Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

21 ilde daha okullar tatil edildi

21 ilde daha okullar tatil edildi

28 Şubat Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada müşteki avukatı olarak dinlenen Cüneyt Toraman, Türkiye'de gerçek anlamda darbe yargılamasına 15 Temmuz'dan sonra başlandığına işaret ederek, "Yani 40'dan fazla açılmış dava var, iddianamelerin çoğu elimizde, bakıyoruz.

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın yargılandığı davada müşteki avukatı olarak dinlenen Cüneyt Toraman, Türkiye'de gerçek anlamda darbe yargılamasına 15 Temmuz'dan sonra başlandığına işaret ederek, "Yani 40'dan fazla açılmış dava var, iddianamelerin çoğu elimizde, bakıyoruz. Keşke bu davanın iddianamesi de bu şekilde hazırlansaydı. Mesela o davada medya sorumluları var, siyasiler var, iş adamları var, askerler var, çoğu tutuklu. Bu davada niçin yok, nasıl bir darbe davası? Bu çelişkiye dikkati çekmek istiyoruz." dedi.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki 28 Şubat davasının duruşmasına, sanıklar, bazı müdahiller ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda, avukatların beyanları dinlendi.

Duruşmada söz alan müşteki avukat Cüneyt Toraman, 28 Şubat darbesine benzer Türkiye'de ve dünyada pek çok darbe olduğunu belirterek, bu benzerliklerin 28 Şubat'ı inkar edenlere karşı söylenmesi gerektiğini anlattı.

Uluslararası sempozyumlara gelen pek çok araştırmacı ve hukukçunun ülkelerinde 28 Şubat'a birebir benzer girişimler olduğunu öğrendiklerini vurgulayan Toraman, "Gerek Türkiye'de ve dünyada gerçekleşen darbeler, gerekse darbelerle ilgili yargılamalar davamız açısından önemli. Türkiye'de ilk darbe yargılaması, gerçek anlamda 15 Temmuz'dan sonra başladı. Yani 40'dan fazla açılmış dava var, iddianamelerin çoğu elimizde, bakıyoruz. Keşke bu davanın iddianamesi de bu şekilde hazırlansaydı. Mesela o davada medya sorumluları var, siyasiler var, iş adamları var, askerler var, çoğu tutuklu. Bu davada niçin yok, nasıl bir darbe davası? Bu çelişkiye dikkati çekmek istiyoruz." diye konuştu.

Müşteki avukatı Yasin Şamlı da mahkemeye sunulan iddianame sanıkları ve müdafileri tarafından ağır eleştirilere maruz kaldığını dile getirerek, on binlerce kişinin iştirakiyle işlenen ve milyonlarca mağduru olan bir suçla ilgili olarak düzenlenen 19 ek ve yüzlerce sayfadan ibaret bir iddianamede hataların olabileceğini söyledi.

"Gerçeği tersyüz etmeye yönelik iddialardır"

Sanıklar ve müdafilerinin iddianameyle ilgili asılsız ithamlarda bulunduklarını anlatan Şamlı, şöyle devam etti:

"Sanık müdafilerinin, Anayasayı ihlal suçu açısından 28 Şubat olarak bilinen olaylar zincirinin darbe olmadığı ve iddianameyi düzenleyen savcının FETÖ iddiasıyla meslekten atıldığını beyanla 28 Şubat davasının amacının Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi üst düzey generallerin ve subayların makamlarını ele geçirmek amacıyla müvekkillerine kumpas kurulduğuna yönelik iddiaların tamamına yakını hukuki temelden yoksundur. 28 Şubat'ın darbe olmadığına yönelik itirazlar gerçeği tersyüz etmeye yönelik iddialardır."

28 Şubat postmodern darbesinin bir darbenin bütün unsurlarını taşıdığını inceleyen herkesin görebileceğini ifade eden Şamlı, mahkeme huzurunda dinlenen Hasan Celal Güzel, İlnur Çevik, dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener ve Başbakanı Tansu Çiller'in 28 Şubat darbesini açık dille anlattığını söyledi.

