütbesinde olduğu için suçlamalar hayatın doğal akışına aykırıdır. Kendisi Batı Çalışma Grubu'nda kısa bir görev yapmıştır. Batı Çalışma Grubu'nun ne yaptığını da binbaşı rütbesinde olan müvekkilimin bilmesi mümkün değildir. Müvekkilimin tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum" dedi. Duruşmaya yarın saat 10.00'da devam edilecek.

Kaynak: ANKA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title