Şamlı, sanık müdafilerinin, Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi müvekkillerine de kumpas kurulduğu yönündeki iddiasının da temelsiz olduğunun altını çizerek, "Ergenekon ve Balyoz davaları ile bu davanın yargılama konusu 28 Şubat, nitelikleri itibarıyla farklıdır. Ergenekon ve Balyoz davaları darbe hazırlığı iddiasına dayandığı halde mahkemenizdeki darbe davasının fiilleri milyonlarca kişinin ve hatta bütün dünyanın gözleri önünde cereyan etmiştir. 28 Şubat darbesi failleri de mağdurları da belli olan, gerçekleşmiş, tamamlanmış bir darbedir." şeklinde konuştu.

"28 Şubat'ın mağdurları, İslami hassasiyeti bulunan kişilerdir"

Avukat Necip Kibar da İsmail Hakkı Karadayı ile Tansu Çiller'in beyanlarının, Batı Çalışma Grubunun (BÇG) darbe girişimiyle o günkü hükümeti bertaraf ettiğini gösterdiğini, sadece bu kişilerin beyanlarının dahi sanıkların cezalandırılması için yeterli olacağını belirtti.

BÇG'nin bir tepe örgüt olduğunu savunan Kibar, dosya kapsamında yargılanan sanıkların yanı sıra, BÇG'nin talimatı ve yönlendirmesiyle 28 Şubat darbesine katılan o dönemde farklı görevlerdeki diğer kişilerin de haklarında dava açılıp yargılanmaları gerektiğini dile getirdi.

28 Şubat mağdurlarının tamamının davaya katılma taleplerinin de kabülünü isteyen Kibar, "28 Şubat'ta direnenlerin çocukları, 15 Temmuz'da Türkiye'yi bir felaketten kurtardı. 28 Şubat'ın mağdurları, İslami hassasiyeti bulunan kişilerdir. O dönem FETÖ ile gerçekten mücadele edilseydi 15 Temmuz sürecini yaşamazdık. Anlaşılıyor ki birlikte iş tuttular ve onların orada kalmasını sağladılar.

Benim müvekkillerim 28 Şubat sürecinde diri diri toprağa gömüldü. Sanıklar, bunun hesabını vermekle mükellefler." ifadelerini kullandı.

Avukat İbrahim Öztürk ise daha önce görevsiz mahkemede verdikleri savunmaları yok sayılarak sanıklardan yeniden savunma alınmasını talep etti. Öztürk, ayrıca sanıkların tutuklu yargılanmalarını istedi.

Avukat Ahmet Taylan da 28 Şubat sürecinin çok sayıda bileşeni bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"28 Şubat'ı gerçekleştirenler sadece buradakiler değil. Küçük bir paydaşı burada. Bunun siyasi ayağı, basın ayağı, iş dünyası ayağı, üniversite ve yargı ayağı burada yok. Şu anda yapılan yargılama çok sathi bir yargılamadır. Her unsur ayrı ayrı yargılanmalı. Savcının iddianamesi o kadar eksik ki ne tür bir karar verilirse verilsin kamu vicdanını tatmin etmeyecek. Sadece burada bulunanların yargılanmasını davanın bütünlüğü açısından çok eksik olarak görüyorum."

Taylan, 28 Şubat sürecine katılan diğer kişilerin de yargılanmasını talep ettiklerini belirtti.

21 Kasım'a ertelendi

Sanık avukatları da karşı taraf avukatlarının taleplerinin reddini istedi.

Talepler hakkındaki görüşü sorulan duruşma savcısı, davanın geldiği aşamanın göz önüne alınarak taleplerin reddine hükmedilmesini istedi ve esas hakkındaki mütalaası için süre talep etti.

Talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, savcıya esas hakkındaki mütalaası için süre verilmesine karar verdi. Diğer talepleri reddeden heyet, davayı 21 Kasım'a bıraktı.

Kaynak: AA / Güncel
title